Donmak tanımının vücut bulmuş hali gibiydim.Kalakalmıştım.
"Seyran ne oldu?Seyran cevap versene!"
Ferit'in arabayı kenara çekip bana seslenmelerini duyuyordum ama bırak cevap vermeyi kılımı kıpırdatacak halim yoktu.Ferit elimden telefonu aldığında kendi kulağına koyup ablama ne olduğunu sordu.Ablam aynı şeyleri ona da söylemiş olacakki gözleri endişe ve korkuyla bana çevrilmişti ama ben sadece yere bakıyordum.
"Tamam Suna geliyoruz biz hemen!"
Telefonu kapatıp arka koltuğa atıp hemen bana döndü.
"Güzelim bak bana.Seyran hadi bebeğim bak bana."
Zar zor başımı ona çevirip yeşillerimi kahvelerine çevirdim.
"Güzelim şimdi bak sakin oluyoruz tamam mı?Sen iki canlısın kendini düşünmüyorsan kızımızı düşün ve ne olur kendini koru."
Sadece başımı sallayabildim.Başımı koltuğa yaslayıp yolları izledim.Bunları yaparken gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum.Anneme birşey olursa ben ne yapardım?Nasıl yaşardım?Ben annemsiz ne yapardım?Ben bunları düşünürken araba hastanenin önünde durdu.Ferit hemen arabadan inip benim kapımın önüne geldi ve kapıyı açıp inmem için yardım etti.
"Yavaş güzelim."
Beraber hastaneye girdiğimizde Ferit resepsiyona gidip annemin olduğu katı sordu.Ferit yanıma gelip tekrar bana destek olarak asansöre bindirdi.Asansör durup kapısı açıldığında inip bir koridora girdiğimizde herkesin koridorda beklediğini gördüm.Ablam,halam,babam,Gülgün anne,Asuman,Halis ağa,İfakat hanım...Hepsi buradaydı.Bizim geldiğimizi gören ablam hemen gelip bana sarıldı.Ama ben tepki vermeden ameliyathanenin kapısını izleyerek sadece ağlıyordum.Ablam benden ayrılıp halimi gördü ve koluma girip beni koltuklardan birine oturttu.Öylece karşımdaki duvarı izliyordum.Herkesin bana acıyan gözlerle baktığını hissedebiliyordum ama şu an umurumda bile değildi.Öyle benim ruhsuz gibi durduğum kaç dakika veya saat geçmişti bilmiyorum ama Ferit'in önümde diz çökmesiyle ona döndüm.
"Seyran bak harap ettin kendini.Lütfen yapma böyle bak hem sana hem kızımıza zarar gelecek lütfen."
Saatler sonra dudaklarımdan sadece tek bir kelime çıktı.
"Dayanamıyorum..."
Bunun üzerine Ferit beni kendine çekip sarıldı.Zar zor ellerimi halsizce beline sardığımda gözümden birkaç damla yaş daha düştü.Ayrıldıktan sonra Ferit yanımdaki koltuğa oturdu ve beni kendine çekti.Bende başımı onun göğsüne koyup tekrardan duvarı izlemeye devam ettim.Bir süre sonra ameliyathanenin kapısı açıldığı gibi hepimizin doktorların yanına gitmesi ne ara olmuştu bilmiyorum ama merakla doktora bakıyordum.
"Esma Şanlı'nın yakınları siz misiniz?"
"E-evet biziz?"
"Çok üzülerek söylüyorum ki yaptığımız tüm müdahalelere rağmen hastayı kurtaramadık.Başınız sağolsun."
Tüm sesler sustu,herkes gitti,ben yalnız kaldım.Annem de o güzel sesiyle bana seslendi...
"Güzel kızım,Seyran'ım benim...Annenin seni ne kadar sevdiğini unutma olur mu yavrum?Ve sakın kendinizide perişan etmeyin.Ben gittiğim yerde daha mutlu olacağım.Hem orada beni dövemezler ki...Değil mi?"
Titreyen dudaklarımla fısıldadım:
"E-evet..."
(Seyran'ın psikolojik sorunlarına değinmeye başlayacağım.Aslında Seyran'ın çocukluktan beri bu tür sorunları var ama sonradan bitiyor.Ta ki bu Esme'nin ölümüne kadar...)
Daha fazla dayanamadım,yere çöktüm ve gözyaşlarımın boşalırcasına akmasına müsaade verdim.Ferit'de yanıma çöküp bana tekrardan sarıldığında hiçbir şey yapmadan,hiçbir tepki vermeden ağlamaya devam ettim.Daha fazlasını yapamadım,başka birşey yapamadım sadece ama sadece ağladım.Elimden başka ne gelirdi ki zaten?Aniden ayağa kalkıp koridordan çıktım.Arkamdan seslenmelerini umursamadan merdivenleri hızla indim.Bahçeye çıktığımda delicesine yağan yağmurun beni ıslatmasına izin vererek ağlamaya devam ettim.
"Gızım benim,kınalı guzum!"
"Seni çok seviyorum Seyran'ım benim."
"Aa gızım öyle şey mi olur?Yemek yememekten güçten düştün iyice!"
"-Annelerin bir tanesi!Çok seviyorum seni!
+Ben de çok seviyorum seni..."
Gülümsedim.Ama bu buruk bir gülümsemeydi.Bu kaybedişin gülümsemesiydi.Bu acı bir gülümsemeydi.Sonra kafamdan bir ses tekrardan gerçekleri yüzüme vurdu.
Annen bir daha geri gelmeyecek Seyran.Annen gelmemek üzere,sonsuzluğa gitti.Bir daha sana sarılan bir anne olmayacak,bir daha sana;seni çok sevdiğini söyleyen bir annen olmayacak,bir daha seni düşünen bir annen olmayacak.Bundan sonra senin bir annen olmayacak.
****
2 gün sonra...
Ruhsuzca önümdeki mezara bakıyordum.Her şey bitmişti ve ben annemi sonsuza kadar kaybetmiştim.Gelip taziye verip gidiyorlardı.Ama umurumda değildi.Benim annem gitmişti hem de sonsuza kadar...Hangi söz acımı hafifletirdi ki...Asuman koluma girip beni yürüttüğünde hiçbir şey demeden ona uyuyordum.Beraber arabaya bindik ve yalıya doğru yola çıktık.Yalıya geldik ve Asuman beni odama çıkardı.Beni koltuğa oturttu ve megafondan yemek için bir şeyler söyledi.Ama ben bir ölü gibi sadece etrafa bakıyordum.Sanki ilk defa odayı görüyormuşum gibi.Kapı çaldığında Asuman gidip kapıyı açtı ve ona verilen tepsiyi alıp yanıma geldi ve tepsiyi masaya bıraktı.Sonra yanıma oturdu ve bana dönerek:
"Seyrancım iki gündür birkaç lokmadan başka hiç birşey yemedin.Gel biraz yemek ye?"
Başımı iki yana sallayarak duygusuz bakan gözlerimi Asuman'a çevirdim.
"Hayır hiç birşey yemek istemiyorum."
"Ama Seyrancım sen hamilesin.Düşünmen gereken bir kızın da var lütfen."
"Şimdi yemek istemiyorum lütfen Asuman.Beni yalnız bırakabilir misin?"
"Tabii,ama ne zaman istersen gelirim bunu unutma hep yanındayım."
Ona yorgun bir gülümseme gönderdiğimde o da bana gülümseyip çıktı.Terasa çıkıp gözlerimi gökyüzüne çevirdim ve elimi karnıma koyarak annemi izlercesine gökyüzünü izledim.
Sanki beni gökyüzünden izliyordu...
Burnumu aşık olduğum kokusu doldurduğunda gökyüzünü izlemeye devam ettim.Arkadan gelip bana sarıldı ve ellerini karnımın üstündeki ellerimin üstünde birleştirdi.
"Seyran?"
"Efendim?"
"Duydum ki yemek yememişsin bebeğim.Neden?"
