BEDEL

80 13 148
                                    

(Çok yorum atın sıkılıyorum. İş yaptırıyorlar yine. Gelince moralim düzelsin.)

Soğuğu iliklerine kadar hissederken bu yeri nereden tanıdığını anlamaya çalıştı. Bir ormandaydı. Etrafı yoğun bir sisle çevriliydi. Ve kulağına bir bebek ağlaması gelmeye başlamıştı. Böyle bir yerde bebeğin ne işi vardı ki?

İki adım ötesini bile göremezken zor olsa da ağlama sesine yöneldi. Doğru yöne gittiğinden emin değildi. Ses yankı yapıyordu. Hislerine güveniyordu.

Nihayet onu bulduğunda bebeği bir ağacın dibinde gördü. Yaklaşıp dikkatlice kucağına aldı. Birçok şey yanlış geliyordu ama zihni sorgulayacak hâlde değildi. Canı yanıyormuş gibi ağlayan çocuğun yaralı olup olmadığını kontrol etmek için bakarken göğsünde gördüğü işaretle duraksadı. Ancak o zaman bebeğin kırmızı gözlerini fark etmişti.

'Bu benim.' diye geçirdi içinden. İmkânsız görünüyordu ama Yokoshima bundan emindi.

Kollarının arasındaki bebeği yerde görünce kaşlarını çattı. Nasıl olduğunu anlamadan ondan birkaç metre uzaklaşmıştı. Ayakları yere sabitlenmiş gibiydi. Bu sefer bebeğe yaklaşamadı.

Sisin içinden gelen pelerinli adamı görünce kafa karışıklığı yerini paniğe bıraktı. Hareket edemiyordu. Neyin içine düşmüştü böyle?

Adam ona hiç bakmadan ilerledi ve ağlayan bebeği kucağına aldı. Yokoshima ise ne konuşabiliyor ne de hareket edebiliyordu. Pelerinli adam sisin içinde kaybolmadan önce Yokoshima onun kolyesini fark etti. Bedeninde izini taşıdığı kırmızı haç sembolü...

Nihayet ayakları onu dinlediğinde yerinden fırladı. Gittikleri yöne koşarken bir başkasına çarpmıştı. Sırtı dönük kıza bir bakış attı. Kızıl saçları yüzünün iki yanına düşmüştü. Ona döndüğünde Yokoshima fısıltıyla, "Mia." dedi.

Başına saplanan ağrı işini daha da zorlaştırıyordu. Neye tepki vereceğini bilemez hâldeyken Mia'nın yeşil gözlerinden akan kan telaşının artmasına sebep oldu. "Ne oluyor? Neyin var?" dedi zar zor.

Mia gülümsedi. "Bedelini ödüyoruz."

Yokoshima ona uzattığı elini ürpertiyle geri çekti. "Neyin?"

"Çok açık değil mi? O kaybettiklerini geri istedi ve yaşama olan borcunu bize ödetiyor."

Yokoshima etrafındaki orman kaybolurken, "Kim?" diye fısıldadı.

Mia yalnızca gülümsedi ve bulanıklaşarak gözünün önünden kayboldu.

--

Yokoshima yeniden gözlerini araladığında bu kez Lizzie'nin yeşil gözleriyle karşılaştı. Kafasındaki uğultu doğrulduğunda kaybolmuştu. Şaşkınlıkla tanıdık olmayan odaya baktı.

"İyi misin?" dedi Lizzie endişeyle. "Terlemişsin."

Yokoshima'nın kafası hâlâ karışıktı. "İyiyim." derken bile sesi hırıltılı çıkmıştı.

"Kabus mu gördün?"

"Hayır. İyi uyuyamadım." Kabus bunun için yeterli bir tanım değildi.

Lizzie anlayışla başını salladı. "Yer değişikliğinden olmuş olmalı. Annem kahvaltıyı yeni hazırlamaya başladı. O bizi çağırana kadar sen duş al istersen. İyi gelir."

GEÇMİŞİN SESLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin