Hadi başlayalım.
12/07/2023
~~~~~~~~~~~~~~~
Merhaba bu kaçıncı mektubum bilmiyorum çünkü üşeniyorum saymadım ama sanırım altı veya yedi olmalı bu mektupları neden yazdığımı bilmiyorum.
Hatta birileri okuyacak mı onu da bilmiyorum.
Hatta hatta değişik bir şekilde bunları yazarken duygulu değilim yani göz yaşlarım kağıda dökülüp mürekkebi akıtmıyor.
Çünkü bana ağlamayı bile yasakladılar sadece bunu değil yaşamayı bile yasaklamaya çalıştılar ben yaşama tutunmaya çalışıyorum ama yaşam bile beni istemiyor ki yavaş yavaş ölüyorum.
Bugün diğer günlere daha kötüydüm ayağa bile zar zor kalktım.
Yemek yemek ya da ilaç içmek gibi saçmalıklar yapmadım.
Bunları yapmazsam daha hızlı ölürüm.
Bir de bugünün diğer günlerden farkı evden biraz uzakta olan sokak lambasının altındaki bankta değil de evin içinde yazıyorum.
Çok uzatmamak gerekirse yine bu mektubu da belki birisi bulur da beni unutulmaktan kurtarır diye yazdım.
Bencillik etmedim değil mi ?
Ben kaybolmak istemiyorum ben unutulmak istemiyorum insanlar benim sırtıma onca yara izi ve ağırlık bırakırken ben dünyaya küçük bir iz bırakmak istiyorum.
Hem de kötü değil iyi bir iz.
Ölmüşüm ağlayanım yok lafının can bulmuş hali gibi olduğum için özür dilerim.
''Acı çekmek , büyük bir zekaya ve duyarlı bir yüreğe sahip kişiler için her zaman kaçınılmazdır.''
Acı çekmekten kaçmıyorum bu zamana kadar kaçmadım da , ama çok yoruldum.
Elimdeki kağıdı cebime koydum.
Üzerimde hala ölü bir toprak vardı sanki daha ölmeden atmışlardı toprağı üzerime olsun buna da tamam.
Ben hakkımı Allaha havale ettim bundan büyük söz var mıydı ? yoktu.
Arkama biraz daha yaslanıp elimdeki serumla bakışmaya başladım. Ya güne hastaneyle başlıyordum ya da hastaneyle bitiriyordum.
Sinir bozukluğuyla gülümsememle artık gerçekten delirdiğime kanaat getirdim.
Hastane 2. evim gibi olmuştu pardon 3. ilk ikide ne var derseniz.
Bir sokaklar , iki karakol ve üç hastane neyse ki alışmıştım.
Kapı açıldı ve içeri biri girdi kafamı kaldırma zahmetinde bile bulunmadığım için kim olduğunu bilmiyordum.
Sandalyeyi çekip yanıma oturmuştu.
-Nasıl hissediyorsun kendini ?
-Kötü.
Emirdi , bu lakabını sözde abiden doktor abiye atamıştım çünkü az önce ona doktor abi denilince sinir olduğunu öğrenmiştim.
-Yarın değil öbür gün yani pazar günü sabah Mardin'e bilet aldık.
-İyi siz bilirsiniz gidin dönün memleketinize.
Bana ne giderlerse gitsinler en başından belliydi zaten gidecekleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Karışıklıklar ( Gerçek ailem erkek versiyon )
ChickLitHayatı zaten onun için iyi gitmezken daha da sarpa sarmıştır ve o hiç bir şeyle uğraşmadan huzurla ölmek istiyordur. Erkek versiyon gerçek ailem hikayesidir. Bu arada gerçek ailem kitabı kıtlığındaysanız keyifli hüzünlü komik ama en çok kaoslu anlar...