(Bilmem cevabı vereceğim sorular sorulacak bir bölüme daha hoşgeldiniz.)
Mor alevin yansıması bir anlığına Lavin'in gözlerinde parladı. Ama yandığı gibi sönmüş ve Daphne'nin bedenini kontrol etmeye başlayan Iris elinde hissettiği yakıcı acıyla geri sendelemişti. Belli ki yaktığı ateş kendisine tepmişti.
O elinin derdine düşmüşken duvarlardan çıkan zincirler kollarından tutup onu geriye çekmişti. Yerinden bile kıpırdamayan Lavin nihayet hareketlendi. "Güçlenmişsin." dedi alayla. "Ama hâlâ zayıf halkasın."
Lavin'in onun hakkında bildiği şeylerden biri de Iris'in aşağılanmaktan nefret ettiğiydi. Ve bunu ona karşı kullanmaktan çekinmiyordu. Iris tahmin ettiği gibi daha da öfkelenip zincirleri çekiştirdiği an alevlerle çevrelenen bilekleri yeniden yandı.
Iris nihayet konuştu. "Zayıf halka mı? Senin gibi mi? Son gördüğümde kanlar içinde yerde yatıyordun."
Lavin dikkatlice çenesinden tutup yüzünü kendine çekti. "Isırmayı beceremeyen köpek havladığıyla kalırmış. Yüzyıllar geçti ama sen Khalida'nın süs köpeği olmaktan vazgeçmedin. Kendini birilerine kanıtlayabildin mi bari?"
Iris hızlıca başını geri çekti. Lavin'in istediği gibi öfkelenmeye başlamıştı. Ve öfkelendiğinde harekete geçen güçleri yalnızca ona zarar verirdi.
"Zorlama." dedi Lavin buzdan kelepçe ile çevrili bileğindeki yanığı incelerken. "Burası benim bölgem. Kara büyüyü kabul etmez. Şu an burası seni yok edemiyorsa torunlarından birinin bedeninde olduğun için."
Iris şaşkınlıkla ona döndüğünde Lavin sıkıntıyla iç çekti. Sadece birkaç dakika önce Daphne ile konuşurken şimdi onunla muhattap olmak can sıkıcıydı. Buna hazırlıklıydı ama düşündüğünden daha çabuk olmuştu.
"Ne? Bilmediğimi mi sanıyordun? Ruhlar kendi soyundan olmayan ve kendi kanını taşımayan bedenleri ele geçiremez. Bu kızın bedenine de senin soyundan olduğu için tutunabildin. Sanırım güçleri harekete geçmeden önce geride bıraktığın çocuğun hakkında bir şeyler yapmalıydım."
Lavin geri çekilip aralarına mesafe koydu. "Ama merak ettiğim bir şey var. Neden bu kız? Senin başka torunların da var. Senin bencilliğinin bedelini ödemiş ve ödeyen torunların... Niye bu kız?"
Iris ise bambaşka bir soru sordu. "Kitap nerede?"
Lavin gözlerini devirdi ve arkasında beliren buzdan koltuğa oturup ayaklarını uzattı. "Yani sana öylece söyleyeceğim, öyle mi?"
Iris sessiz kalınca Lavin gülümsedi. "Aslında evet, söyleyeceğim." Sır verir gibi sesini alçalttı. "Cehennemin dibinde. Seni oraya yolladığımda bulursun."
"Bunun için fırsatın olacağına emin misin?" dedi Iris merakla. Beden Daphne'ye aitti ama şu an duyulan ses ve mora dönen gözlerdeki bakışlar Iris'indi.
"Bulunduğun bedene fazla güvenme. Seni kabul etmeyecek."
Iris nedeni bilinmez bir şekilde gülümsedi. "Öyle mi dersin?"
"Onlar sen değil. Senin gibi olmak için de bir sebepleri yok."
Iris gülümsemesini bozmadı. "Ama zihnini güçsüz düşürecek şeyler var. Bunu görmek muhtemelen kanımdan biri için acı verici olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN SESLERİ
FantasíaYıllar önce kurulan denge altüst oldu. Geçmişin karanlık ruhu uyandı ve şimdi hepsinden intikam almak için geri dönüyor. Bu yıkımdan sağ çıkabilecek misin yoksa enkazın altında mı kalacaksın? ------------