28. Bölüm | Elbise

1.9K 96 25
                                    

Istanbul, 11 Kasım, 19:21

Mükemmel bir ortam vardı.
Keremin bütün arkadaşları burdaydı ve herkes deli gibi eğleniyordu. Ben kendimi biraz daha geriye çekip seyretmeyi tercih ettim. Nohutumu çok fazla sarsmak istemezdim.

Bir an döndüğümde Kerem havalarda uçuyordu, arkadaşları onu fırtlatmıştı.

Çocuğunun babası elden gidiyor, Aysima. Birazdan tavandan uçar.

Neslihan söylediği gibi durmadan yanımdaydı, su içmem için sıkca uyarılarda bulundu.
"Kuzum, biraz otur hadi. Çok yoruldun.", dedi.
Dediğini yaptım, gerçekten ayaklarım sızlıyordu.

Elbisemi de çoktan değiştirip daha hafif bir şeye geçmiştim oysa ki.
Keremin insan dolusu dans pistinden çıkıp yanıma geldiğini gördüm.
"Iyimisin, Kerem?", dedim gülerek.
"Iyiyim sev-, karıcım. Sen iyimisin? Bebeğimiz seni yormuyor, değil mi?"

"Çok şükür iyi hissediyorum. Miğdem de hiç bulanmadı bugün!", dedim.
Kerem o sırada artık yanıma oturdu ve elimi tuttu. "Şu düğün bir bitsin, artık uçakta olmak istiyorum.", dedi birden.
"Ne uçağı?", dedim şaşkınca.
"Seni balayına götürmiceğimi düşünmedim galiba, Aysima?"

Aslında tam olarak da öyle düşünmüştüm, yani en azından şu an değil.
"Bilmem, sen bir şey söylemeyince işten dolayı gitmiceğimizi düşünmüştüm."

Yüzümü elleri arasına aldı.
"Seninle bir haftalığına kaçıyoruz buralardan, Aysima."
Bir hafta mı?! O kadar izni nasıl alabilmişti ki?
"Bir sonraki maç iki hafta sonra. O yüzden izin alabildim."

Şaşkınca gülümsemeden edemedim. Ben hayalini bile kurmamıştım oysa ki.
"Sevgili karımı ve karnında taşıdığı bebeğimizi bir balayına götürmedi dedirtmem, Aysima."
"Delisin sen, Kerem."
"Sana deliyim."

"Pasta geliyor, pasta!"
Gelen sesle birlikte kafamı çevirdim ve seçtiğimiz pastanın kocaman hali ortama giriş yaptı. Pastayı görünce resmen iştahım açıldı, bu hormonlar beni bitiriyordu. Bir an önce yemezsem ölcekmiş gibiydim.

📸

1:17

Saat çoktan gece yarısını geçti ve sonunda biten düğünümüzün ardından Keremle arabada evin yolunu tuttuk. Uyumamak için direniyordum.

"Ne eğlendik ama değil mi, Kerem?"
"Öyle sevgilim. Asıl sen Altayı gördün mü? Herifte de bel varmış, kıvır kıvır bitmedi!", dedi gülerek.

Kerem özellikle futbol arkadaşlarıyla çok fazla dans etti, o aralar ben bir köşede oturup içimdeki canavarı doyurmaya çalışıyordum.

"Sende az değilmişsin ama he, bundan sonra isterim dans şovları, kocacım."
"Ben sana birazdan şovu göstericem, Aysima."

Doğru ya.
Bir de gerdek gecemiz vardı.
Çaktırmadan yan gözle Kereme doğru bir bakış attım, yüzünde o sinsi gülümseme vardı.

Bir kaç hafta boyunca onunla hiç bir yakınlaşmada bulunmadım, ki bu gecemiz biraz özel olsun diye. O yüzden biraz sabırsızlaşmıştım açıkcası.

Kerem evinin önüne geldi ve arabayı park etti. Tam ben kapımı açıcaktım ki "Sen bekle.", dedi ve indi. Kapıma geldi, kapımı açtı ve birden ne olduğunu anlamadan beni kucakladı.
"Napıyorsun Kerem?!", dedim gülerek.
"Çok yoruldun, daha fazla yürüme. Lazımsın bana."

Itiraz etmedim ve ellerimi boynuna sararak kucağında içeri taşındım. "Prenses muamelesi diye buna derim."
"Birazdan prensesin elbisesi üzerinde olmicak ama.", dedi

Fotoğrafcı Kız || Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin