Merhabaa.
Bir sürü yorum gelmesinin üstüne rahat rahat bölüm yazdım. Geçen bölüm çok fazla tk etkileşimi görememiştik, bu bölüm o eksikliği azıcık gidereceğiz.
Yorum sınırı 50.
İyi okumalar diliyorum♡
•••
•••
28 Eylül Çarşamba
İki katlı evin mavi ışıklarının aydınlattığı ön bahçeye giren arabanın içindeki beden, bakışlarını etrafta gezdirirken ağzındaki sakızı sessizce çiğniyordu. Dakikalar önce evine bıraktığı kız arkadaşı çoktan aklındaki yerini boşluğa bırakmıştı. Tek düşündüğü şey eve girip odasına çekilmekti. Üzerinde sabahki maçının ağırlığı vardı. Uzun bir duş ve uyku... çok şey istemiyordu.
Arabayı ön bahçenin ortasında duran heykelin yanında durdurup arabadan indi. Yanına gelen güvenlik görevlisine anahtarı verdikten sonra ellerini bol pantolonunun ceplerine sokup evin kapısına doğru yürüdü. Kapıyı yumruk yaptığı eliyle tıklattı ve açılmasını bekledi. Soğuk hava içine işlemişti.
Kapı küçük bebeği tarafından açıldı. Ona koca, siyah gözleriyle bakan bebeğini görür görmez gülümsedi ve onu kucağına aldı. Bu hayatta en sevdiği varlıkları kardeşleriydi. Wonhee ve Jonggyu'nun hayatına gelmiş olan en güzel şeyler olduğunu düşünüyordu. Taehyung'un tüm kabalığı ve soğukluğu kardeşlerinin karşısında eriyip gidiyordu.
"Nasılsın bebeğim benim?"
Jonggyu, sabah annesinden abisinin maçta birinci olduğunu öğrenmişti. Bu yüzden tüm gün abisinin gelmesini beklemişti. Şimdi de ona ablasıyla hediye olarak yaptığı pastayı göstermek için sabırsızlanıyordu.
"Çok iyiyim hyung. Sen nasılsın? Maçta birinci olmuşsun. Sana hediye öpücüğü." Dedi ve Taehyung'un pürüzsüz tenine dudaklarını bastırdı. Taehyung, bu tatlı ve büyük öpücükle kıkırdarken salona ilerledi. Fakat salona geçerken sağ tarafında kalan mutfağın ışığının açık olduğunu görünce oraya ilerledi.
"İşte şimdi çok iyiyim bebeğim. Annemler nerede?" Dedikten sonra mutfağa girmişti. Cevabını aldığında gülümsemesi genişledi.
Annesi, babası ve kız kardeşi önlerinde durdukları mutfağın ortasındaki geniş masanın üstündeki pastanın mumlarını yakmaya çalışıyorlardı. Catherine daha fazla dayanamamış olmalı ki Wonhee'nin elinden çakmağı alıp mumları hemencecik yakmıştı. Kafalarını kaldırır kaldırmaz ise Taehyung'u görmeleriyle üçü birden aynı anda gülümsemişlerdi.
"Tebrikler Taehyung!"
Üçü birden aynı anda bağırdığında Taehyung kahkaha atıp pastaya doğru ilerledi. Kardeşlerinin yaptığı epey belli olan pastanın mumlarını üflerken onu alkışlayan aile üyeleri, onu hiç olmadığı kadar mutlu ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Super Freaky Boy
Teen FictionSeni istediğimi ve sana ihtiyacımın olduğunu biliyorsun. Senin kötü romantizmini fena halde istiyorum.