(Canım sıkılıyor yorum atın bu garibana🥺)
Yüzyıllar öncesinde büyü doğa karşısında aciz insanoğlu için bir kurtuluş yolu haline gelmişti. Kimi doğanın farklı köşelerinde gizlenen yaratıklardan korkup kendini korumak kimi kendi içlerindeki savaşlarda üstünlük sağlamak kimi ise yalnızca güç hırsıyla büyüye başvurmaya karar vermişti.
Lavin ise tamamen şans eseri bu işlere bulaşan genç bir kızdı.
Babasının onu satılık mal gibi sergilediği bir talibi ona sarkıntılık edince onu bıçaklayıp evden kaçtığında daha 16 yaşındaydı. Hem babası hem de talibi peşine adam taktığında kaçmak için tek çaresi nereye gideceğini bilmediği bir gemiye gizlice binmek olmuştu.
Fark edildiğinde ise onu gemi kaptanının oğlu - sonradan telekinezi büyücülerinin lideri olan - Ulric bu kaçak yolcuyu babasının gazabından kurtarıp kendi kamarasında misafir etmişti. Yoksa bu uzun dille Lavin kendini öldürme yolunda amacı buymuş gibi emin adımlarla ilerliyordu.
Lavin'in asi tabiatının aksine Ulric oldukça sakin biriydi. Ve hassas, duygusal biriydi. Babasının karakterini göz önüne alarak sanatçı ruhlu birini evlatlıktan reddetmemiş olmasına Lavin epey şaşırmıştı.
Lavin'e yıllar önceki kabilelerin büyü yaptığına inanıldığı Karanlık Adalar'a gittiklerini söylemişti. Bu takımada hakkında anlatılan hikayeler adından farksızdı.
Oraya giden denizcilerin birçoğu geri dönemezdi. Kurtulmayı başaranlar ise orada tuhaf şeylerin olduğunu öne sürmüştü. Bazen kilometrelerce olması gereken mesafeyi birkaç dakika yürüyüp aşmış olduklarını bazen kendilerini aniden farklı yerlerde bulduklarını söylüyorlardı. Biri yaz mevsiminde gittikleri adalarda kar yağışı gördüğünü bile söylemişti.
Söyledikleri birbirlerinden çok farklı olsa da hepsinin ortak iki noktası vardı. İlki giden herkesin büyünün nasıl kontrol edileceği ile ilgili eski yazıtların o adalarda olduğu iddiasından ona ulaşma isteğiydi.
İkincisi ise giden gemilerin mürettebatından çok az kişinin sağ dönebilmiş olmasıydı. Gerçi dönenlerin bir kısmı delirdiğinden pek sağ oldukları söylenemezdi.
Kısacası Lavin kurtulmak isterken kendisini ölüme götürebilecek bir gemiye binmişti.
Beklediğinin aksine ise Lavin birkaç yıl sonra kaçtığı evine sadece buz büyücülerin lideri olarak değil, ejderhaların kralı ile bağlanarak buz ejderhalarının emrinde olduğu bir kraliçe olarak dönmüştü.
Ama her şeyin bir sonu vardı. Lavin'in hükümdarlığı ise beklemediği yerden ihanete uğradığında sona ermişti.
Adını duymayan kimsenin kalmadığı kraliçe yıllar içinde tarihin tozlu sayfalarında adı unutulmuş, akıbeti belirsiz bir figür olarak kalmıştı.
✨✨
Daphne'nin zihnindeki boşluk kadının adını duyar duymaz tamamlanmıştı. Zihninin karanlık bir köşesinde kalan rüyayı şimdi tüm ayrıntılarıyla hatırlıyordu. "Sen gerçekten kimsin? Ve bununla adını sormuyorum." dedi soğuk bir sesle.
Lavin ona arkasını dönüp kalesine yöneldi.
"Nereye gidiyorsun?" dedi Daphne kendisine sırtını dönüp yürüyen kadına. "Ben sorularımın cevabını almadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN SESLERİ
FantasiYıllar önce kurulan denge altüst oldu. Geçmişin karanlık ruhu uyandı ve şimdi hepsinden intikam almak için geri dönüyor. Bu yıkımdan sağ çıkabilecek misin yoksa enkazın altında mı kalacaksın? ------------