12. Bölüm

2K 191 58
                                    

Gök kubbeyi taşıyan melekler işlerini bırakmışçasına üzerime yıkıldı koca kainat. Serkan hastası Fatıma'nın kıyafetlerini çıkarıyordu.

"Fatıma...! " Sesim dahi çıkamamıştı duyduğum korku ve endişeden. Ağır bedenime rağmen saliselerle ayaklandım. Fatıma'ya doğru koştum. Fatıma'nın zincirini aldığım gibi benden habersiz olan Serkan'ın boynuna geçirip kendimden beklemediğim bir güçle sırt üstü onu yere çaldım. Serkan sert ve gürültülü bir şekilde dengesizce üzerine düştüğü fayanslarda hareketsiz kalırken bütün bedenim zangır zangır titriyordu.

İlk ne yapacağımı bilemez bir şekilde yerde yatan Serkan'a bakınırken ayağa kalksa ne yapacağımı bilmiyorum. Baygın olduğundan emin olduktan sonra Fatıma'ya döndüm korkuyla.

Saçlarını açmış, feracesini, gömleğini çıkarmıştı o şeref yoksunu haysiyetsiz köpek! Başını kaldırıp dizime koydum.

"Fatıma! Fatıma uyan! Fatıma ne olursun aç gözlerini Fatıma! Fatıma uyan kardeşim, uyan gözümün nuru! Hadi ablacığım aç gözlerini! " Uyanmıyordu!

İlaç mı vermişti acaba bu ruh hastası? Yoksa niye uyanamasın! Yatağın yanında duran su şişesini alıp elime döktüğüm suyu Fatıma'nın yüzüne çaldım. O an su koktuğu için içmediğimi hatırlarken Fatıma'nın su şişesini burnuma tuttum. Evet kesinlikle kokuyordu. Demek su ilaçlıydı! Allah'ım! Ya bende içmiş olsaydım... O zaman bu cani Fatıma'ya ne büyük bir kötülük yapacaktı ve ben engel olamayacaktım.

Şişeyi alıp ayaklandım. Lavaboda şişeyi iyice yıkayıp su doldurdum. Getirdiğim suyu Fatıma'nın yüzüne kaç kere döküm saymadım ama bir türlü uyandıramıyordum kardeşimi.

Tahminimce yarım saatlik bir uğraş sonrası nihayet Fatıma kımıldanmaya başladı.

"Fatıma! Aç gözlerini ablacığım! " Tek korkum Fatıma'nın uyanmaması değildi, Serkan canisi de her an kendine gelebilirdi.

"Abla..." Sesi bile zor çıkıyordu.

"Fatıma uyan, bu cani bizi ilaçla uyutmuş uyan! " Fatıma kendini son derece zorlayarak doğruldu. Zihnini toparlayamadığı belliydi. Kıyafetlerinin çıkarıldığını farketmesiyle gözyaşları akmaya başladı.

"Abla, üstüm nerde benim? Abla ne yaptı bu bana? " Korkuyla hıçkırıyor, çaresizlikle yalvarıyordu.

"Bir şey yapmadı! Yemin ederim bir şey yapmadı sakin ol! Nefes al, bana bak! " Sesim yüksek çıkmıştı. Şoka girmesine izin veremezdim onu kontrol etmem lazımdı. "Yüzüme bak! Ablana bak! Yemin ederim sana bir şey yapmasına izin vermedim! Vermemde! Sakin ol üzerini giydireyim her şeyi anlatacağım! Tamam mı?! " Fatıma korkuyla başını sallarken sıkıca sarıldım ona. Hemen akabinde hızlıca üzerini giydirip saçlarını topladım. Örtüsünü de bağladıktan sonra elini sıkıca tuttum.

"Korkma, bir şey yapamadı sana! Uyandım ki senin üzerini çıkarmaya çalışıyor, senin zinciri boynuna geçirip yere çaldım onu, dengesizce sert zemine çarpınca bayıldı böyle. " Yeni farkettiğimiz Serkan'ın yere çarpan kafasının kanamış olmasıydı. Gebersin köpek! "Bekle. " Fatıma'ya geri durmasını söyledikten sonra temkinli bir şekilde yaklaştığım Serkan'ın ceplerini karıştırmaya başladım. Cebinden çıkardığım anahtarları kontrol ettim, hiçbiri bizim kilitlerin anahtarları değildi ama kapı anahtarı oldukları kesindi. İki farklı anahtardan dörder tane vardı. İkisinden de birer tane alıp çorabımın içine sıkıştırdım. Tekrar anahtarları Serkan'ın cebine sıkıştırıp Fatıma'nın yanına döndüm.

MERYEM "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin