3. Bölüm

2.8K 219 96
                                    

Titreyen adımlarla aşağı indiğimde annem endişeli, babam öfkeliydi. Doğru kelimeler seçip konuşmlıydım, eğer evliliğime dair tek bir şey öğrenecek olurlarsa beni bu evden asla dışarı salmazlardı ve daha yapmak zorunda olduklarım vardı.

"Dün kabul edip bugün istemiyorum ne demek?! " Amcamın öfke dolu sivri kelimeleriyle yutkundum.

"Yapamıyorum. " Sesimin titremesine engel olamadım.

"Neden yapamıyorsun? " Dedemin ses tonu amcama göre daha yumuşaktı.

"İstemiyorum. "

"Kızım, " babama çevirdim yere sabit gözlerimi. "Bizden ayrılmak istemediğin için istemiyor olman normal, bugün Kemal olmaz yarın başka biri olur ama illa olur. Hayırlı birine denk gelmişken vazgeçmen doğru değil, hele ki günlerdir bize dünür diyip duran temiz, dürüst insanlarken. " bir an anneme döndüm bana destek olmasını beklerken ama tek kelime etmemesi beni hayal kırıklığına uğrattı.

"Çocuk oyuncağı değil bu iş! Gidip konuşup, anlaşıp, kabul ettiğin kişi bu çocuk! Kimse sana zorla bir şey kabul ettirmedi! Madem emin değildin kabul etmeden önce biraz düşünecektin, şimdi istemiyorum deme hakkına sahip değilsin! Bizim kadar karşımızdaki insanların da bir adı, bir şerefi, bir haysiyeti var, ayıptır yav! " Amcam bildiği gibi infazımı verirken bana destek olacak tek bir kişi yoktu koca ailede. Ali Abi burda olsa o bir şey yapabilirdi belki ama şimdi o da yoktu. Bir umut anneme döndüğümde o da bakışlarını benden kaçırıp yüzüme bakmadı.

Bir insanın irade ve isteklerinin üstünde tuttukları lafta değerlerini bende onların bana yaptıkları gibi yüzlerine çarpmaya o an orda karar verdim. Kabul etmek kadar vazgeçmekte hakkımdı ama onlar için adları daha ilerde geliyordu. Ailemin bu kadar ileri gidebileceğini tahmin etmemiştim. Şeref, haysiyet yaradılanın her hakkına saygıydı ama onlar için bu meziyetler keyiflerine göreydi, az önce bunu çok iyi öğrettiler bana.

Hamile kalana kadar tek kelime etmeyeceğim ama o gün ne pahasına olursa olsun bende onları şu anki çaresizliğimde bırakacağım. İçinde büyüdüğüm, bu yaşa geldiğim ailemin bu kadar ketum bir tavır sergilemelerini asla beklemiyordum ki asla karşılaşmamıştım, bu da beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı.

Kimsenin benden yana tek bir bakışı dahi olmazken usul adımlarla salondan ayrıldım. Hayal kırıklığım çok büyüktü, hele ki annemin tek kelime dahi etmemesi beni yıktı. Ne babaannem, ne de yengemden de tek kelime çıkmamıştı. Ya babama ne demeliydi, ben onun tek evladıydım bir kere olsun amcama karşı gelse, benden yana tavır takınsa olmaz mıydı....

Göğüs kafesim çökecekmiş gibi ağırlaşırken içimi, dışımı yakan derin bir nefes soludum zoraki. Bugün onların istediği gibi olsun yarına Allah Kerim. Yukarı çıkıp odama zor attım kendimi. O sırada yatsı vaktinin ezanı okunurken açtığım camın kenarına iliştim. Sessiz hıçkırıklarla omuzlarım sarsılırken tek duam yapılacak embriyo transferinin başarılı olması ve bebeğin tutmasıydı.

Odamın kapısı hafif bir tıkırtıyla aralandı.

"Gelebilir miyim? " Fatıma kapıdan bakarken başımı hafif salladım. İçeri girip kapıyı yavaşça kapattı. Yanıma vardığında elimi sıkıca tuttu. "İyi misin? "

"İyi değilim Fatıma, ben hiç iyi değilim. " Gözleri dolu dolu bana bakarken ikimiz sımsıkı birbirimize sarıldık. Ağlayışlarıma o da eşlik ederken buna ne kadar çok ihtiyacım olduğunu o an farkettim. Hiçbir şeyi değiştirmeyecek olsa bile şu an yanımda olması ne kadar da kıymetliydi.

Dakikalarca sarıldığım kardeşimin omuzunda ağladım. İçimdeki duygu yoğunluğu bir parça olsun hafiflerken artık kendimi toparlamam gerekiyordu. Çok fazla düşünüp kendimi yıpratmamalıydım pazartesi günü transfer olacağı için moralimin yüksek olması gerekiyordu ama nasıl olacaksa ...

MERYEM "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin