Tanışma

1K 40 418
                                    

Merhaba, sevgili okuyucular!

Öncelikle, okuyucularımı tanımayı çok isterim. Buraya kendinizle ilgili küçük bir şeyler bırakırsanız çok sevinirim. :))

Daha önce kitap yazma denemelerim olmuştu ve şu an halihazırda yazdığım yaklaşık beş kitap var ancak bunları kendime saklamayı tercih ediyorum. Bunu ise biraz eğlenmek, vakit geçirmek adına yazmaya başlıyorum. Ayrıca bu kitap, ilk BL kitabım.

Öncelikle, anlamayanlar ya da fark etmeyenler olabilir diye başından uyarmalıyım: Kurgu iki erkeğin romantik bağları etrafında şekillenecek. Homofobiklerin karşılıklı rahatsızlıktan kaçınmak adına uzak durmalarını tercih ederim.

Öyleyse "hoş geldiniz" diyorum. İyi okumalar dilerim.

***

Yüzümdeki bıkkın ifadeyle karşımdaki adamın tehdit dolu gözlerine bakmaya devam ettim. Yaklaşık bir saattir buradaydık ve tanışalı da bu kadar oluyordu fakat o tanıştırıldığımız ilk andan beri bana aynı şekilde bakıyordu. Tekrar konuşmaya başladığında gözlerim, ince ve düz dudaklarına kaydı. Ağır ağır açılıp kapanıyorlardı çünkü bu adam, anlamayacağımı düşünüyor olacak ki tüm sözcüklerini olabildiğince yavaş ve net söylemeye uğraşıyordu. Tekrar gözlerine çıkardım bakışlarımı ve yeşil gözlerindeki buzlara inat yumuşak ve anlayışlı cümlelerini dinlemeye başladım.

"Evlenmek istemenizi anlıyorum. İkiniz de yetişkin bireylersiniz ve kendiniz için en doğru olanı bilebilecek olgunluktasınız ancak sizce de biraz fazla erken değil mi? Sadece iki aydır tanışıyorken..."

Duraksadığı sırada araya girip açıklama yapmak veya devam etmesine izin vermek arasında kalmıştım ki Ayliz'in söylediğiyle hiçbir şey söylememe gerek kalmadı ve birazdan konuşabilecek bir ağzımın da olmayacağına neredeyse emindim.

" Hamileyim, Alaz. "

Buyrun cenaze namazına!

Korkuyla karışık merakla Alaz Bedihi'ye baktım. Önce donuk bir ifade yerleşti suratına, devamında büyüyen gözleriyle kaşları havalandı derken kaşları çatıldı ansızın ve artık o da bana bakıyordu kıstığı gözleriyle. Dişlerini sıktığını fark edince masanın kenarından sarkan krem rengi masa örtüsünü istemsizce sağ elimde toplayıp sıkmaya başlamıştım. Bu adam geriyordu beni. Karşılaşmamızdan itibaren bende uyandırdığı duygular sadece bolca gerginlik ve meraktı zaten.

Gözlerindeki öfkeye katlanamayıp Ayliz'e döndüm. Benim aksime o, oldukça sakin ve özgüvenli görünüyordu. Çok sıradan bir şeyden bahsediyormuşuz gibi... Dimdik abisinin gözlerinin içine bakan bu kadının güzel yüzünü inceledim. Küçük oval bir yüzü vardı ve bu yüze çok yakışan sarımsı yeşil büyük gözleri. Onun gözleri abisininkine göre çok daha açıktı ve daha büyüktü. Küçük burnunun hafif bir kemeri vardı ve bu yüzüne çok ayrı bir hava katıyordu. Dudakları ince ama dolgundu. Kendine has bir güzelliği vardı. Onu incelerken Ayliz, hafifçe bana dönüp gülümseyince sol yanağındaki derin gamzesi de ortaya çıkmıştı. Bu durumda nasıl bana dönüp beni rahatlatmaya çalışıyordu, anlamıyorum.

Ayliz, ensesinde biten kısa koyu kahverengi saçlarının yüzüne gelen tutamlarını, küçük ve ince parmaklı elleriyle geriye iteleyip tekrar abisine döndü ve pembe dudaklarını yaladıktan sonra tekrar konuştu.

"Alaz, tehdit dolu bakışlarını Venüs'ten çekip bana bakabilir misin artık?"

Alaz'a dönünce derince soluyarak gözlerini kapattığını ve açarken sonunda Ayliz'e döndüğünü gördüm. Susuyordu. Sanki sözcükleri karanlık bakışlarında boğulmuştu ya da hiçbir şey söylemeye mecali yoktu. Belki başından beri pek konuşkan değildi fakat en azından yer yer sohbetimize dahil olduğu, ilişkimizle ilgili sorular sorduğu veya sorduklarımıza cevap verdiği oluyordu; oysa şu an kararlı bir sessizlik halindeydi ve açıkçası bu beni sanki mümkünmüş gibi daha fazla korkutuyordu.

Venüs'te Yangın (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin