Kabulleniş

20 8 0
                                    

  Uykusuz geçen bir gecenin ardı ndan okula doğru yürüyordum. Babam işinden dolayı bugün erken işe gitmişti ve ben maalesef yürümek zorunda kalmıştım. Yürümeyi hiç sevmezdim hele uykusuz yütümekten nefret ederdim.

  Uykusuz kalmamın sebebi Tao hyungun evinden ayrıldıktan sonra bütün gece Wp gurubumuzdan çocuklarla olay değerlendirmesi yapmamızdı. Benim üstün zekamla, Xiu'nun tituzliğiyle, Lay'ın masum teorileriyle, Sehun'un müstehcan önerileriyle ve Kai'nin inkarlarıyla kesin bir karara varmıştık: Soo ve Kai ruh ikiziydi.

Kai önce ne kadar jnkar etse de onu çok fazla köşeye sıkıştırmıştık ve sonunda duygularını söylemişti. Söylediklerini Tao hyungun anlattıklarıyla karşılaştırınca teorimiz kanıtlanmış olmuştu ve düşman saftan bir enişte daha kabul edilmişti.

Okulda Kai ve Sehun'a geceçeğim dalgalar aklıma gelince Heidi gibi zıplaya zıplaya  okulun önüne geldim. Tabii Park Şerefsiz Chanyeol ve çetesini gördüğümde yine tüm sevincim gitmişti.

"Ooo köpek yarusu annen ödevlerini  bitirdiğin için sana mama verdiğinden mı bu mutluluk?"(y/n: yazdığım en uzun cümle olabilir.)

"Bugün keyfim yerinde olduğu için sana cevap vermeyeceğim Park, sınıfta görüşürüz." Diyerek el sallayıp okula girdim. Arkamdan gelen 'Görüşürüz mü dedi o?' sesini umursamadım.

Hemen sınıfa doğru koşmaya başladım. Sınıfta birkaç kişiden başka kimse yoktu. Çantamı bıraktım.

"Baekhyun seninkiler kantindeydiler." Teamin arkamdan bana seslendiği de kısaca teşekkür edip kantine gittim.

"Kai nerede?" Kantinde Kai ve Sehun dışında hepsi buradaydi. Sehun nerde olduğu zaten belliydi ama Kai neredeydi?

"Beyfendinin ders çalışması gerekiyormuş bu yüzden kütüphaneye gitti. " Aklıma yaklaşan sınavlar gelince sertçe yutkundum. Ama şimdi daha önmeli şeyler vardı.

"Ee konuştunuz mu peki?"

"Hayır hiçbir şey cevaplamadan kütüphaneye gitti."

*.

  3. Ders bitmesine rağmen Kai hâlâ gelmemişti. Bu normal bir şeydi fakat Soo'da okula gelmesine rağmen ortalarda gözükmüyordu.

"Gidip kütüphaneye bakalım ikisinin de olmaması hiç hayra alamet değil." Sehun konuşunca hepimiz ayaklanıp kütüphaneye gittik.

Kütüphanenin kapısının önüne geldiğimizde içeriden gelen hıçkırık seslerini duymuştuk. Hemen içeriye girdik.

"Ne oldu bura- JONGİN!" Jongin'in yerde ağlayarak oturduğunu görünce hemen koşup ona sarıldım.

"Neden ağlıyorsun?"

"Ben... Ben... Ona." Kai tekrar şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı.

"Şşş tamam, ayıcık zorlama kendini sonra anlatırsın." Uzun bir süre o şekilde kalmıştık. Jongin sonunda ağlamayı bıraktığında Lay yanımıza geldi.

"Kai bize anlatmak ister misin?"

"Tamam ama önce derse girelim ders jjfb
matematik."

"İnek Kabı konuştuğuna göre biraz daha iyisin değil mi?" Diye sordu Sehun hafif bir tebessümle. Kai baş sallamayla onu onaylayıp ayağa kalktı.

_________________**_____________

Sonunda bittiiiii.
Biraz geç geldi ama olsun. Derslersen anca fırsat buluyorum.

Kendinize iyi bakınnnn

372 kelime

RUH İKİZİM•ChanBaek•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin