Gamze'nin başlangıcı

221 6 1
                                    

Yeni bir şehir ve yeni insanlar. Alışmak ne kadar zor olabilirdi ki ? Kendine yetecek büyüklükte bir ev bulmuştu. Ailesinden kaçmış olmasına rağmen yine onların desteğiyle evini kurmuştu ama bu sondu. Yerleştiği mahalle küçük ama bağı büyük bir mahalleydi. Herkes birbirini tanıyordu. Onu da aralarına çabuk kabul edeceklerini umuyordu.
Yerleşeli iki hafta olmuştu ve işleri tamamen bitmişti. Artık geçimini sağlayacağı işi bulmanın vaktiydi.
Haftanın ilk günü kalkıp hazırlandı, daha önce arayıp bulduğu bir okulla görüşmeye gidecekti.
Çocuk gelişimi mezunuydu ancak aldığı tiyatro eğitimini kullanmak istedi ve bir anaokuluna drama öğretmeni olmak için görüşmeye gitti.
Apartmandan çıkarken uzun boylu esmer bir adamla çarpıştı sanırım aynı apartmanda oturuyorlardı ama ilk defa görüyordu. Birbirlerine bakıp gülümsedikten sonra apartmandan çıktı. Mahallede yürürken etrafına bakıp burayı daha iyi tanımaya çalışıyordu. Güneşte parlayan uzun sarı saçları, koyu mavi gözleriyle dikkat çekiyordu, sanırım mahallelide onu tanımaya çalışıyordu.
Kısa bir yolculuktan sonra görüşeceği anaokuluna varmıştı. Oldukça renkli bir okuldu. Kapıda kendini topladıktan sonra son derece kendine güvenli bir ifadeyle okula girdi. Okulun Müdüresi Mine hanımın odasını bulup oraya yöneldi. "Mine Sargın" bu isim garip bir şekilde tanıdık gelmişti. Odanın kapısına geldi kapı açıktı ve bir bayan arkası dönük olarak oturuyordu.
-Pardon, ben iş görüşmesi için gelmiştim telefonda konuşmuştuk ?
İçerideki bayan -Mine hanım- ona doğru döndü,
-Gamze ?
-İnanamıyorum Mine abla?
Evet, evet ta kendisiydi. Okulda iki dönem üstü ve yurtta yan oda arkadaşı daha doğrusu onu kollayan ablası Mine. Mezuniyetinin üzerinden yedi yıl geçmişti ama hiç değişmemişti.
-Gamzecim sen ne zaman döndün Türkiye'ye? Arasak bulamazdık birbirimizi, şansa bak!
-Aynen abla, şu an çok şaşkınım. Yapayalnız olacağımı düşündüğüm bir şehirde seni buldum, tıpkı üniversitedeki ilk yılımda olduğu gibi.
Birbirlerine sıkıca sarıldılar, konuşacak çok şeyleri vardı ve tabikide iş kesinlikle onundu. Bu şaşkınlık ve mutlulukla odaya geçip oturdu ve koyu bir sohbete daldılar.
Okuldan çıkıp eve doğru yürürken aklı hala okuldaydı "Ne büyük şans ama!" diye düşündü. Bir anda aklına bunu ailesinin ayarlamış olabileceği geldi ama bu fikri kafasından attı. Öyle bir şey olsa Mine ablası söylerdi çünkü.
Bunları düşünürken mahallesine gelmişti bile. Apartmanın kapısını açarken sabah çarpıştığı adam geldi aklına. "Hoş çocuktu." diye geçirdi içinden ve yüzündeki anlamsız gülümsemeyle evine girdi.
İş hayatına çabuk adım atacaktı, deneme ve çocuklarla tanışma dersleri ertesi gün başlıyordu. Üzerini değiştirdikten sonra masasına oturup ilk iş günü için planlarını hazırlamaya başladı. İki saat sonra işi bitmişti. Saat daha erkendi ancak yatıp enerji toplamayı planlıyordu.
Yatağına uzandı ve günü düşündü. Sanırım buraya çabuk alışacaktı.
Uykuya daldıktan yaklaşık olarak altı saat sonra birden korkuyla uyandı. Etrafına bakındı. Oda karanlıktı bir şey göremiyordu bu yüzden gözlerinin karanlığa alışmasını bekledi. Kimseyi göremiyordu ama birinin konuştuğuna yemin edebilirdi. Saat gecenin üçüydü ve uyuması gerekiyordu. Gözlerini tekrar kapattı, kendini uykuya teslim ettiğini düşünüyordu. Bir süre yatakta döndükten sonra kalktı. Gözleri bomboş bakıyordu. Yavaş yavaş yürüyerek odasından çıktı sokak kapısına yöneldi ve çıkıp gitti..

yeniden yaşamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin