Benim kimsem yok.
Ben hayatında bir sürü insan olan ama kimsesi olmayan bir kadınım.
Kalabalığın arasında yalnız olan o kadınım.
Sırtını yaslayacak birisi bile olmayan olmadıkça da güveni zedelenen o kadınım.
Zaman ilerledikçe kendimi sevilmeye değmeyen biriymişim gibi hissettiriyor.
Oysa ki beni sevsinler diye gözlerinin içine baktım herkesin. Ama kimse görmedi.
O kalabalığın arasında görünmez gibiyim sanki.
Ne zaman bir sorunum olsa kendim hallettim ne birine anlatabildim ne de anlatsam biri dinledi. Ben kendi kendimin psikologu olmayı öğrendim. Hayat bana bunu öğretti.
Zaman kendi ruhumun yara bandı olmamı öğretti bana.
Peki, düşünüyorum bu yaşıma kadar neler öğrendim, neler hissettim ?
Son 3 yılda hayatının iplerini kaybetmiş bir kadın oldum.
Şu son 3 yıl, beni yeni biri yaptı adı da; ceset.
16 yaşında annesi ile birlikte ruhunu da , gözlerindeki umudu da toprağa gömen o kadınım.
Çevresindeki kalabalığa rağmen yalnızlıkla boğuşan, bir şey dese de sesi duyulmayan o kadınım.
Annesini kaybettikten sonra sürekli kabuslar gören, uyku düzeni berbat olmuş o kadınım.
Gelecekten korkan ama güçlü durmaya çalışan o kadınım.
Uyumak isteyen kabus bile görse mutlu olacak o kadınım.
" Ben kanadındaki yaralarını sarmaya çalışan ve içindeki anne sıcaklığını unutmamak için savaşan o kadınım."