Fotoğrafcı Kız || Kerem Aktürkoğlu

8. Bölüm | Gelin

'Galatasarayın gözde futbolcularından Kerem Aktürkoğlu'nun yanındaki güzel kadın kim??? ŞOK ŞOK ŞOK!' En taze görüntüler!'

Allahım nolur bu kötü bir rüya olsun. Nolur bu gerçek olmasın.

Bal gibi de gerçekti.

Biri o gece biz dip dibeyken görüntülerimizi alıp sosyal medyada yaymıştı.

Kerem hala annesiyle konuşup olayı anlamaya çalışırken sessizce telefonumdaki görüntüyü ona çevirdim. Ellerim titriyordu.

Şok içinde gözleri büyüdü ve kaşları çatıldı. Dehşet içinde bana baktı. Kim böyle bir şey yapabilmişti? Neden?

"Anne, seni sonra aricam. Bak bu gerçekten çok ciddi bir konu ama yemin ederim her şeyi açıklicam. Şimdilik kimseye bahsetme lütfen.", dedi ve telefonu kapattı.

Daha çok yeni böyle yakınlaşmışken ilk darbeyi yemiştik. Ben Yunus abime ne söylicektim? Kızarmıydı, küsermiydi bana?

"Kerem? Kim yaptı bunu?", dedim. Bu sorunun cevabı onda da yoktu.

"Bilmiyorum Aysima. Dibimize kadar girmiş, nasıl fark etmedim?", dedi kendine kızar bir şekilde.

"Ben Yunus abime ne dicem? Ya sen? Iş konusunda başına iş açar mı?"

"Sakin ol, Yunusla ben konuşacağım Aysima. Senin kalbini kırmasını istemiyorum. Sen sakinleşince konuşursun. Ayrıca kulüp özel hayat meselelerine pek karışmaz, bir saygısızlık söz konusu olmadığı sürece.", dedi emin bir tonla.

"Olmaz. Yunus abimle ben konuşmalıyım. Çok kırılır ona söylemediğim için. Hem bir gece öncesinde ona söylediklerimi biliyorsun."

"Olmaz dedim, ben onun dilinden anlarım. Boşuna kardeşim demiyorum. Söz bir şey olmicak."

Keremin kapısı çaldı, gelen Barıştı. "Noluyor oğlum?! Kim yaptı bunu?", dedi içeri girerken.

"Kim olduğunu bilmiyorum, ama o gece o havuz partisinde yabancı kimse yoktu. Ya takımdan, ya da ekipten.", dedi Kerem düşünceli bir tonla.

Keremin telefonu tekrar çalmaya başladı. Bu sefer ekranda 'Erkut Söğüt' yazısını gördüm. Doğru biliyorsam eğer bu Keremin menajeri olmalıydı.

"Efendim Abi."

"Kerem, görüntüleri gördün mü?"

"Gördüm. Kimin yaptığını çıkarabilirmiyiz? O gece terasa bizi biri takip etmiş."

"Merak etme, baktırıyorum. Her an çıkabilir. Görüntülerin sorun yaratıcağını sanmıyorum. Kim o kız?", dedi karşı taraftaki ses. Dinlemekle yetindim.

"Aysima. Fotoğraf ekibinden.", dedi sakince.

"Peki ilişkiniz ne zaman başladı? Biliyorsun ki aslında beni bu tür şeylerden haberdar etmen gerekiyor."

"Dün, fotoğrafların çekildiği an, abi."
Biz, bir ilişki içinde. Böyle duymak tuhaf geliyordu.

"Peki, durumu kontrol altına almaya çalışıyorum.", dedi ve kapattı. Kerem usanmışlığını belli eden bir 'of' çekti.

"Yunusun haber varmıydı lan sizden?", dedi Barış.

"Bu fotoğraf çekilmeden bir gün önce bana aramızda bir şey olup olmadığını sordu. Hem de ortada daha hiç bir şey yokken. Bende hayır dedim. Şimdi ona yalan söylediğimi düşünecek.", dedim buruk bir tonla.

"Vay arkadaş, herife bak. Çakmış uzaktan izleyerek. Ama çok da şey yapmayın ya, Yunus Kereme küsemez ki. Ayıptır söylemesi yenge, senden zayıf olmasın, Kerem onun zayıf noktasıdır.", dedi beni teselli ederek.