Silah sesi ile koşarak bahçeye çıktım. Gözlerime inanamamıştım Can kanlar içerisinde yerde yatıyordu. Ağaçların arasından koşarak giden siyah bir siluet görmüştüm. Koşar adımlarla Can'ın yanına gittim ve yanına eğilerek kollarımın arasına aldım.
"...
Üzerime dikkat ederek yere doğru eğildim, iç çamaşırlarımı alıp hızlıca giyindim. Can da oflayarak banyoya ilerledi.
İçeriye girmeden göz kırpıp öpücük attı, gülümseyerek yavaştan ayağa kalktım. Dolaptan beyaz çiçekli elbisemi çıkartıp giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçlarımı maşayla dalgalandırıp hafif bir makyaj yaptım. Son olarak lip gloss sürüp parfüm sıktım. Artık hazırdım, hasır çantamı da hazırlayıp Cana seslendim.
"Sevgilim ben çıkıyorum" dedim.
Ses gelmeyince odadan çıkıp mutfağa ilerledim. Sude Furkanla kahvaltı hazırlıyordu bende hafif kapıyı tıklatarak geldiğimi belirttim.
Gülümseyerek "Günaydın" dedim, aynı şekilde Sude de "Günaydın aşkım" dedi.
Gözlerini boynumda ve tam göğüs dekoltemde olan morluğa kayınca tam kapatamadığımı anladım. Tekrar gözünü gözlerime çıkartıp göz kırptı.
Utanarak gülümsedim, Can da kıyafet olarak beyaz pantolon ve beyaz bir gömlek giymişti. Yanıma gelerek bir eliyle belimi sararken diğer eliyle elimi tuttu.
