1.Bölüm

42 6 2
                                    

Merhaba arkadaşlar ben Elif , geçen gün gördüğüm bir rüyadan aldığım ilhamla bu hikayeyi yazmaya karar verdim daha öncedende yazardım ama ilk kez burada duyurma fırsatım olcak , eğlenceli dramlı aşk dolu bi hikaye yazıyorum , umarım beğenirsiniz ve lütfen okuduktan sonra iyi veya kötü yorumlarınız benim için çok kıymetli lütfen yazın , neyse uzatmayayım keyifli okumalar :)
----------------------------------------------
Yine bir okul sabahı , 3 yıldır olduğu gibi.Yeni ve etrafa ürkek ürkek bakan 1.Sınıflar , okula alıştığını sanan 2.Sınıflar ve biz 3. Sınıflar.
Bu okulda tek şevdiğim şey arkadaşlarım gerçi sevecek başka kimsem yok. Ben ailemi hiç görmedim sadece fotoğraflardan gördüğüm kadar hatırlıyorum onları ve çok özlüyorum ama onların özlemini azaltmaya çalışan ve beni bugünlere büyüten teyzem , beni kendi çocuğu gibi sahiplendi emek harcadı ve ben şuan İzmir de Özel Soyer Üniversitesinde  %50 burslu okuyorum , burada okumam bile mucize çünkü teyzemin ödeyecek durumu yok ama şanslıyım ki zengin bir bağışçı benim okul masrafımı üstlenmiş ama galiba baya önemli biri ki adı açıklanmıyor. Beyza'nın kolumu dürtmesiyle düşüncelerim bölündü.
"Ne oldu?" Diye sordum
"Bizimkiler şurada ki çimlerde , hadi gidelim "dedi. Bizimkilerin olduğu yeri göstererek. Bizimkiler , benim tek dostlarım; Canan,Öykü,Metehan,Aras,Akın. Günümüz hep birlikte geçiyor. Yanlarına geldik ve yere oturduk,
"Selam millet ! "Dedik. Ve hepsi bir ağızdan selam dedi böyleydik işte herşeyimiz beraber olur bizim , Beyza hemen Metehan'ın yanına doğru kaydı. E tabi insanın sevgilisi olunca , ve işte Akınla Öykü daha ilk günden yine birbirlerine girmeye başladı;
"Şştt, eziklerin savunucusu naber?"
"Bu çocuğu buraya IQ testi olmadan nasıl aldılar ya! "Ortamı yumuştmaya çalışarak ,
"Tamam tamam sakin olun daha birbirinizi yiyecek çok zamanınız var,dinlenin şimdi " dedim. Beyza söze girdi." Hem ilk aşklar nefretle başlar bunuda yazın bi yere " diyince gruptan " Ooo! "Nidaları yükseldi. Böyle olunca Öykü her zamanki gibi kızardı Akın yine sulu sulu "kızı tavladım" bakışı yapınca ağzına doğru bir demet çim öykü tarafından hızla yollandı. Tam bağıracakken Aras ayağa kalkıp "hadi gidiyoruz , sakin olun yalancı aşıklar " dedi. Hepimiz gülerek ayağa kalktık ve yürümeye başladık okulda buluşma noktası olarak belirlediğimiz heykelin önüne gelince durduk ve ayrılmadan önce "ders çıkışı ne yapalım?"diye sordum. Arasla Metehan birlikte "Öykülerin Kafe'ye gidelim , uyar mı ? " Dedi. Herkes kısa süre birbirine baktıktan sonra "uyar" kararı aldık ve fakültelere dağıldık. Canan , Metehan ,Akın inşaatta , Beyza okul öncesinde , Aras pdr ve bende mimarlıktayım , herkes fakültelere dağıldı bende fakülteye doğru taş yoldan ilerleyip merdivenleri çıktım amfiyi buldum ders henüz başlamamıştı içeri girdim ve rastgele bi yere oturdum. Çantamdan eşyalarımı çıkarırken bir ses,"merhaba Derin ! Çok özlemişim seni " dedi. Burcuydu gelen hemen birbirimize sarıldık.
"Naber nasıl gitti yarıyıl tatili?"
"Fena değil, her zamanki gibi bizimkilerleydik, senin nasıldı ?"
"Ailecek kayak merkezine gittik , eğlenceliydi yani ama okulu özledim" cevap vermeden gülümsedim ve ders başladı.
