İyi okumalar!
****
Sıçrayarak uyandığımda gördüğüm kabusun etkisiyle hala hızlı hızlı soluklar alıp veriyordum.Gözlerim saate kaydığında 4.38 olduğunu gördüm.Günün doğmasına çok az bir vakit kalmıştı ve ben hazır değildim.Hemen yataktan kalkıp önce güzel bir duş aldım ardından üstümü giyinerek kendime ufak bir valiz hazırladım.Tam valizi kapatacakken Halam içeri girdi.Yanıma geldi ve elinde tuttuğu ufak çantayı bana uzattı.
"Al gızım,lazım olur."
Merakla halamın uzattığı çantayı aldım ve açtım ki açtığım an gözlerim dehşetle açıldı.Çanta para doluydu!
"Hala bunlar ne!"
Halam buruk bir gülümsemeyle yanımdan geçerek yatağıma oturdu.
"Yıllardır biriktiriyordum.Belki bir gün cesaret edip gelirde ihtiyacımız olur diye.Ama cesaret edemedi gelmedi.Bu parada cesaret edip gelen torununun olsun bari."
Halamın dediklerinden sonra gözlerim doldu.Ama sonra son cümlesi aklıma geldiğinde kaşlarım çatıldı.
"Bu parada cesaret edip gelen torununun olsun bari."
Aklımda bu cümle çınlarken merakıma yenik düşerek sordum.
"Hala "Cesaret edip gelen torunu" derken ne kastetdin?"
Halamın yanına geçip oturduğumda meraklı gözlerle ona baktım.Halam bakışlarıma dayanamamış olacak ki anlatmaya başladı.Her şeyi detaylı detaylı anlatırken bazı yerlerde ağlamış,bazı yerlerde gülmüş ama anlatmaktan vazgeçmemişti.
"...İşte gızım ben böyle yalnızlığa mahkum edildim,arkada bırakıldım.Ama senin kaderin öyle olmayacak ki olamazda zaten.Damat hovarda falan ama delikanlı,mert bir çocuk.Zaten gözlerinden okunuyor seni nasıl sevdiği,"
Halam başını çevirip cama baktı daha sonrada bana döndü.
"Hadi gün aydı ayacak.Damat buraya gelmeden git."
Halamın dediklerin sonra hızla başımı sallayıp önce halama sarıldım.Halamda bana sarılırken kulağına fısıldadım:
"Arkamda durduğun için teşekkür ederim Hala."
Halam cevapsız kaldı ama gülümsedi.Bende halama gülümseyip ufak çantayıda valize koyup valizin kapağını kapattım ve valizi alıp kapıdan çıktım.Halam da arkamdan geliyordu.Kapının önüne vardığımızda Halam elindeki çöple konağın kapısını açtı ve çöpü koyma bahanesiyle etrafa iyice bir baktı.Sonra da bana dönüp kafasıyla git işareti yaptı.Vakit kaybetmeden konaktan çıktığımda hemen buluşacağımız sokağa doğru ilerlemeye başladım.Sokağın başına geldiğimde ileride beni bekleyen Ferit'i gördüm.O bana doğru gelmek için hareketlenmeden hemen hızlı adımlarla önünde durdum.Ferit bu hallerine anlam veremesede bana sarılmak için hareketlendi ama ellerimle onu durdurdum.Ferit anlam veremeyerek bana baktı.
"Seyran,ne oluyor?"
"Ferit,lütfen kimseye bir şey olmadan kaçalım buradan sonra istediğin kadar sarılırız.Ama şimdi olmaz."
Ferit anladığını belli edercesine başını salladığında elimde,i valizi alıp bağaja koydu.Bende vakit kaybetmeden arabaya bindiğimde oda benden sonra arabaya bindi.Gülümseyerek bana döndü:
"Ee Hadi o zaman Antep Fıstığı yolculuk başlasın."
Bende gülümseyerek direksyondaki elini tuttum.
"Hadi başlasın bakalım Fero Bey."
Ve ben tam olarak şu an anladım bizi Ferit'le ancak ölüm ayırabilirdi.
****
Yazarınızdan...
