0.7

233 41 21
                                    

"Günaydın, Jeongin yok mu?" Hyunjin elindeki dosya ile Felix, Seungmin ve Jisung'ın yanına gelmişti.

"Hastaneye gitti o."

"NEDEN?" Hyunjin bir anda endişelenip bağırdığında karşısındaki üçlü gülmüştü. "Göz doktoruna gitti, önemli bir şey değil. Yeni gözlük alacak."

"Haaa, korktum." Eli kalbine giderken yanlarına Minho gelmişti. "Jeongin yoksa niye burda dikiliyorsun Hyunjin derse geç kalacağız."

"Oha taş geldi." Jisung içinden söyleyeceği şeyi dışından söylediğinde herkes susup ona dönmüştü.

O utançla arkasını dönüp gitmeye yönelirken Seungmin gülerek geri çekmişti. "Ben içimden söyleyecektim onu." Minho sadece gülmüş ve bir şey dememişti.

"Jeongin gelince bana mesaj atmasını söyler misiniz?"

"Tabi söyleriz." Felix'in onaylaması ile birlikte Minho ve Hyunjin yanlarından ayrılmıştı.

"Han Jisung."

"Evet rezilim susun." Felix ve Seungmin kahkaha atarken Jisung'da gülmüştü.

"Benim dersim başlıyor, Felix benim yerime Jisung ile bolca dalga geç." Seungmin, Jisung'ın omzuna hafif vurarak yanlarından uzaklaşmıştı.

__

"Ben geldim." Jeongin kafetaryada oturan arkadaşlarının yanına oturmuştu.

"Yakışmış gözlükler."

"Teşekkürürler, seçerken baya zorlandım. Hâlâ pek istediğim gibi değil ve ben yakıştıramadım ama yapacak bir şey yok." Jeongin ve yine kendisi hakkında özgüvensizlikleri.

"Salak salak konuşma döverim seni."

"Jeongin, Hyunjin'i arayacakmışsın." Jisung, Jeongin'in koluna vurduğunda Jeongin kaşlarını çatmıştı. "Niye?"

"Ne bileyim ben sen ara işte." Jeongin gözlerini devirerek telefonunu çıkartmış ve Hyunjin'i aramıştı.

"Mesaj atacaktı sanki." Seungmin Jisung'ın kulağına fısıldadığın Jisung sus işareti yapmıştı.

"Aramamı söylemişsin?"

"Mesaj atmanı söylemiştim ama olsun sesini duymak güzel hissettirdi." Jeongin sertçe Jisung'a bakarken Jisung, Felix ve Seungmin'i önüne siper etmişti.

"Ne oldu ki?" Tekrar telefona döndüğünde Hyunjin'in gülme sesi gelmişti. "Notları getirdim, gece senin için bildiğim seyleri ekstra olarak not aldım. Umarım işine yarar."

"AY GERÇEKTEN Mİ? TEŞEKKÜR EDERİM. Nerdesin sen şimdi alayım ben onları."

"Koridorda aşkından dolayı yere çökmüş ağlıyordum sen arayınca geçti, üçüncü kattayım 3-2 Edebiyat sınıfının önünde."

"Tamam şebeklik yapma geliyorum." Jeongin gülerek telefonu kapattığında arkadaşları ona bakıyordu.

"Dün benimle birlikte derse girdiğinde anlamadığım bir konuyu söylemiştim, notları varmış kendinde bana verebileceğini söyledi."

"Numarasını ne zaman aldın?"

"Derste kendiminkini vermiştim gece de yazdı yani bu kadar. Kaçtım ben hadi." Masadan çantasını da alıp kalkarken arkadaşları ima ile arkasından bakmayı unutmamıştı.

Jeongin, Hyunjin'in olduğu kata giderken birkaç kişi onu durdurmuş ve fotoğraf çekilmişti.

Ne kadar hoşuna gitse de bazen boğuluyordu.

"Merhaba, alabilir miyim?" Jeongin geldiği anda elini dosyaya uzatmıştı.

"Gözlük yakışmış."

"Teşekkür ederim alabilir miyim?"

"Hayır alamazsın." Hyunjin dosyayı havaya kaldırırken Jeongin'in kaşları çatılmıştı. "Ama neden?"

"Bir tane öpersen olur." Hyunjin boşta olan elini yanağına çıkartmış ve işaret parmağı ile birkaç kez dokunmuştu.

"Ya hayır." Jeongin yüzünü buruştururken Hyunjin'de arkasını dönüp uzaklaşmaya başlamıştı. "Sen bilirsin, notlara elveda o zaman."

"Ama böyle anlaşmamıştık!" Sinirli olduğunu düşündüğü bir ifade ile Hyunjin'i durdurup önüne geçmişti.

"Tamam ben öpeceğim o zaman."

"Başka türlü vermeyecek misin?"

"Tch vermeyeceğim."

Jeongin oflayarak yanağını uzatmış ve gözünü kapatmıştı. Hyunjin ise gülümseyerek dosyayı Jeongin'in elleri arasına koymuştu.

"E öpmedin?"

"İstemediğin bir şey yapıp seni rahatsız etmeyeceğim Jeongin. Farkında değilsin belki hâlâ ama benim için çok değerli ve özelsin, ayrıca kaşlarını çattığında sinirli değil şirin görünüyorsun. Bu yüzden seni sinir etmeyi seviyorum." Bir elindeki dosyaya birde Hyunjin'e bakarken yüzünde küçük bir tebessüm olmuştu.

"Teşekkür ederim." Gideceği sırada bir anda arkasını dönmüş ve Hyunjin'in yanağına küçük bir öpücük kondurarak koşarak ordan uzaklaşmıştı.

Hyunjin şaşkınlıkla Jeongin'in arkasından bakarken gülümseyerek yanağını tutmuştu. "Öptü lan beni."

Hug me || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin