Uzun bir aradan sonra buradayım....
Hayatımdaki herkes gidiyor, kalmıyor. En yakınım sanki yalnızlık olmaya yemin etmiş gibi. Ellerimden tutuyor, sarılıyor bırakmıyor beni. Sürekli takip ediyor. İçimde koskocaman bir boşluk var. Ne kadar o boşluğu kapatmak istesem, kapatmaya uğraşsam bir yerden daha darbe alıyorum. Ağır darbeler, sanki yemin etmiş gibi bir canımı acıtma, boğazımı düğüm düğüm etmeye. Ellerim kollarım bağlı kaldım nasıl kurtulacağımı bilmiyorum o bilinmezliğin içinde sürükleniyorum ruhsuz bir şekilde. Bilinmezlik içinde savruluyor ruhum oradan, oraya. Her nefes alışımda göğsümde bir ağrı oluşuyor, nefes almak bile omzuma çok büyük bir yük yapıyor. Nasıl düzeleceğim, nasıl eskisi gibi güleceğim bilmiyorum. Hislerim karmakarışık, şuan nasıl hissettiğimi bile anlayamıyorum artık, kendimi bulamıyorum. Sanki içimdeki direnmeye çalışan o serçeler, ağlayarak ölmüş gibiler, direndikçe canım yanıyor. Biri elimden tutsa, yaşardım ben aslında. Ama kimse beni görmek istemedi, isteseydi karanlık bir boşluğun içinde can çekiştiğimi görürlerdi. Onlar bana kör, bana Sağır. Belki de burada olmamam daha iyidir. Belki de bir tek ben can acımı kökünden kesebilirim. Biliyorum, her bitiş bir başlangıç değil aslında her bitiş bir bitiş. Bende mi öyle yapmalıyım. Herşeyi bitirmeli miyim..?