Selamlar selamlar.
Bakın bu sefer gecikmedim. Çünkü aklımdaydı bu bölüm.
Şimdi ufak bir mantık hatası yapmışım ben. Ufak değil ama biz ufak sayalım. Normalde Fransa ve Güney Kore arasında sekiz saatlik bir fark var ve benim uçuş saatlerini, davet saatini, partilerin çakışma saatini falan buna göre ayarlamam gerekiyordu fakat hiç aklıma bile gelmemiş saat farkı.
Biz saat farkı yokmuş gibi davranalım şimdilik. Düzeltmek çok uzun sürerdi ki işin içinden çıkamazdım, gidişat değişirdi çünkü:(
Görmezden gelmenizi rica ediyorum☹️
iyi okumalar diliyorum🫶🏻
•••
23 Ekim, pazar
Kolay sinirlenir, kolay parlardım. Beni dürten şeyler nadirdi ve o beni dürten şeyler beni çok çabuk sinirlendirirdi. Fevrilik kanımda vardı. Çok çabuk da sakinleşmezdim. Dünden beri de sakinleşememiştim. Üstümde inanılmaz bir gerginlik ve sinir vardı. Biraz daha böyle kalırsam gerginlikten davete katılamayacaktım. İçimdeki sinir dinmiyordu.
Bu sinirin getirisi inanılmaz bir hırstı ve ben hırs yaparsam tüm düzenim değişirdi. O aptal kız yüzünden hırslanıp düzenimi bozmak istemiyordum.
Dün gece Taehyung'u evime çağırmış, geldiğinde sinir krizleri eşliğinde ortalığı dağıtmıştım ve Taehyung anlamlandıramamıştı bu halimi. Neden bu kadar sinirlendiğimi anlamıyordu. Normaldi anlamaması. O kızın ismi geçtiğinde dahi deliriyordum ben, farkında değildi. Ne derece fırtınalara kapıldığımı, sinirden ağlayacak derecelere geldiğimi bilmiyordu.
Burada olmadığım sürede o kız vardı Taehyung'un yanında. Sürekli sarılıp, öpüşüp seviştiği bir kadındı o. Ben geldiğimde dahi onu öne sürerek reddetmişti beni. Her ona geldiğimde onu sevdiğini söylemiş, onunla mutlu olduğunu dile getirip uzaklaştırmıştı beni kendinden. Evet, o zamanlar bunu takmayıp onu tekrar elde etmek için oynamaya devam ediyordum fakat sonradan, aşkım büyüdükçe o anları düşünmek hastalaştırmıştı beni.
Rahat rahat Taehyung'un etrafında dolaşması, yaptığı iğrenç şeylere rağmen hâlâ onları yakıştırıp beraber olmalarını isteyen yorumlar, haberler, şirket... resmen hiçbir şey olmamış gibi, Taehyung önünde sonunda ona gidecekmiş gibi rahatça etrafında dönüp durması beynimde şimşeklerin çakmasına neden oluyordu. Gözlerimin içine baka baka ilişkilerini yıktığımı, yaşadığını yaşayacağımı söylüyordu.
Yaşamayacaktım. Sağlıksız ve olmaması gereken bir ilişkiyi yıkmıştım ben. Benim ilişkim gayet iyiydi ve yıkılmayacaktı. Benimle yarışamayacaktı. Ne kariyerimde, ne aşkımda, ne ilişkimde... o benimle yarışacak konumda değildi.
Her yeri dağıtmamın sonucu Taehyung beni az da olsa sakinleştirmiş, bundan haberinin olmadığını ve sorgulayacağını söylemişti. Sadece bana odaklanmıştı dün gece. Dakikalarca saçlarımı okşamış, sinirle akan gözyaşlarımı silmiş, anlamlandıramasa dahi anlıyormuş gibi davranıp ilgilenmişti benimle. Maçı olmasına rağmen geç saate kadar beni göğsünde uyutmaya çalışmış, sabahın erken saatlerinde beni uyandırıp havaalanına bırakmıştı.
Endişelendiği yüzünden belliydi. O halimi görmeye alışık değildi, ilk defa görüyor dahi olabilirdi. Haliyle şaşırmıştı. Özellikle böyle bir olayda bu derece sinirlenmem... normal değildi lakin hakim olamıyordum. Delirtiyordu o kız beni. Her yerden çıkıyordu, her yerde eli vardı ve ben kurtulamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Super Freaky Boy
Teen FictionSeni istediğimi ve sana ihtiyacımın olduğunu biliyorsun. Senin kötü romantizmini fena halde istiyorum.