Yine çok erken bir saatte kalkmıştım.Tekrar uyuyamamış ve yatağımdan kalkmaya karar vermiştim.Yaşanılanlar uykumu kaçırıyordu, özellikle ise onları düşünüp üzerinde kafa yormak..
Yorgundum.Her zamanki enerjik halimden eser yoktu.Erkenden şirkete gitme isteğim yoktu.Bırakın şirkete gitmeyi şu an hazırlanmak bile bana işkence gibi geliyordu.
Daha güneş doğmamıştı hava hâlâ karanlıktı.İlk kez güneşin doğuşunu heyecanla beklemiyordum.Aksine keşke bugün hep hava böyle olsaydı.Şirkete gitmek, dil çalışmak dahi istemiyordu canım.
Elimi yüzümü yıkayarak tekrar yatağımın üzerine oturmuştum.Boş boş havayı izlemeye başlamıştım.Dün o kadar çok ağlamıştım ki yüzüm, gözüm şişmişti.Bu durumda halince iyice moralimin bozulmasına sebep olmuştu.
Ne kadar süre yatakta boş boş uzanıp tavanı izlediğimi bilmiyordum.Yanımdaki komidine doğdu uzattım elimi.Telefonumu bulunca hızla aldım ve saate baktım.Bu kadar şeyin üzerine birde şirkete geç kalacaktım.Şaka gibiydi gerçekten!
İstemeyerekte olsa yataktan hızla kalktım.Aynı hızla hazırlıklarımı yaptım ardından ise evden çıktım.Bugün araba ile gidecek halim yoktu.Araba sürmek en sevdiğim şeylerden biri olmasına rağmen bugün canım onu dahi yapmak istemiyordu.Hızla taksi çevirmiştim.Ardından şirkete doğru yol almaya başlamıştım.Yol boyunca kafamı cama yaslayıp sessizce dışarıyı izlemiştim.
Şirkete girmem ile saate baktım.İlk kez geç kalmıştım.Aklıma direkt Bay Mikkelsen'a vermem gereken kahve gelmişti.Derince oflayarak mutfağa doğru koşmuştum.Kahveyi hazırlarken tezgahta şekerin kalmadığını fark ettim.Bir kez daha derince oflamıştım sabır çekercesine etrafa kısa bir attım.
Hızla çekmeceleri açarak şekeri arıyordum.En sonunda açtığım çekmecede iki tane kavanozun yan yana olduğunu gördüm tek sorun ikisininde içerisinde beyaz tozun olmasıydı.Tatlarına bakacak zamanım yoktu.Bir an önce kahveyi yetiştirmem gerekiyordu.Ayrıca şöyle bir şeyde var her zaman kahve, çay yapılan mutfakta tuz ne arayacaktı Allah aşkına demi ama?
Kimse burda yemek falan yapmıyordu.E normal olarak iki kavanozda şekerdir yani.Rastgele bir kavanozdan üç çay kaşığı almış ve kahveye katmıştım.Ardından iyice birbirine karışması için karıştırmamla artık kahve hazır olmuştu.Elime kahveyi alarak hızla odama doğru ilerlemeye başladım.Madisondan dün yarınki dosyaları masama koymasını rica etmiştim.Onları alıp hızla Bay Mikkelsen'ın odasına geçecektim.
Odama hızlıca girmiş ve aynı hızla masama yaklaşmıştım.Elimdeki kahveyi masaya bırakarak dosyaları almaya yeltenmiştim.Tam o sırada dikkatimi çeken şey ile durdum.Masamdaki küçük kutuyu ve onun hemen altındaki notu alarak masamın hemen karşısındaki sandalyelerden birine oturdum.
Kutuyu sonraya bırakarak masaya koydum ve notu okumaya başladım.
"Daha fazla canının yanmasını istemedim.Parmağına tam olacağından eminim.Görmek için can atıyorum."
İsim soyisim ya da herhangi bir şey yazmıyordu.Sadece bu not vardı.Hızla notu bırakarak masadaki küçük kutuyu aldım ardındansa hızla açtım.Açmam ile beni bir yüzük karşılamıştı.Yonca şeklindeki gold yüzüğe dokunmam ile hareket etmişti.İşaret parmağım ile etrafında tam bir tur attırmıştım.Sonradan aklıma gelen şey ile gülümsedim.Bu bir stres yüzüğüydü ve ben bunu kimin aldığını çok iyi
biliyordum.Yüzüğü sol işaret parmağıma takmıştım.Sonra baş parmağım ile döndürmeye başladım.Bir yandanda gülümsüyordum.Nedenini açıklayamadığım bir heyecan ve sevinç kaplamıştı içimi.Sırf strese girdiğim ve kendime zarar verdiğim için aldığı yüzük oldukça hoşuma gitmişti.Sırıtmama engel olamıyordum.
Keşke bunu iki gündür tanıdığım insan değilde bir buçuk yıldır beraber olduğum sevgilim yapsaydı.En çok ihtiyacım olan şeylerden biriydi bu..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ ORTAK
Hayran KurguEn önde helikopterin gelmesini beklerken yanıma gelen iki adama doğru döndüm. Babam ile gelen adam sanırım yeni ortaktı. Vücuduna tam oturan takım elbisesi ilede gerçekten nefes kesici bir hali vardı. Yutkundum.Hızla kafamı çevirsemde tekrar bakma i...