Gece boyunca şu bölümü yazmakla uğraştım. Yorum patlaması gelmezse bozuşuruz.
Bölümün sonuna doğru olan kısmı tamamen Chase şarkıları dinlerken yazdım. Mis gibi gitti. Sfb taekook'un ten uyumu bana Chase şarkılarını hatırlatıyor.
Kontrol etmiyorum, düzenlemeye alacağım. Bol yorum ve iyi okumalar diliyorum🫶🏻
•••
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•••
21 Ekim, cuma.
Diodore'un zevkine oldum olası güvenirdim.
Güvenimi de asla boşa çıkartmazdı. Önceden birkaç kez evime kıyafet veya takı yolladığı olmuştu, hepsi benim kullanacağım ve bayılacağım parçalardı. Kumaştan, taşlardan, kaliteden ve markalardan çok iyi anlıyordu. Gözleri keskindi, uzaktan gördüğü bir şeyin kalitesini hemen anlardı.
Bu yüzden onca kuyruğunu elinin tersiyle itip bana gelmiş olmalıydı. İşini biliyordu.
Kaliteden anlamamış olsaydı şu an benim kollarımda değil ben olmaya çalışan aşıklarının yanında olurdu. Neyse ki Diodore zekiydi.
Derse geldiği gün, boş bir sınıfta bana ettiği teklif çok cazipti. Gideceğimiz davet epey büyüktü, çoğu iş adamı ve kadını orada olacaktı. Aileler de katılacaktı. Joe'nin ailesinin de katılacağına emindim. Oraya Taehyung ile kol kola girmemin medyayı nasıl sarsacağını biliyordum.
Açık söylemek gerekirse, Taehyung ile olan ilişkimden önce her yerde az çok konuşulsak da birkaç haftadır medyada adımız çok fazla geçmeye başlamıştı. Epey skandal çıkmıştı bizden, haliyle gündemde biz vardık ve bu benim için sıkıntı değildi. Her zaman kameraların önüne açık bir yaşamım vardı. Kimseden bir şey saklamazdım. Taehyung ise kamera önünde durmayı pek sevmezdi, yine de kendini ve hayatını saklamazdı.
Bu yüzden şu anki durumumuzdan memnunduk ve kamera önüne rahatça çıkabiliyorduk. Taehyung'un yerinde medyadan korkan birisi olsaydı ne yapardım, bilmiyordum. Büyük ihtimalle vizyonsuzluğundan midem bulanır ve ilişkimi keserdim. Özgüvensiz ve pasif adamlara gelemezdim ben.
Fakat Kim Diodore Taehyung... belimden kavrayıp rahatça kamera önüne çıkıyor, konuşulanları kıçına takmayıp beni istediği gibi hayatına katıyordu. Gözlerime bakarken kendine olan güvenini orada görebiliyordum, kanımı kaynatıyordu. Onu neden bu kadar istediğimi bana hatırlatıyordu gözlerime bakarken.
Ona bitiyordum.
Benimle o davete gidecek olması bile bizim için büyük bir adımdı. Birkaç gün evimizin önleri rahat durmayacaktı. Korumaları sürekli kontrol etmek zorunda kalacaktı. Evimizin etrafı kameralarla dolacaktı.
