*İrem Derici- Yar bana bakmasada
İyi okumalar...
Özledim bu kitabııı
Taşındığımız için yazamıyordum :/***
Kasıklarımda ki tatlı sızı ile gözlerimi araladım. Göğüsümün üstündeki ağırlıktan dolayı doğrulamadım. Bulut kafasını göğüsüme koymuş bacakları ile bacağımı sarmıştı.
Dudağımın kenarı kıvrıldı. Yerimden rahatsızca kıpırdandım. "Of" diyerek ondan uzaklaşmaya çalıştım ama sıkı sıkı tutuyordu.
"Ayı mısın be adam!" diye yakındım.
"Gece karası saçlarına ve ay gibi beyaz tenine aşık bir ayı" dedi boğuk çıkan sesiyle. Bocalamıştım. Uyuyor sanıyordum oysaki.
"Sen uyumuyor muydun ya?" dedim.
"Tch, senin tenin bana deydikçe uyumak yerine aklım başka yerlere gidiyor" diyerek yorganla örtülü vücudu mu süzdü. İlk defa utandığımı hissetmiştim. Omuzuna vurdum. "Fesatlaşma istersen, hadi kalkalım. Saat kaç?" diyerek telefonumu aradım etrafta ama burda yoktu. Sırıtarak beni izliyordu. "Hadisene" dedim ters olmaya çalışarak. "Dün gece çok güzel değil miydi?" dedi. Şaşkınlıkla ağzım açık kaldı.
"Bulut gebertirim seni. Utandırmasana!" dedim sinirle.
Gülerek beni kendine çekti ve saçlarımı öptü. "Gece utanmıyordun ama" dedi.
"Bulut!" dedim dişlerimin arasından. "Tamam bir şey demiyorum, utanma" dedi. Memnuniyet ile gülümsedim. Bir anda doğrulup "Ayy saat kaç oldu acaba. İnşallah odaya girmemişlerdir. Ya bizi böyle gördülerse" dedim. O sırada Bulut çoktan kalkmış dolabın önüne gitmişti."Ya Bulut sana diyorum. Görmemişlerdir dimi?" dedim telaşla.
Gülerek bana döndü. "Görseler nolacakki?" dedi. Oflayarak kafamı iki yana salladım ve yanına adımladım. Yerlerde dün geceden kalan eserlerimiz vardı. Yani kıyafetlerimiz.
Çıplak bir şekilde ayağa kalktım ve Bulut'un yanına adımladım. "Bana bir şeyler verde giyineyim" dedim. "Yok böyle kal" dedi. "İyi sen bilirsin, istersen aşağıda böyle inerim nolaca-" derken elime verdiği tişört ile zafer kazanmış gibi sırıttım. Tişörtü üstümden geçirdim. "Ben duşa giricem. Seninle girmek isterdim ama evde bizden başkaları var çok sesin çıkar" diyerek göz kırpıp banyoya girdi. Arkasından alık alık bakmıştım. Olayı idrak edince "Öküz!" diyerek odadan çıkmıştım. Koridoru kolaçan edip odama yönelirken Sudenin sesi geldi.
"Günaydı-" derken sözü yarıda kalmıştı çünkü sadece Bulut'un tişörtü ileydim ve altım boştu. Dudağımı dişleyerek ona döndüm. İmalı imalı sırıtıyordu.
Aha yandın Gece
"Günaydın Sude!" dedim neşeli çıkarmaya çalıştığım sesim ile. "Günaydındır size tabi" diyerek üstümü süzdü. Kaçarcasına odamın kapısını açtım ve son defa gülümseyip kendimi odama attım. Kapıya yaslanıp soluklandım.
Hemen dolabımdan kıyafetlerimi seçip banyoya girdim. Ilık bir düşün ardından üstümü giyinip aşağı indim. Saçlarım ıslaktı ama umursamadım.
Sude koltukta oturmuş telefonda Deniz ile konuşuyordu. Asel ile Barış ise mutfaktaydı. Yanlarına gidip yardım etmek istesemde yanlız bırakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTANBUL BEYEFENDİSİ
Literatura FemininaÇocukluktan tanışan Gece ve Bulut'un ailelerinin arasında çıkan kavga sonucu birbirlerini yıllar boyunca göremiyorlar. Taa ki 7 yıl sonra Gece'nin yeni lisesinde karşılaşana kadar... Gece Bulut'u tanıyamaz ama Bulut onu gece gibi kara saçlarından...