***
Sıkıcı bir ders sonrası bizimkilerle buluşmak için Burcudan hemen ayrılıp koşarak heykelin önüne geldim ve beklemeye başladım. Bekledim bekledim 10 dakika oldu neredeler bunlar diye merak edip Beyzayı aradım. "Nerdesiniz ?"
"Biz Kafe'de seni bekliyoruz , sen nerde kaldın? "
"Inanamıyorum, ben heykelin önünde 10 dakikadır bekliyorum "deyince Beyza bu sözümü oradakilere söyledi ve toplu kahkaha sesi geldi. "Ben gelince yapacağımı biliyorum " deyip telefonu kapatıp çantaya attım ve ana yola çıkıp bi taksiye bindim, ve Kafe'ye doğru ilerlemeye başladık. İzmir çok güzel bi şehir , yıllardır teyzemle Ankara'da yaşadım orayıda çok seviyorum ama deniz her şey benim için o yüzden İzmir cennet gibi geliyor o deniz'in kokusu , o sahilin güzelliği bir cenneti anımsatıyor bana.Hafif bi yağmur çiselemeye başladı şimdi  , kafenin önüne gelince taksiciye parasını uzatıp taksiden indim ve hızlı adımlarla Kafe'ye doğru ilerledim ve kapıyı açar açmaz biriyle çarpıştım. Kafamı kaldırınca öldürecek gibi bakan bir çift ela gözle karşılaştım , ne var yani niye öyle bakıyorsun sadece çarpıştık bundan doğal ne vardı ki. Böyle kaba kaba baktığı için özür dileme zahmetine girmeden yan tarafından çekilip gözlerimle bizimkileri aradım. Bizim her zamanki masaya kapının hemen sağında cam kenarında olan masadalardı. Hafif Islanmış saçlarımı avucumun içine alıp yanlarına gidip oturdum. "Evet bana ne alıyorsunuz?" Diye sordum.Akın yine atladı "Derincim sana kapıda bakıştığınız o çocuk ısmarlasın bence seni çok sevmişe benziyor baksana" deyince hep birlikte dönüp o manyağı aradık ve bulduk hala öldürecek gibi bakıyor ne var yani , hayır böyle insanları nerden bulurum ben. O manyağın yüzüne daha çok bakmak istemiyorum içimi ürpertiyor. Önümü döndüm ama kimse benimle ilgilenmiyor herkes dönmüş ona bakıyordu. Ya yapmayın sevgili dostlarım rezil oluyorum burada , Sesimi yükseltip "Ne o hepiniz aşık oldunuz heralde " yine kimsede hareket yok ya rezil oluyorum arkadaşlar beni dinleyin ya ! Dişlerimin arasından tıslayarak "rezil ediyorsunuz beni ya !" Dedim ve en sonunda çareyi masaya vurarak buldum. Dikkat bendeydi oh be sonunda
"Yalnız Derincim çok etkilemişsin çocuğu senden gözünü alamıyor  " dedi Akın.
"Hı sorma beni yiyecek gbi bakıyor "
" Belkide ileride yer "
"Akın ! " Diyip çatalı fırlattım. Akında yalandan kalbine gelmiş ve ölmüş gibi taklit yapınca bi anda hepimiz kahkahalarla gülmeye başladık. Bütün akşam Akın benimle dalga geçti ve grubun eğlencesi ben oldum. Gece eve dönmek için ayaklandık ve hesapların hepsini Akın'a ödettim , ödeşmiş olduk. Akınla böyle olsakda canımdır kardeş derler bize zaten çok benzeriz , neyse hep birlikte kapıya doğru ilerlerken kafamı çevirip arkaya bakıp gözlerimle o manyağı aradım ve işte yine içimi delip geçer gibi bakıyor, onda ne vardı bilmiyorum cidden bi şey mi yapmıştım farkında olmadan , şimdi daha dikkatli baktım da hiç fena değil Akın'ın dediği gibi siyahlar içinde oldukça iyi görünüyordu. Akın'ın alaycı sesini duyunca önüme dönüp kapıdan dışarı çıktım. " Ne oldu ayrılamadım mı platonik aşkından ?" Dedi .  "Şunu biri eve götürsün yoksa eve gitmeden ölmüş olacak " diyip gülmeye başladık ve evlerimize doğru ilerlemeye başladık son kez kafenin içine uzaktan göz attım ve içeride yoktu, gitmişti..

KahvemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin