2. Bölüm: Sevgili Takipçim

280 167 83
                                    

   İçimden böyle seslenmemin nedeni; yaklaşık bir haftadır beni takip eden, siyah ve düz saçlı. Yeşil ve gri gözleri. Orta boy burnu. Alt dudağı daha dolgun ve rengi pembemsi. Beyaz tenli ve keskin çene hattına sahip bir kişi. Bu kişiyi neden bu kadar fazla araştırdım bilmiyordum. Tabii ki gözlerini ondan alamadın bir yakışıklılığı varda ondan, Elina! Kabul edelim, cidden yakışıklı ama.

İşte bu yakışıklı ve isimsiz adam, tam karşımda duruyordu. Evet! Olay şöyle gerçekleşti; bu adam beni takip ederken izimi kaybettirdim ve onu ben takip ettim! Beni takip eden adamı sonra da kendim takip etmek...Sonra merakıma yenik düşerek adama aynı şöyle dedim; "Merhaba, nasılsınız?" Dedim. Biraz daha havadan sudan konuştuktan sonra bana dedi ki; "ben spor hocasıyım, istersen seninle çalışabilirim." Dedi ve bende aptal gibi bu kâbusla neredeyse eş değer olan teklifi kabul ettim. Ah, o güzel ve iğrenç gözleri olmasa asla öyle demezdim! Kesin bana büyü yapmıştı! Daha adını bile bilmediğin bir takipçiyi bu denli seviyor olamazsın! Korkarım ki bu adama âşık olacaksın.

Şimdi ise, sevgili öğretmenim -takipçim- tam karşımda duruyordu. Nasıl oldu bilmem ama ben bu adamın adını asla öğrenemedim, ne kadar uğraşsam olmuyordu. Bende aptallığı seçerek adını bile sorma zahmetine girmedim. Aman ne zekiyim! Benden mükemmel bir Kraliçe olur, hiç şüphem olmasın!

Acaba adı neydi?

(1 hafta önce)

Latveria Ülkesinin pazarlarında ve çarşılarında neredeyse koşarak geziyordum çünkü takip ediliyordum! Deli cesareti ile kendi sarayımdan kaçıp, yanıma muhafız almadan kaçmıştım ve şu an takip ediliyordum!

Yanıma muhafız almazsan olacağı bu, Elina!

Ne yapayım? Yanıma Aren'ı alamazdım. Zira gezmemizi burnumuzdan getirir, buraların güvenli olmadığını sayıklayıp dururdu.

Normalde Prenses olduğum için gayet normaldi ama bu aralar düşmanımız çoktu ve bir casus olabilirdi. Özellikle Ruritanya Casusu! Evet, düşmanımızın olmasının tek nedeni bendim!

Ruritanya, bizim en büyük düşmanlarımızdan biriydi. Bizim Kuzey bölgesine saldırmak imkansızdır çünkü orada on kişi, bizim bir muhafızımızı dövse bile muhafızlarımızın kılı bile kıpırdamazdı. Nasıl böyle geliştirildikleri, neler ile beslendikleri, hangi spor ile uğraştıkları için araştırma yapılsa bile hiçbir sonuca ulaşamıyorlar.

Ama Ruritanya bir cesaret ile Kuzey'e saldırdı ve olanlar oldu... Onların en güçlü Muhafızları, savaşçıları, şehit evlatları, Kral ve Varisleri ile savaştılar ama Latveria, Ruritanya'nın neredeyse tüm askerlerini öldürdü ama Latveria'nın da bir canı gitti... Kral Noah, Babam.

Benim güzel babam...

Onu öldüren kim hala araştırıyorum, eğer ki bulursam o vasıfsız kişi an itibari ile nefes alamayacaktır. Eğer ki 5 yıl içerisinde babamın katilini bulamazsam, Latveria'nın evlatları beni kendi elleri ile öldürecektim. Evet, bu kararı babamın vefat ettiği zaman, yani 4 yıl önce karar vermiştim ve herkese duyurmuştum. Tabii ki Annem ve kız kardeşim ne kadar karşı çıksalar da elbette onların sözünü dinlememekte kararlıydım.

Ya babamın katili ölecekti ya da ben. Ortası yoktu! Olmayacaktı da.

Arkamdaki yakışıklı; 25 yaş üstü gözüküyordu. Siyah ve düz saçları vardı ama biraz da olsa yaşlı gözükse de saçının bir telinde bile beyazlık yoktu. Normal aileden gelenler için bu yaşlarda saçlarda yavaş yavaş ak düşerdi. Demek ki Kraliyet ailesinden geliyor. Yeşil ve gri gözleri yorgunluktan göz altları morarmış, gözleri hafifçe kızarmıştı. Buda onu günlerce uykusuz olduğunu gösteriyordu. Orta boy burnunda bir iz vardı... Topkapı hançeri.

KANLI VARİSLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin