Jolie: Az da olsa rahatlamıştım. Peki bu rahatlama uzun süre bilecekmi?
"Bazen hayatta iki farklı seçimle karşılaşırız. Önemli olan hangisinin bizi doğru yola götüreceğidir..."
Jolie şaşırmıştı. Amerikaya gitmeyeceğini zaten annesine söylemişti. Şimdi neden bu karar ondan habersiz aniden değişmişti ki? Annesine sorgulayıcı bakarak sorar.
Jolie: Anne seninle bunu konuşmuştuk. Gitmek istemiyorum.
Perla: Biliyorum kızım ama benim gitmem gerek ve seni burada yalnız bırakamam.
Jolie: Neden gitmelisin?
Perla: İş için kızım. Müdürümüz bir süreliğine iş için Amerikaya gidiyor. Benimde onunla gitmem gerektiğini söyledi ama kızımı yalnız bırakamam dedim. O zaman kızınıda al dedi. Bende bundan mutluluk duyarak tamam dedim.Jolie biraz üzgündü. Kısa bir süreliğine gitseler bile bu bu ülkeyi, bu evi, babasıyla hatıraları olan bu şehri bırakıp gitmek istemiyordu. Gözleri dolmuştu...
Jolie: Anne, lütfen...gitmek istemiyorum. Ne olursa olsun buralara alışığım.Bayan Perla kızının gözlerindeki üzüntüyü gördükten sonra söyler.
Perla: Ah, tamam kızım. Üzülme, sorun değil. Ben patronumu arayıp hemen biletleri iptal etmesini söylerim. Üzülmene gerek yok güzel kızım...Bayan Perlanın gözlerinde hüzünlü bir anlayış vardı ama Jolie annesinin işini kayb ede bileceği bir riski olduğunu hatırladı. Asistan olduğu için patronuyla gitmeseydi işinden uzaklaştırıla bilirdi. Annesini durdurarak konuştu.
Jolie: Hayır anne. Ben gitmeyeceğim ama sen gideceksin.
Perla: Kızım, seni bırakıp gidemem.
Jolie: Anne, her zaman dediğim gibi 21 yaşındayım ve artık çocuk değilim. Sadece bir süreliğine idare ede bilirim. Ayrıca yalnız da kalmayacağım. Arkadaşım Charlie'ni arayacağım. Uzun zamandır onunla konuşmuyorum zaten. Bence bir kaç gün benimle kalmaktan memnun olacaktır.
Perla: Yinede senin için endişe içinde olacağım.
Jolie: Sık-sık görüntülü konuşuruz. Charlie benimle olacaktır.
Perla: Jolie, seni yalnız bırakmak istemiyorum. Ama senide anlıyorum...o zaman tamam.
Jolie: İşte bu müthiş! Hadi şu kıyafetleri deneyelim ve güzel olanları senin için seçelim.
Perla: Senin için de güzel şeyler aldım.
Jolie: O zaman ne duruyoruz!Jolie mutlu bir şekilde annesini oturduğu yerden kaldırdı ve birlikte kıyafetleri denemek için odaya sürükler. Bayan Perla kızına yavaş olması için sesleniyordu.
Perla: Jolie, tatlım ben artık yaşlandım biraz yavaş ol!
Jolie: Hadi ama anne. Daha 43 yaşındasın.Birlikte vakit geçirirler.
Kıyafetleri denerler, sohbet ederler, kahve içip eski anılara dalarak gülerler. Bazen Jolie düşünüyordu da annesi olmasaydı onu kim böyle neşelendirecekti.? Tanrıya minnettarlık duyuyordu...
Uzun bir günün ardından uyumaya hazırlanırlar. Jolie annesiyle vakit geçirirken her şeyi unutu vermişti. Ta ki kafasını yastığa koyana kadar.
Ne yaşadığını o da bilmiyordu ama artık umrunda değildi. Çünkü umursamak istemiyordu, deli ola bileceğinden korkuyordu.
Bu gün öğlen uyandığında yanında olan kırmızı misk kokulu gülü ve notu bir kitabın arasına koyarak çekmecesine bırakmıştı. Gülü koklamaktan yorulmuyordu ve bıkmıyordu...Ertesi sabah Jolie enfes kokuyla uyandı. Bu gece çok rahat uyumuş gibiydi. Hiç bir olağan dışı bir şey olmamıştı. Hazırlanıp annesinin yanına geldi. İlk söylediği şey annesinin gülümsemesine sebep olmuştu.
Jolie: Anne sen bir manipüleci aşçısınn.
Bayan Perla iç çekerek konuştu.
Perla: Ahh kızım... gençken o kadar çok isterdim ki...fakat bazen başka bir şeyler için hayallerimizden vazgeçmek zorunda kalırız.
Jolie: Başka bir şeyler'mi? Nedir bu başka şeyler?
Perla: Aslında çok uzun bir hikaye. Kısacası Jolie, babanı sevdiğim için bazı niteliklerden vazgeçmek zorunda kaldım.
Jolie: Ah, anlıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İBLİSİN YARDIMI | TEXTİNG
FantasyHayatı ilk başlarda ailesi ile beraber iyi giden Jolie Graceful babasını bir iş kazasında kayb ettikten sonra her şey değişmeye başlar. Babasını çok sevdiği ve ona bağlı olduğu için bir süre sonra çöküntü yaşamaya başlar. Bu yükü kaldıramaz hale gel...