Çok doluyum. İçimde bin bir duygu vardı. Şaşkındım. Heyecanlıydım. Sinirliydim. Pişmandım.
Darell Garcia benim kocam değildi.
Ben, Darell Garcia'nın karısı değildim.
Latveria'nın kraliçesi, Ruritanya'nın eski veliaht prensesiydim.
Darell, artık Latveria'nın eski kralıydı.
Darell ile boşanmıştık. Bu ikimizin kararıydı. Evet, boşanmayı ikimizde istemiştik. Lakin canım neden yanıyordu? Kalbim neden acıyordu? Bunu ben istemiştim. İlk boşanmak isteyen bendim. Darell'ı öldürmek isteyen bendim. Peki niye böyle hissediyorum?
Üzülme, Elina. Zaten evli olsanız bile Darell seni terk etti. Beraber değildiniz. Üzülme, Elina. Boşanmak en iyisiydi.
Ama Darell'a ne olmuştu? Benim için ailesini karşısına almıştı. Beni 14 yıl beklemişti. Gerekirse bir 14 yıl daha beklerim demişti. Neden boşanmamızı istemişti? Aniden ne olmuştu? Daha 2 gün önce öpüşürken bugün boşanmıştık.
Ben artık bekardım.
Ya Darell benden artık bıktıysa? Haklı adam. Bir insan, bir insanı 14 yıl bekleyip onun nazını çeker miydi?
Ben hala Darell'ı seviyor muydum? Ona hala aşık mıydım? Aşıktım. Peki neden boşanmak istedim? Boşanınca neden pişman oldum?
Kendimden nefret ediyorum. Karasızlığımdan nefret ediyorum. Aptal Elina! Aptal! Kim seni sevsin ki? Seni annen bile sevmedi! Düşmanının seni sevmesini mi bekliyorsun? Annem. O bile beni sevmedi. Anne ya, beni doğuran kadın. Darell'ın sana dayanmasını nasıl bekledin, Elina?
Sen sevilmeyi hak etmiyorsun.
Az önce ben koskoca devlet adamları ile üst mertebeleri karşıma alıp; Kocam hakkında en fak sözünüze karşılık gözünüzün yaşına bakmadan kellenizi alırım diyordum. Sözlerimin üstüne Darell ile boşanmıştık.
"Kraliçem, mektup kimden? Bir sıkıntı mı var? Renginiz bembeyaz oldu da." Dedi üst mertebelerden biri.
Bakışlarımı zorlukla mektuptan kaldırıp üst mertebelerden en üst mertebeye sahip olan adama baktım. "Hazırlanın, Ruritanya'ya savaş açıyoruz." Sinirliydim. Sinirimi düşmanımdan, Ruritanya'da çıkaracaktım.
En üst mertebeli adam; "Kraliçem, emin misiniz? Siz oranın prensesiniz." Sabır.
"Halk Darell'ı çok sevdi, isyan çıkabilir."
Tam o anda birisi neredeyse kapıyı tekmeleyerek açtı. Tüm bakışlar oraya dönerken gelen kişi bir ağaydı. Telaşla bana bakıyordu.
"Benim iznim olmadan odaya nasıl böyle girersin?" diye bağırdım ağaya. Ağa beni selamlamadan korku dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Affımı buyururum ama hadiseler çok kötü." Herkesin kaşları çatılırken;
"Bilmece gibi konuşmada söylesene!" diye bağırdım.
Ağa, yutkundu. "Ruritanya, Latveria'ya savaş açmış. Orduları çok sağlam, savaşı kaybetme riskimiz var." Dedi tek nefeste.
Ne?
Bu nasıl olurdu?
Ruritanya neyine güvenerek savaş açmıştı?
Nasıl kaybetme riskimiz olurdu? Bu imkansızdı.
"Bu nasıl olur?" diye bağırdım. Sesimin şiddeti ile bazıları yerinden sıçramıştı. "Kral Boris buna nasıl cüret eder?" gözlerimin alev aldığına emindim. Yavaş yavaş denizimi kaybediyordum. Zira ateşim, denizimi ele geçiriyordu. Masumluğumu kaybetmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI VARİSLER
FantasiLatveria ülkesinin Kraliçesi Michael, hem çok seviliyor, hem de hiç sevilmiyor. Michael Kraliçesinin düşmanları, Latveria Kraliçesini öldürür. Michael Kraliçenin iki kızı vardı. En büyük kızı tahtın en güçlü adayıydı, adı ise Elina idi. Elina korkus...