19. Bölüm | Duş

2.3K 99 61
                                    

Istanbul, 2 Temmuz, 10:23

Bugün Kerem hastaneden çıkışını yaptı ve onun evine gittik, tabi arabayı ben kullandım. Kerem değnek kullanmak zorunda kalıyordu, tabi ki bu halde araç da kullanamazdı.

Henüz yürümekte zorluk çektiği için bir kaç gün onda kalmaya ve ona yardımcı olmaya karar verdim. Doktor onun bol bol uzanması gerektiğini ve bacağını zorlamamasını söyledi.

Evine varınca anahtarı ben aldım ve kapıyı açtım, Kerem de benim arkamdan girdi.
"Hemen uzan, Kerem. Nereye yatmak istersin, koltuğa mı yatağına mı?", diye sordum.

"Koltuğa, tüm gün yatak odasında kafayı yerim.", dedi koltuğa doğru ilerleyerek.

O uzandı ve ben ayağının altına bir yastık koydum. "Canın acımıyor, değil mi?", diye sorma gereği hissettim.
"Aysima, iyiyim ben. Neden bu kadar telaşlısın? Gel otur yanıma sevgilim."

Karşı koyamıyordum ki, ödüm kopuyordu canı yanar diye.

"Otururum oturmasına ama, benim acilen eve uğrama lazım Kerem. Kendime bir kaç eşya almalıyım."
Keremde kalıyordum ama yanımda bir pijama bile yoktu.

"Doğru ya, tamam sen git ozaman. Ben uzanıyorum zaten. Televizyondan son maçın tekrarını izlerim."
"Tamam, çıkıyorum ben!", dedim ve aceleyle arabaya doğru yürüdüm.

Eve varınca hemen işe koyuldum. Bir çanta aldım ve içine öncelikle pijama niyetine kısa bir kaç short ve tişört aldım. Ardından tüm bakım eşyalarımı ve sonraki günlerde giyebilceğim rahat kıyafetler koydum. Iç çamaşırları da unutmadan hepsini bitirdim.

Dün akşam çıkmadan lambalarımın birini açık bırakmışım.

Iyi ki evi yakmadın Aysima.

Bir şeyleri unutmadığıma emin olunca evden çıkış yaptım ve tekrar Keremin evine doğru yol aldım. Evin önüne geldiğimde Yunus abimin arabasını gördüm. Tam ben inerken onun da arabasının kapısı açıldi, yeni gelmiş olmalıydı.

Beni görünce bana doğru yürüdü. "Güzelim? Nerden böyle?", dedi.
"Eve uğramıştım, bir kaç eşya aldım.", dedim o bir elini omzuma atarken. Birlikte Keremin evine doğru yürüdük ama Yunus abim birden bizi durdurdu.

"Aysima, bir baksana.", dedi birden ciddileşerek.
Elini omzumdan aldı ve karşıma durdu.

"Sizin Keremin sakatlığı yaşanmadan önce... aranızda bir sorun mu geçti?", diye sordu birden.

Bu sefer kedi bakışı da kurtarmaz seni Aysima.

Ona bir kez daha yalan söylemek istemiyordum. Zaten yalancının mumu da yatsıya kadar yanıyordu.

"Aslında evet..", dedim, ve ardından devam ettim. "Ama şimdi sorun neydi diye sorma. Çünkü geçti bitti. Seninde bu konu yüzünden ona gardını al istemiyorum. Zaten bir önemi kalmadı artık."

"Peki, nasıl istersen. Sana güveniyorum. Eğer sen mutluysan bana da laf düşmez."

"Seni çok seviyorum Yunus abi.", dedim ona sarılarak.

"Bende seni seviyorum güzelim.", dedi başıma bir öpücük kondurarak.
"Hadi girelim de şu sakar herifle biraz uğraşiyim.", diyerek ayrıldı ve kapıya doğru yürüdü.

"Dur, o şimdi kalkamaz. Bende anahtar var.", dedim ve kapıyı açtım.

Kapıdan içeri girdik ve ben Yunus abimden önce salona yürüdüm, ama keşke yürümez olsaydım.

Koltuğun bir yanında Kerem, diğer yanında kleopatra gibi uzanmış bir Barış, elinde ağzına götürdüğü üzümler vardı.

"Lan sen hangi ara geldin?", dedi Yunus abim şok içinde.

Fotoğrafcı Kız || Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin