23. Bölüm

1.7K 140 62
                                    

Kör sessizliği bozan tek ses Mehmet'in öfkeli nefes alışlarıydı. Demir sürekli yüzünü sıvazlıyor hop oturup hop kalkıyordu. Fatıma ise ona öyle bir öfkeyle bakıyor ki öldürecek gibi.

"Allah rızası için biriniz artık bir şey diyecek mi? " Sesim oldukça yüksek çıkmıştı.

"Aslında Sahre Hanım ailesini terketmemiş, sadece amcasının oğlu onu hastaneye götürmüş. " Nihayet Fatıma cevap vermişti de Sahre Hanım'da kimdi?

"Sahre Hanım'da kim? " Fatıma dinmeyen öfkesiyle Demir'i gösterdi.

"Bu gerizekalının annesi! Kadın neler yaşamış, neler neler yazmış bu aptala; ama bu beyni tek hücreli embesil o kadının zerre kadar sevgisini ve dualarını haketmiyor! " Neler olduğu bir yana dursun Fatıma'nın ettiği hakaretler başka bir seviyeydi kesinlikle.

"Şunu baştan anlatacak mısınız artık? " Mehmet üst üste birkaç kez derin derin nefesler alıp verdi. Geçip koltuğa oturduğunda yanına oturmamı istedi. Merak ve edişeyle hemen geçip yanına oturdum.

"Dayım, yengeme şiddet uyguluyormuş yengemin ölümü bundan sebeple olmuş. "

"Yalan söylüyor ya bu! Babamı tanımıyor musun abi? Babam yapmaz öyle şey! " Demir sinirle Mehmet'in söylediklerine karşı çıktı.

"Yalan falan söylemiyorum! Elimde hastane raporları da var, polis tutanakları da var, mahkeme kararıda! Az sonra avukat geldiğinde göreceksin kim yalan söylüyormuş! " O sırada kapının zili çaldı. Emin gidip kapıyı açtı. Avukat Ufuk Bey yüzü sirke satar bir şekilde içeri geldi.

Herpimiz avukata bakarken Mehmet konuştu.

"Belgeler doğru mu Ufuk Bey? "

"Maalesef doğru. Sahre Hanım'ın kafatasındaki çatlak şiddet sonrası oluşmuş, zamanında tedavi alamadığı içinde beyinde komplikasyon meydana gelmiş bu sebeple de vefat etmiş. Ailesi dava açmış ama dayınız Ozan Bey o sıralar sekiz yaşında olan oğlullarını alıp yurtdışına kaçmış. "

"Yalan bu! Bu gerçek olmaz! Babam öyle bir şey yapmaz! Babamı tanıyorum ben, o kimseye zarar vermez! " Çırpınan Demir kabul etmemekte kararlıydı.

"Hastane raporları, polis tutanakları, soruşturma neticesi, adli tıp raporu ve mahkeme kararıyla sabit ki annenizin ölümüne babanız sebep olmuş. " Avukatın büyük üzüntüyle söyledikleri Demir'i uçurumlardan atmıştı. Sendeleyerek geriledi. Nefes alamadığı çok belliydi.

Dış kapıya yalpalayarak koştu. Mehmet hemen peşinden koştu. İkisinin peşinden avulatta çıktı. Şok olmuştum! Tuttuğum nefesimi usulca verdim.

"Sen nerden öğrendin bütün bunları? " Fatıma omuzlarını düşürüp gelip yanıma oturdu.

"Hani Ceren'in eşyalarını topladığımız gün mektup ve günlükleri bulmuştuk ya, işte onları ben alıp günlükleri okudum. Gerçeği öğrendiğimde duramadım, Niğde'ye o yüzden gittim. Hem kadıncağızın mezarını ziyaret ettim, hem de ailesiyle konuştum. Evladının hasretiyle, adını sayıklaya sayıklaya ölmüş. Ben annemle bir anım olabilmesi için düşünmeden ölebilirim, ama o annesine ağza alınmayacak şeyler söyledi biliyor musun? " Acı dolu gözyaşları yağmur gibi sağnak oldu.

Onun o gözyaşlarına bende dayanamadım. Sıkıca sarıldığım Fatıma hıçkırıklarla ağladı.

"Ben sadece bir anne evladı tarafından kötü bilinmesin istedim. Benim annemden bana hiçbir şey kalmadı o annesinin hatıralarına sahip çıksın istedim. " Hıçkırıkları arasında söyledikleriyle sanki yüreğim yerinden söküldü. Keşke anneler ölümsüz olsa...

MERYEM "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin