Soğuğa Öfke

41 7 5
                                    

 
Daha nereye kadar gidebilirdi ki bu işkence? Kalbi artık atmak bile istemiyordu, o neden hâlâ buradaydı?
Tek duyduğu şey o lanet havalandırmanın pervane sesiydi. Tüm gün, tüm gece.

  Beton o kadar soğuktu ki donuyordu. İçeriye sadece havalandırmadan giren Güneş ışığı vardı. O, böyle soğuğa alışık değildi. Ellerini birbirine sürterek ısınmaya çalıştı. Kapının arkasından gelen adım sesleri ile odanın en köşesine çekildi.

  Adım sesleri çoğaldı. Aniden kapı açıldı ve Nazi elinde bir bıçak ile İsrail'in boğazına dayandı.

  Nefes nefese kalarak uyandım. Karşımdaki benim giysi dolabımdı. Yatağım benim yatağımdı. Oda, benim odamdı. Ben odamdaydım. Nazi'nin korkunç bodrumunda değil. Ayağa kalkıp dolaptan kahverengi bir tişört ve bir pantalon çıkardım. Tek elle giyinmek biraz zordu ama alışmıştım.

  Komidinin çekmecesini açtım. Eski püskü ama oldukça emektar olan silahımı aldım. O silah benim aileme asırlardır aitti. Vaad edilmiş topraklar için savaşırken ailem çokça bu silahı kullanmıştı.

 
Zira, artık vaad edilmiş toprakları işgal eden bir Filistin Devleti yoktu. Fransız faresi tarafından yıkılmıştı. Topraklar peki? Hah, onlar da onun eline geçmişti. Bir gıdım toprak bile hakkıma düşmemişti.

Aynı şekilde o aptal, diğer aptallarla bir olmuş Amerika'yı yıkmışlardı. Kabul ediyorum, bir ara ben de o aptalların yanına geçmiştim. Lakin bu onların tarafında olduğunu göstermezdi.

Silahı alıp evinden çıktı. Paris'e gelmişti. Fransa'nın evi oldukça gösterişliydi. Beyaz mermerden yapılmış duvarlar, aynı şekilde motifler büyük bir çatı ve ucunda parıldayan bir altın. Kocaman boydan boya olan camlar ve tabii ki Fransız balkonları.

  Yani, bina oldukça şık ve gösterişliydi. Ah o bir Fransızdı sonuçta. Tek bildiği gösteriş ve ihtişamdı. Kapıyı çaldığında hizmetli bir kadın kapıyı açtı.

Kadın Fransızca konuştuğundan İsrail onun dediklerinden bir şey anlamıyordu.
"Fransa Hanım nerede, görüşmem lazım. Dediklerinizi anlamıyorum."

  Kadın içeri gittikten birkaç dakika sonra Fransa gelmişti.
    
İlahi Anlatım

  Fransa, karşısındaki genç kadına bakıyordu. Elindeki puroyu hizmetlinin tuttuğu tepsiye bıraktı. "Evet, Ne istiyorsun benden?"

  "Filistin'nin topraklarını!"

  Fransa, iç çekti. Hizmetliye işaret edip ofisinin kapısını açtırdı. Kenara çekilip İsrail'in geçmesi için bekledi. İsrail eve geçip şık koltuklardan birine oturduktan sonra Fransa masasına geçti. Hizmetlilerin hepsi ofisten çıkıp kapıyı kapadılar.

  "Anlaşmayı unuttun galiba İsrail, o yüzden sana hatırlatacağım."

  Çekmecesine açıp anlaşma maddeleri yazan kağıdı buldu. "Yıkılmış devlet Filistin'nin sahip olduğu tüm topraklar işgalci devlet Fransa Cumhuriyeti'nin hakimiyetine geçmesine ve hiçbir komşu devletin bu topraklar üstünde hak iddia edemeyeceğine karar verilmiştir."

  Fransa anlaşmayı okurken İsrail o zamanlar yaptığı hatanın bedelini şimdi çektiğini anlamıştı. O anlaşmayı imzalamıştı ve bir şey yapmak için çok geçti. Vaad edilmiş toprakları İsrail'in bozuk psikolojisi yüzünden kaybetmişlerdi.

"Yani anlayacağın tatlım, sen Filistin'nin toprakları üzerinde hak iddia edemezsin. O topraklar bana ait."dedi küçümseyici gülümsemesini takınırken.

                                   ***
 ⚠️Kan Ve Rahatsız Edici Unsurlar Bulunur⚠️

  Her gün boğuluyordu o. Aslında hava alabilirdi ama o istemiyordu. Onun için gökyüzü düşmüştü.

 𝑇ℎ𝑒 𝐶𝑜𝑙𝑙𝑎𝑝𝑠𝑒 𝑂𝑓 𝑇ℎ𝑒 𝑊𝑜𝑟𝑙𝑑- 𝐶𝑜𝑢𝑛𝑡𝑟𝑦ℎ𝑢𝑚𝑎𝑛𝑠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin