Medya; Gece Boysan
İkiye on kala- Bütün İstanbul biliyor
İyi okumalar bebeklerim<3
***
(25 Eylül)
"Gece.." dedi bir ses. Uyku mahrumluğu ile sesin kime ait olduğunu anlayamıyordum. "Gece kalk kahvaltı yapacağız" dedi. Gözlerimi aralamaya çalıştım. Yatakta yan döndüm. Dönmez olaydım. Gözüme vuran güneş ışığı ile küfür savurup gözlerimi tamamen açtım. Bulut karşımda sırıtıyordu. "Ne sırıtıyon be manyak. Perdeyi kapat!" dedim.
"Uyan diye açtım. Kapatmam" dedi net bir dille. "Of ben yemiyorum kahvaltı felan" diyerek diğer taraftaki yastığa sarılıp yan döndüm. Gülmeye başladı "Kızım bu nasıl yatış şeklidir ya" diyerek gülmeye devam etti. Burnumdan soluyarak doğruldum. "Sanane be sanane. Sana böyle yatmamın ne zararı var ökü-" dicekken sustum. Çok mu sert çıkmıştım.
Öküz ne alaka Gececiğim?
Daha çok gülmeye başladı. Oflayarak üstümdeki yorganı üstümden atıp banyoya yöneldim. "Gülmeyi kes!" diyerek banyo kapısını sertçe kapattım. "Hiç değişmemişsin Gece" dedi kapıya doğru ve kapı sesi geldi. Odadan çıkmıştı.
Hiç değişmemişsin Gece mi?? Hangi konuda?
Banyoda işimi halletikten sonra odadaki dolaba yönelecektim ki kıyafetlerimin olmadığı aklıma gelince durdum olduğum yerde. O sırada içeri Sude elinde bir sürü poşet ile girdi. "Bunlar ne?" dedim. "Kıyafet" diyerek dolabı açtı ve poşetlerin içindekileri yatağa döktü. Baya kıyafet vardı. "O kadar çok mu kalacaz ya..?" dedim mırıltılı bir şekilde. "Bilmiyoruz ki.." dedi.
"Okul nolucak?" dedim. "Okul işi yattı. Evden çalışıcağız. Bulut bir şeyler ayarladım dedi" diyerek eşyaları dolaba yerleştirdi. "Ben iniyorum giyin gel" diyerek güldü. "Neye gülüyorsun?" dedim. "Üstüne başına" diyerek daha çok güldü. Ellerimi belime koyarak "Neyi varmış be üstünün başımın?" dedim tert ters. "Yok ya bir şeyi" diyerek parmağı ile dudağının üstünü kaşıdı. Sonrada odadan çıktı.
Beyaz bir crop ile yeşil şortumu giyinip saçlarımı düzeltip indim aşağı. Bulut koltukta oturmuş kitap okuyordu. Sude ve Asel kahvaltı hazırlıyor, Barış önündeku kağıtları okuyordu. "Günaydın" diyerek Barışın yanına doğru yürüdüm. Asel, "Günaydın" dedi. Hepsi aynı şeyi söyledi. "Bunlar ne?" dedim Barışa. "Hiç" diyerek hızlıca kağıtları topladı. Neydi ki o kağıtlar?
Mutfağa ilerleyip bende yardım ettim. "Bardaklar nerede?" dedim. Sude üsteki dolabı gösterdi. Bardakları da masaya koyduktan sonra hep birlikte geçtik. Sessiz geçiyordu kahvatlı.
Sude, "Gece sormayım sormayım diyorum ama yok tutamıyorum içimde" dedi. Kaşlarımı çattım. "Sor ne soracaksan" dedim. "Polat.." dedi. Bulut yerinden kıpırdandı. "Onunla lisedeyken sevgili felan mıydın? Yani şeyden soruyorum geldiğimizde sana çok farklı bakıyordu. Yani ne biliyim.." dedi. Boğazımı temizleyerek "Sevgilim felan değildi. Olamazda zaten" dedim net bir dille. "Onun bana karşı hissettiği duygularda beni ilgilendirmez." dedim.
Boğazım kuruduğu için suya uzandım. Bir yudum almıştım ki şu boğazımda kaldı neden mi? Bugün 25 Eylül..
Bugün Melihin doğum günü..
Sude, "Helal kız noldu?" dedi. "B-bugün 25 Eylül değil mi?" dedim emin olmak için. "Evet" dedi Bulut. Asel, "Neden ki?" dedi. Boğazımı temizleyerek "Hiç ya öylesine.." dedim. Sude şüpheyle süzüyordu. Tebessüm ederek kahvaltıma döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTANBUL BEYEFENDİSİ
Chick-LitÇocukluktan tanışan Gece ve Bulut'un ailelerinin arasında çıkan kavga sonucu birbirlerini yıllar boyunca göremiyorlar. Taa ki 7 yıl sonra Gece'nin yeni lisesinde karşılaşana kadar... Gece Bulut'u tanıyamaz ama Bulut onu gece gibi kara saçlarından...