Ay ışığı ağaçların üstüne düşerken adımlarını hızlandırdı. Hedefine emin adımlarla ilerliyordu. Nihayet yerinde durduğunda karşısında her şeyden habersiz sessiz gecenin tadını çıkaran genç bir kız duruyordu.
Beyaz teni ay ışığı altında ruhu gibi parlıyordu. Avcının omuzlarına bir çift el dokundu. Bir ses kulağına fısıldadı :
"Öldür. Kanımız için öldür."
Genç kız duyduğu dal çatırdamasına döndü ve üzerinde oturduğu toprağın sadece birkaç dakika sonra kendi kanıyla sulanacağını bilmeden misafirine gülümsedi.
"Merhaba."
✨✨
Gökyüzünde katliam varmış gibi yağan kanın üstünden bir hafta geçmişti. Okul müdiresi Reina Kathleen Collins konsey tarafından verilen bir haftalık tatilden sonra bugün okula dönmüş olan öğrencilerini izliyordu.
Ne kadar rahat görünüp şamata yapsalarda Reina onların tedirgin olduğunu buradan bile görebiliyordu. Çoğunluğu sınıflarında kalmayı tercih etmişti. Dışarıda olanlar ise çardakların altında, ağaçların dibinde - kısacası yağmur yağsa gelmeyecek noktalarda - dolaşıyordu. Arada ise gökyüzünü kontrol ettikleri Reina'nın gözünden kaçmamıştı.
Konsey en güçlü büyücülerden oluşan yönetim kuruluydu. Güçlerine güvenip tüm büyücülerin yönetimini ele almak gibi bir görev için ya çok kibirli ya da çok aptal olmak gerekiyordu.
Reina biraz hava almak için dışarı çıkmaya karar verip kapıyı açtığı an Damon ile karşılaşmıştı. Damon kapıyı çalmak için kaldırdığı elini geri indirdi.
"Bay Clark." Damon ona ne kadar yakınlaşmaya çalışsa da Reina aralarındaki mesafeyi aşmasına katiyen izin vermiyordu. O hatayı tekrar yapmazdı. "Bir şey mi oldu?"
"Evet. Önemli olanı mı önce söyleyeyim, önemsiz olanı mı?"
"Önemsiz olanından başla. Sonra meşgulken uğraşmak istemiyorum."
"Peki." dedi Damon gülümseme isteğini bastırıp. Bu cevabı alacağını tahmin etmişti. "Telepati sınıfının yeni öğretmeni geldi." Önceki başka okula tayin edilmişti.
Damon kenara çekildi ve onlardan yaşça büyük duran adam Reina'nın bakış açısına girdi. Yaklaşıp başını eğerek selam verdi. "İyi günler, Bayan Collins."
"Ivan West. Değil mi?"
"Evet."
Onlar arasında konuşurken iki kız onların yanına yaklaşmıştı. Reina'nın dikkati onlara döndü. "Elizabeth." dedi kıza bakarken. İsim hafızası fazlasıyla kuvvetliydi. Çoğu öğrencinin ismini hatırlardı. "Bir sorun mu var?"
Lizzie yanındaki arkadaşını gösterdi. Yokoshima ile karşılaştığında bir hafta önceki konuşmaları aklına gelmişti. Basit bir şey olsa çabucak unuturdu belki. Ama kâhinlerin rüyaları basit bir konu değildi. Hatırlayamaması da ayrı bir sorundu. Ayrıca Lizzie arkadaşlarıyla ilgili bir sorun varsa çözülmediği sürece aklından çıkarmazdı. "Sizinle konuşmamız gereken bir konu var, efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN SESLERİ
FantasiYıllar önce kurulan denge altüst oldu. Geçmişin karanlık ruhu uyandı ve şimdi hepsinden intikam almak için geri dönüyor. Bu yıkımdan sağ çıkabilecek misin yoksa enkazın altında mı kalacaksın? ------------