"Bilmiyorum,sadece midem bulanıyor ve iştahım yok."
"Seyran bir doktora görünelim mi,ister misin?"
"Bugün olmaz ama yarın olur.Kızımızı çok aksattık."
"İşte benim Seyro'm!"
Gülümsedim hatta kıkırdadım.Ferit her şeyime iyi geliyordu.İlaç gibiydi ama sadece benim ilacımdı.
****
"Seyran Korhan ve Ferit Korhan!"
Adımız anons edildiğinde el ele kapıyı çalarak içeri girdik.Doktor gülerek bizi karşıladığında oturmamız için masasının önündeki koltukları işaret etti.Oturduğumuzda:
"Kızımız nasıl?"
"İyi yani bu aralar bayağı bir uslu."
Beraber güldüğümüzde doktor ayağı kalktı:
"Ee o zaman kızımıza bakalım mı?"
"Bakalım."
Ultrason odasına girip direkt yattım.Zaten üstüme crop giymiştim.Doktorumuz karnıma jeli sürdükten sonra probu alıp karnımda gezdirdi.Ekranda bebeğimiz gözüktüğünde ikimizde gülümseyerek ekrana bakıyorduk.
"Kalp atışlarını dinlemek ister misiniz?"
"Evet,isteriz."
Doktor bir tuşa bastığında kulaklarımızı kızımızın kalp atış sesleri doldurdu.
"Seyran,baksana ne kadar güzel."
"Hem de çok güzel."
Biraz sonra ben karnımı sildim ve tekrardan doktorumuzun odasına gidip biraz da onunla konuştuktan sonra çıktık.İkimizinde yüzünde silemediğimiz bir sırıtışla çıkıp arabaya geçtik.Yola çıktığımızda Ferit bana döndü.
"Pizzaya ne dersiniz?"
"Asla hayır demeyiz kocacığım."
Bol gülmeli bir yolun ardından pizzacıya geldiğimizde dışarıdaki masalardan birine oturduk.Ferit garsonu çağırıp siparişlerimizi verdiğinde garson bir süre sonra iki limonata ve iki orta boy pizzayı masaya bırakıp:
"Afiyet olsun Efendim.Başka bir isteğiniz var mı?"
"Hayır şimdilik yok,teşekkür ederiz."
Yemeğe başladığımızda Ferit pizzasını bırakıp gözlerini gözlerimle buluşturdu.
"Seyran sen gerçekten iyi misin?"
"İnanamayacaksın Ferit ama üç gün önceki Seyran değilim.Böyle anneme ihanet mi ediyorum bilmiyorum ama kızımız bütün acımı aldı götürdü sanki.Bir de sen,çok iyi geliyorsunuz bana ve ben hiç olmadığım kadar iyiyim."
Ferit uzanıp masanın üzerindeki ellerimi tuttu.
"Asla annene ihanet etmiyorsun Seyran.Aksine mutlu olman,iyi olman anneni daha çok mutlu eder inan bana."
"Sence kızımız bize gönderilen bir mucize gibi değil mi?"
"Evet Seyran,bizim mucizemiz..."
_____________________
35 oy 10. Bölüm?
Hepinize selamlar!Yine dram ve SeyFer dolu bir bölümle sizleri baş başa bırakıp kaçmadan önce sormak istediklerim var:1-Sizce Zerrin Pelin öldüğünden beri hiç sesinin,soluğunun çıkmamasının bir nedeni var mı?
2-Sizce İfakat ve Zerrin hala iş birliği içinde mi?
3-Bölümü nasıl buldunuz?Bir sonraki bölüm görüşmek üzere.Hoşçakalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalı Çapkını | Je t'aime [TAMAMLANDI]
Misterio / Suspenso*"Je t'aime" Fransızca da "Seni seviyorum" anlamına gelir.* "Bir susun artık!" Aslında kimse yoktu,kimse konuşmuyordu,yapayalnızdı.Kafasını ellerinin arasına alarak omuzları sarsıla,sarsıla ağlamaya devam etti. "Lütfen,susun artık!" Kimse yoktu,kims...