9.Bölüm:Suikastçım

50 27 4
                                    

Bedenimi ele geçiren o his... hayır, Elina. Aklımı başıma almalıydım. Sakin ve soğuk kanlı olmalıydım. Çok zordu ama. O resmi gördükten sonra her şey benim için çok zordu.

Darell, bana kendi çizdiği resmi vermeden önce gayet sakindim. Beni bu kadar delirten şey kâğıtta benim resmimin çizildiğini görmemdi. Üstelik sadece bir tane değil, bir sürü resmimi çizmişti. Saraya ilk geldiğim, kapının önünde askerlerle dövüştükten sonra Darell ve ailesine attığım bakışı çizmişti. Bu resmi görür görmez bozguna uğradım. Ben mi güzeldim yoksa Darell mı çok gerçekçi ve güzel çiziyordu? Bu soruyu düşünmeden edemiyordum.

Diğer resimde ise salonda, kral Boris'e diz çöktürürken resmimi çizmişti. Resimde bir tek beni değil, kral Boris'i de çizmişti. Dağınık saçlarımla, dik duruşumla önümde diz çöken kral Boris'e bakıyordum.

Diğer resimde, akşam yemeği yerken, üstümde yeşil elbisem varken çizilmişti. Kızıl saçlarımın tepesinde duran görkemli tacım, mavi gözlerimi belirginleştirmişti. Oturmama rağmen dik duruşumdan eser göstermiyordum. Öyle cüretli duruyordum ki bir an kendime âşık oldum. Resimde ise gülerek karşıma bakıyordum.

Diğer resimde, Luke ile salıncakta sallanırken çizilmişti. Salıncakta sallanırken kahkaha atıyordum. Çok güzeldi. Güzel olan ben değildim, Darell'ın yeteneğiydi. Beni öyle kusursuz çizmişti ki sanki canlıydı.

Diğer resimde, kar yağıyordu. Sarayın bahçesine çıkmış, üstüme yağan karların altında dönerken kahkaha atarken Darell çizmişti.

Darell Garcia, bu gece beni bir kez daha şaşkınlığa maruz bıraktı. Bu zamana kadar çok fazla resmim çizilmişti, çok ünlü ressamlar resmimi çizip sergilemişti ama ben böylesini ilk defa görüyordum. Ünlü ressamlara bile taş çıkaracak kadar resim yeteneği gelişmişti Darell'ın.

Bu resimleri tabii ki çöpe atmak gibi bir durum söz konusu olmayacaktı. Bu çizimleri her zaman saklayacaktım.

Etrafımda dönerek odaya göz gezdirdim. Nereye saklayacaktım? Bakışlarım, masama doğru kaydı. Çekmeceye mi koymalıydım? Hayır, çok ulu orta bir yerdeydi.

"Tanrım, nereye koyacağım?" ellerim belimdeyken düşünmeye başladım. Sandık? Evet! Sandığa koymalıydım. Hızlı adımlarla küçük sandığımı açtım. Sandığımda altın, değerli mücevherler ve paralarım vardı. Şimdi o mücevherlerin arasına mücevherden daha değerli olan resimleri koyacaktım.

Sandığın içine resimlerimi koyduktan sonra sandığı geri kapatarak sandığımı kilitledim.

Yorgunlukla iki kolumu açarak kendimi yatağa attım. Gözlerimi yavaşça yumarken gülümsedim. İlk defa. Bu saraya geldiğimden beri her gece durmaksızın ağlıyordum. Bu gece bir ilki yaşayarak gülümseyerek uyuyordum.

Teşekkür ederim, Darell Garcia. Haftalar sonra ilk defa gerçekten gülümsedim. Bu durumda senin payın çok.

...

Güzel bir gecenin ardından sabah gürültüyle uyanmak, en az yemek yemediğim günler kadar kötüydü.

Muhafız, kapımı tıklattı tekrardan. "Kraliçem, bağışlayın ama kral Boris'in kesin bir emri var. Herkesi yemek odasına çağırıyor!" dedi. Sesi telaşlı ve korku içinde geliyordu. Bunda bu kadar korkacak ne vardı ki?

Zorlukla gözlerimi açarken, "Gel," dedim uykulu bir sesle. Muhafız odama girer girmez başını yere koyarak beni selamladı. Ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovuştururken muhafızım hızla konuşmaya koyuldu.

KANLI VARİSLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin