31. Bölüm | Eymen Aktürkoğlu

2.2K 107 19
                                    

12:05

Işim gücüm olmadığı için öylece tesiste vakit geçirmeye çalışıyorum. Iki saat boyunca antremanı izledim fakat sonra takım spor odasına çıktı. Neslihan ise bir yerlerde başını bilgisayarına gömmek üzereydi.

Selen isimli şahış şimdilik ortalıkta görünmüyordu.
Hoş, görünse bile Neslihanın bakışlarına kurban gidiyordu.

Aslında hikayelerini merak ediyordum, ama Kereme sormak için kendimde cesareti bulamadım. Hastanede bana aşık bile olmadığını, kendi isteği dışında gelişen bir şey olduğunu söylemişti. Zorla mı sevgili olmuştu yani?

Birden koridorun sonundan bir ses yükseldi.
"Güzelim, napıyorsun burda tek başına.", dedi Yunus abim.
"Hiç, oturuyordum öyle. Biraz sıkıldım."
"Gel, terasa çıkalım. Ben birazdan çıkıyorum zaten."

Başımı sallayarak yerimden kalktım ve birlikte terasa çıktık. Tabi hava soğuk olduğu için kapalı olan bölgede oturduk. "Bir şey içermisin, güzelim?"
"Sıcak çikolata olur."

Yunus abim masadan kalkıp giderken aklıma dank etti sanki.
O Selen denen kadınla Keremin hikayesini bilse bilse Yunus abim bilirdi. Neden daha önce aklıma gelmedi ki?

Fazla bekletmedi ve kendisine bir fincan kahve, bana da istediğim içeceği getirdi. "Yeğenim nasıl?", dedi gülerek. "Ohoo, çok iyi, çok! Ama biraz çektiriyor bu aralar."

"Neden?", dedi bir yudum alırken.
"Bazen Keremin kokusundan bile tiksiniyorum. En sevdiğim yemekleri yiyemiyorum. Ama hep anlık gelişiyor, o yüzden artık kestiremiyorum.", dedim.

"Normal bu durum, değil mi?", diye sordu. "Evet evet, gayet normal."
"Aslan yeğenim benim. Dayısı onu çok şımartıcak kızım."
"Acaba ben ne zaman yeğen sahibi olucam?", dedim birden onu sıkıştırarak.

Bir kaç ay önce sanki bir şeylerin başlangıcındaydı, yani davranışları o yöndeydi. Ama şimdi yine eskiye dönmüş gibiydi.

"Oraları hiç deşme güzelim.", dedi birden daha ciddi bir hale bürünerek.
"Peki madem, şimdilik deşmiyorum."
Onu sık boğaz etmek istemedim, zaten en sevmediği şeydi. Demek ki bir şeylere kırılmış olmalıydı.

Sıcak çikolatamı biraz daha yudumladım ve doğru ânı yakalamaya çalıştım. Ona o soruyu sormam gerekiyordu.

"Yunus abi..", dedim dikkatini yeniden üzerime çekerek. "Sana bir şey sormak istiyorum."
"Sor, Aysima."
Yutkundum ve derin bir nefes aldım.

"Sen... Keremin eski nişanlısıyla olan hikayelerini biliyormusun?"
Yüzünde ufak bir şaşkınlık görebildim. "Kereme sordun mu bu soruyu?", dedi.
"Yani.. aslında hayır. O üstü kapalı bir şekilde biraz bahsetti, ama hikayelerinin tamamını sormadım."
"Soramadın.", diye düzeltti.

Beni gerçekten çok iyi tanıyordu.

"Ve o yüzden benden öğrenmek istiyorsun.", diye devam etti.
Sessizce başımı salladım. Masada duran elimi elinin içine aldı.
"Neden korkuyorsun, Aysima? O kadın onun geçmişinde kalmış birisi. Sen onun bugünüsün, yarınısın. Dününü öğrensen nolur?"

"Bilmiyorum, belki anlatmak istemez diye düşündüm."
"O seninle her şeyini paylaşır, güzelim. Sadece sorman yeterli."

Evet ya, tam olarak neyden korkuyordum ki?

Bu akşam ona bu soruyu sormalıyım.

📸

17:10

Eve giriş yapar yapmaz üzerimdeki kıyafetlerimden kurtuldum ve banyoya girdim. Aslında niyetim kısa bir duş almaktı, ama duyduğum sesle birlikte Keremin girdiğini anlamam zor olmadı.

Fotoğrafcı Kız || Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin