KUZEN

24 11 6
                                    

Okuldaki yorucu günün ardından bizimkilere eve doğru yürüyorduk.

"Bugün bana gelsenize size komik bir şey göstermek istiyorum."dedim. O videoya çok iyi bir edit yapmıştım. Onlara gösterip çatlayana kadar gülecektik.

"Tamam."dediler. Hep birlikte bizim eve doğru yürümeye başladık.

Eve geldiğimizde babam hala işteydi. Biz de yorgun olduğumuz için odama çıkmak yerine kendimizi salondaki koltuklara attık.

"Baek."dedi Sehun.
"Hm?"
"Sanırım."dedi karnına bakarak."Ben acıktım."
"Ben de!"diye bağırdı Kai. Sen zaten bi beni yemedim.
"Dolapta bir şeyler olacaktı. Sehun getirir misin?"
"Valla kanka o kadar açım ki yerinden kalksam bayılırmışım gibi hissediyorum."
"Xiu bebeğim sen getirir misin?"topu Xiumin'e attım.
"Hayır, getirmem hem bebeğim ne ya?"dedi iğrenir gibi.
"Ben giderim."diyerek ayağa kalkan Kai'yi ensesinden tutup geri oturttum.

"Sen asla bizim mutfağa göremezsin! Geçen sefer ne yaptığını unutmadım."
"Ne yaptı ki?"diyen Xiumin'le anlatmaya başladım.

"Bak şimdi geçen sefer bize geldiklerinde Kai birden ayağa kalkıp 'Enişte sana şöyle bol köpüklü bir kahve yapayım mı?' dedi. Babam da yap dedi. Sonra bu mutfağa gitti. Birkaç dakika sonra patlama sesi geldi mutfağa bir girdik kahve makinesi patlamış. Tüm kahveler yere dökülmüş. Teyzem tüm gününü kirli yerleri temizlemekle geçirdi."

"Oha lan ben böyle bir şey yapsam bizimkiler beni eve almazlar."dedi Sehun. Hepimiz kahkaha attık.

"Onu bunu geçin de kim gidip getirecek yemekleri?"dedi Lay.

"Sen getirir misin minik unicornum."dedim.
"Hayır getirmem sizin işleriniz ben hep saf gibi yapıyorum."diyerek dudak büzdü. Bu haline dayanamayıp yanına gidip sarıldım.

"Ya benim cips markası arkadaşım(y/n: anlamayanlar için lay- lays) biz sana hiç öyle davranır mıyız?"dediğimde Kai ve Sehun'da bize doğru gelip sarıldılar. Xiumin'in de ayaklandığını görüp söze başladım.

"Xiu ayaktayken yemekleri de getirir misin?"
"Of ya tamam." Xiumin mutfağa doğru giderken kapı çaldı.

"Sehun kapıya bakar mısın?"dedim Sehun'a.
"Lan ev senin ben niye bakıyorum?" Haklıydı. Kucaklaşma çemberinden ayrılıp, kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda büyük bir şokla karşılaştım.

"Eee kuzen beni içeriye almayacak mısın?" Kuzenim Tao gelmişti.
"Aaa Tao hyung hoşgeldin geç büyür." Tao hyung benim Kai'den sonra en sevdiğim kuzenimdi. O benim manevi abimdi.

"Misafirin mi var?"
"Yok ya bizimkiler işte."dedim kapıyı kapatırken.
"Oha! Tao hyungum gelmiş."diye anırarak Tao hyunga sarıldı Kai.

"Hoşgeldin hyuuuuuung."
"Hoşbuldum Jongin."
"Hoşgeldin hyung." Bizimkiler de Tao hyungu tanıdıkları için yabancılık çekmediler maalesef.

"Hoşbuldum çocuklar."
"Şey hyung yanlış anlama ama neden geldin? Bavullar falan da var."diye sordu Kai. Tao hyung aslında Çin'de üniversite okuyordu. Kai'nin böyle sorması çok normaldi.

"Hiç sormayın bizim üniversite buraya taşındı. Çok karışık. İsteyenler Çin'de ki başka üniversiteye gitti. İsteyenler buraya geldi. Ben de babamla arayı düzeltirim diyerek burayı tercih ettim." Tao hyung üniversiteyi yurtdışında okumayı tercih edince eniştem buna çok kızmıştı. Tao hyung Çin'e gittikten sonra onu hiç aramadı.

"İyi yapmışsın hyung. Babamı burada kalbi kırık bir şekilde kalmasını hiçbirimiz istemezdim." İşte Lay'dan beklenen cümle.

"Haklısın Lay. Ee ne zamandır buralarda değildim beni gezdirmeyecek misiniz?"

"Nereye istersen gideriz hyung."dedi Xiu.
"Yazıklar olsun size. Ben dışarıya çıktığımda hiçbiriniz yanımda değildiniz. Ben tek başına gezdim. Şimdi Tao hyung gelince her şey değişti ha kıskandım."diyerek arkama yaşlandım.

"Oha! Baek sen dışarı çıkıyor musun?"
"Evet hyung. "
"Tamam o zaman Baek sen nereye istersen biz oraya gidelim." Kai konuştuğunda ona öpücük attım.
"Tamam. Nehir Caféye gidelim." Han Nehri'ne gittiğim zaman görmüştüm ve çok ferahtı.
"Hadi gidelim."diyerek Sehun ayaklandı.
"Hun sen hani açtın?"
"Ehe şey kanka orada da yemek yicez değil mi ondan şaaptım."

**.

Nehir caféye gelmiştik. Buranın ferah olması çok hoşuma gidiyordu. Boş iki masayı birleştirip oturduk malum 6 kişiydik. Normal bir şekilde sohbet ederken Tao hyung yan tarafına bakıp bir küfür savurdu.

"Siktir bu da mı burda?" Biz de o tarafa baktık. Gerçekten de küfür edilecek bir durumdu. Park Chanyeol ve çetesi oradaydı yanlarında da tanımadığım biri vardı.

"Uzun boylu olan kim?"diye sordum.
"Wu Yifan maalesef aynı üniversitedeydik ve çok iyi bir geçmişimiz olmadı."dedi Tao hyung.

"Kalkalım mı? Burası sıktı artık."dedim açıkçası Chanyeol'u görünce tedirgin olmuştum. Kantinde ban iyi davranması her zaman iyi davranacağı anlamına gelmezdi nasıl olsa. Tekrar kavga edebilirdik ve burası hiç de uygun bir yer değildi.

"Evet ya kalkalım." Xiu de beni onaylayınca masadan kalktık. Sehun sandalyeden kalkmaya çalışırken sandalyeyle birlikte yere kapaklandı. Sesi duyan çete bu tarafa bakıp gülmeye başladı.

"Ne gülüyonuz amına koyim?"dedi Sehun onlara bakarak.
"Sen düştün ya ona gülüyoruz."dedi Luhan. O an ne oldu bilmiyorum ama Sehun Luhan'a bakakaldı.

_________________________**________________________
Biraz geç geldi ama...

Geçenlerde fark ettim ki watty de hiç X-EXO konulu kitap yok. Acaba diyorum şöyle EXO X-EXO konulu ekşınlı bir kitap mı yazsam. Tabi siz de isterseniz.

Bir de Yifan'ı kitaba koymak istemedim ama Tao da boş kalsın istemedim. Ama Yifan'dan dolayı rahatsızlık duyan varsa çıkarabiliriz kitaptan size bağlı.

Neyse sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın EXO ile kalııın💖💖

717 kelime 😎😎

RUH İKİZİM•ChanBaek•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin