İBLİSİN YARDIMI | TEXTİNG

BÖLÜM 32. "Evlen benimle"

"Yaşadığımız şeyler bize güçlü olmayı öğretir. Hayatlarımızda bazı şeyler sık-sık değişsede duygular değişmez. Güçlü olmak bu değişikliklere uyum sağlamaktır..."

•

Bayan Perla son derece ciddiyetle Bright'dan gelen cevabı bekliyordu. Bright ise ne kadar şaşırsada konuştu:
Bright: Neden böyle bir şey istediğinizi anlaya biliyorum. Fakat benim gibi bir koruması varken buna ne gerek var.?
Bayan Perla(gülümseyerek): Senin gibi bir koruması olduğu için çok şanslı evet. Ama senin gibi bir eşi olmasını istiyorum oğlum. Kızım Jolie hakkında televizyonlarda, ekranlarda ve dışarıda neler konuşulduğunu sende tahmin ediyorsundur...her gün bu saçma şeyleri duymasını istemiyorum.
Bright: Yani.?
Bayan Perla: Yani eğer evlenirse tüm bunlar sona erer.
Bright: Peki ya daha iyisini haketmiyormu?
Bayan Perla: Oğlum, senden iyisinimi bulacak.? Ayrıca siz bir-biriniz için yaratılmışsınız...kader sizi bir araya getiriyor farkında değilmisin?
Bir kaç saniyelik sessizliğin ardından Bright düşüncelerinden ayrılıp konuştu:
Bright: Elimden geleni yapacağım.
Bayan Perla: Elinden gelenin daha fazlasını yapacağına eminim Bright oğlum. Şimdi git ve dinlenip iyi düşün geç oldu artık.
Bright(başını sallayarak): İyi akşamlar.

Bright gittikten sonra Perla mutfağa geçti. Jolie bulaşıkları yıkıyordu.
Bayan Perla: Jolie, daha sonra ben yıkardım ne gerek var?
Jolie: O ne demek anne? Bundan sonra iş yapmayacaksın dinlenmen gerek.
Bayan Perla: Böyle yaparsan iyileşmem ki egzersiz de yapmalıyım.
Jolie: Evet ama fazla değil kendini yormamalısın.
Bayan Perla: Ah benim düşünceli kızım, buraya gel bakayım.

Perla gözlerinin dolduğunu saklayarak kızına sımsıkı sarıldı ve dedi:
Bayan Perla: Sen bu gün dediklerimi unutma yeter.
Jolie: Merak etme anne...dediklerin benim için bir hazine. Hadi gel gidip bir şeyler izleyelim.

Böylece Jolie ve annesi televizyon karşısına geçerek bir şeyler izlemeye başladılar...

•

Her zamanki olduğu gibi Bright gökdelenin tepesinde durmuş yeni bir av bulmaya çalışıyor bir yandan da Bayan Perla'nın dediklerini düşünüyordu. Jolie'nin üzülmesini istemiyordu ve bu Bright'ın da istemediği bir şeydi. Peki ya Jolie ile evlenecekmiydi.? Bunu yapabilirdi çünkü artık Jolie'ye aşık olduğunu biliyordu. Sadece Jolie'nin ne cevap vereceğinden korkuyordu. Ya bir iblis olduğu için onu kabul etmeseydi.? Hayır...bu olmazdı. Jolie'nin de ona karşı hissleri olduğunu biliyordu. Yanılmaktan korkuyordu. Bunu anlamanın bir tek yolu bunu yapmaktı. Bright düşüncelerinin arasında kaybolmuşken aniden bir şeyler sezdi.
Bright: Gece gece bu da neyin nesi böyle...

Çıkmaz sokağın birinde genç bir çocuğu acımasızca sorgulayıp dövüyorlardı.
Adamlar: Al bakalım! Hoşuna gittimi ha?! Şimdi ver bakalım tüm paraları!
Genç çocuk: Yemin ederim param yok! Ben daha bir öğrenciyim!
Adamlar: Yalan söylemeyi kes! Nereye sakladın söyle!
Adamlar genç çocuğu dövüp hırpalıyorlardı. Tam bu sırada Bright'ın sesiyle irkilip durdular:
Bright: Hey!
Adam: Sende kimsin be?!
Bright gülerek dedi:
Bright: Onu birazdan göreceksin.
Adam: Bitirin şunun işini.

Adamlar Bright'ın üzerine yürümeye başladılar. Sayıları git gide artıyordu. Bright hepsini sırayla indiriyordu ki bir adam elindeki silahı hızla ona uzatıp ateş etti. Bright vurulduğunu sanıyordu ki kurşunun son anda yere düştüğünü farketti. Silahı adamın elinden kapan Lander adamı yere serip Bright'a göz kırptı ve dedi:
Lander: Yardıma ihtiyacın olduğunu düşündüm.
Bright: Kendim hallederdim yinede teşekkürler.