Zerrin perişan olmuş bir halde hastane koridorunda güzel bir haber gelecek umuduyla bekliyordu.Bir saat sonra ameliyathanenin kapısı açıldığında Zerrin aceleyle ayağa kalkıp çıkan doktorlara baktı.Ve sesi titreyerek sordu:
"Kızım iyi mi?"
Doktorlar birbirlerine baktılar ve sonra baş hekim derin bir nefes alarak o kelimeleri söyledi.
"Maalesef tüm müdahalelerimize rağmen kızınızı kurtaramadık.Başınız sağolsun."
Zerrin aniden yere dizlerinin üzerine devrildi ve acı feryatlar ederek şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı.Bir anne için daha kötüsü olabilir miydi?İyi veya kötü bir evladını kaybetmişti.Bunun acısını başkası anlayabilir miydi?Hayır.Anlayamazdı.Ve Zerrin içinde kopan fırtınalara,hiç durmaksızın akan gözyaşlarına aldırmadan sessizce mırıldandı:
"Seni mahvedeceğim Seyran Şanlı."
****
Bütün Korhanlar koridorda toplanmış endişeyle Halis ağadan bir haber bekliyorlardı.İfakat nerede olduklarına,nasıl bir durumda olduklarına aldırış bile etmeden konuştu:
"Hepsi o Seyran yüzünden oldu.Ferit'in aklını böyle çelmeseydi.Ağam da Ferit'te yalıda olurdu.Biz de burada böyle beklemezdik."
Asuman artık dayanamadı her fırsatta Ferit'i veya Seyran'ı suçlamalarına.Ayağa kalktı ve İfakat'e bakarak konuştu.
"Pardon da İfakat yenge her fırsatta Seyran'la Ferite suç atmaktan yorulmadınız mı?Onların tek bir suçları var.O da birbirlerini sevmek.Halis ağanın içeride yatmasının nedeni de zaten kimse değil.Halis ağanın peşini bırakmadığı,vicdan azabı."
Herkes gözlerini Asuman'a çevirdi.Kimse ondan böyle bir çıkış beklemiyordu.Tam İfakat söze girecekken bu sefer de Gülgün ayağa kalkıp onu susturdu.
"Sakın ama sakın İfakat oğlumada gelinimede laf etme.Çünkü buna hakkın yok."
İfakat asık koridorda dört dönmeye başladığında Ameliyathane kapısı aralandı.Herkes ameliyathanenin önüne doluştuğunda baş hekim gülümseyerek konuştu.
"Merak etmeyin Halis ağa gayet iyi.Sadece ufak bir kalp spazmı geçirmiş.Gerekli bilgileri hemşire arkadaşım verir zaten.Geçmiş olsun."
****
Esme bıçağı Kazım'ın boğazına tam yaslayacağı zaman çalan telefonla bıçağı hemen arkasına yaslayıp duruşunu dikleştirdi.Çalan telefonla uyanan Kazım Esme'yi gördüğünde yerinden sıçradı.
"Esme,gızz sen ne ediyin tepemde sabahın köründe zebellah gibi,"
Sonra çalan telefonu eline alarak:
"Sende ne iki saattir zır zır-"
Gözleri korkuyla Esme'ye döndü.
"Bu Tarık sabahın köründe niye ariyiğ?"
Esme korkuyla bir kaç küçük adım geriledi.
"Bende bilmiyorum ağam."
Kazım telefonu açıp kulağını götürdüğünde Tarık'ın sinirli sesi duyuldu.
"Kazım amca Seyran kaçmış!"
_____________________
15 oy 2. Bölüm?
Bebeklerim ben geldim.Size sadece iki soru soracağım;
1-Bölümü nasıl buldunuz?
2-Sizce bundan sonra neler yaşanacak.
Diğer bölüm görüşmek üzere.Kendinize iyi bakın,hoşçakalın!🤍💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını | Je t'aime [TAMAMLANDI]
Mystery / Thriller*"Je t'aime" Fransızca da "Seni seviyorum" anlamına gelir.* "Bir susun artık!" Aslında kimse yoktu,kimse konuşmuyordu,yapayalnızdı.Kafasını ellerinin arasına alarak omuzları sarsıla,sarsıla ağlamaya devam etti. "Lütfen,susun artık!" Kimse yoktu,kims...