15. Bölüm | Dondurma

2.3K 97 20
                                    

Neslihan ve Barış benim evimin önünde, dip dibe ve nerdeyse dudak dudağalardı.
'Hadi hayırlısı olsun!', dedi içimdeki ses.

Kerem şok içinde bana döndü. "Bunlar ne ara bu kadar yakın oldular."
Gülümseyerek "Ben tahmin etmiştim zaten.", dedim.

Kerem birden flashlarını yaktı ve ikisi ilkilerek birbirinden ayrıldı, Neslihanın ödü kopmuştu. Yüzümde pişmiş bir gülümseme vardı, şimdi düşmüştü elime.

Arabadan iner inmez sulandım.
"Ooh, hayırlı işler hocam!", dedim Neslihana doğru. "Barışcım, sana da."
Nesli 'Nolur yapma' gibi bir yüz ifadesiyle bakıyordu şu an.
"Şey, bizde sana geliyorduk, zile bastık falan ama...", diye gevelemeye başladı.

"Hmm, öyle mi olmuş.", dedim gülerek. "Kerem duydun mu? 1 2 3 diyince birlikte inanıyoruz tamam mı?"
Kerem yanıma yaklaştı ve elini belime sardı. "Tamam sevgilim."

"Bari benim sokağımda yapmayın gençler, yani konu komşu var. Olmaz yani.", dedim onları ayıplıyormuş gibi.
"Siz otel teraslarında yaptınız yenge.", dedi Barış, sonunda sessizliğini bozarak.

"Teras kadar taş düşsün başına, ne terasmış be!", dedim.

"Neyse, geç de oldu. Biz gidelim en iyisi, yani Barış sen beni eve bırak, sonra kendin eve git." Nesli heycandan ne dediğini bile bilmiyordu.
"Eh kalsaydınız?", dedim.
"Yok yok, gidelim.", dedi Neslihan.

"Iyi peki madem, yarın görüşürüz iş yerinde." Nesliye 'Seninle de görüşücez' bakışımı attıktan sonra ikisi de Barışın aracına binip sokaktan ayrıldılar.

Görüş alanımdan çıktıklarında Kereme döndüm. "Biz de mi ayrılmamız lazım şimdi.", dedim dudağımı büzerek. Keremin de bir evinin olduğu gerçeği hoşuma gitmiyordu, onunla uyurken bebek gibi uyku çekiyordum.

Kerem etrafına bakındı ve sonrasında ellerini belime sardı. "Maalesef sevgilim.", dedi.
"Keşke bugünde bende kalabilsen.", dedim.

"Ya da keşke sen benimle yaşasan.", dedi birden.

"Nasıl yani?", dedim şaşkınca.
"Işte, benim evimde, ya da ozaman bizim evimizde. Birlikte yaşamak."
"Daha dün bir bugün iki, Kerem.", dedim gülerek.

"Ailelerimizle tanışıyoruz, yakında onlar da birbirleriyle tanışır. Benim seninle ilgili niyetim ciddi, Aysima."
"Ciddi derken, açarmısın?"

"Evlenmek gibi."

Açarmısın derken aslında sorunun cevabının bu olcağını tahmin etmiştim, ama bunu bu şekilde Keremden duymak içimde tuhaf hisler uyandırdı. Biz, Kerem ve ben, evli bir çift. Düşüncesi rüya gibiydi.

"Bak aramızda bir engel de kalmadı, Yunusla aramız iyi, Teyzenle tanıştım, sen yakında Babamlarla tanışıyorsun. Seni artık hep yanımda istiyorum Aysima. Seninle yaşamak istiyorum."

"Bu bir teklif mi?", dedim ellerimi boynuna sararak.
"Hayır, sana her şeyin en güzelini yaşatmak istediğime dair söz verdim. Böyle sokak ortasında, herhangi bir konuşmamızda sana öyle bir teklifde bulunmam. Ayrıca şu an çaktırma ama, sokağın başında fotoğraf makineli bir gazeteci duruyor."

Birden 180 derece dönen cümlesine kaşlarımı şok içinde çattım. "Nasıl yani? Bizi mi çekiyor?"
"Yok Aysima, Öyle dağ taşı çekmeye gelmiş.", diye dalga geçti benimle.
Nasıl fark etmişti ki bakmadan?

"Sokağımı nasıl buldular ki?", dedim şaşkınca.
"Biri arabamı tanıyıp bildirmiş olmalı. Bunların eli kolu çok uzundur. Hafife almamak lazım. Bırak çeksin, zaten kimseden sakladığımız yok artık."

Fotoğrafcı Kız || Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin