21

157 32 10
                                    

Jeongin'in anlatımından

-

Evin içinde oturmuş ve Hyunjin'in gelmesini beklerken bugün bir şeylerin değişeceğini biliyordum ve heycanlıydım.

Hyunjin gelene kadar sabah vlogu çekmiş ve kahvaltı yaptıktan sonra öylece film izlemiştim, şimdi ise yola çıktığını söylemişti.

Masanın üzerinde duran lip balma baktım. Dudaklarım çatladığı için alıp sürdüm.
Kesinlikle dudaklarım çatladığı içindi.

Telefonla oynarken zilin çalması ile kapıya giderek derin bir nefes aldım.

Açtığımda Hyunjin güler yüzle beni karşılamıştı. "Ben geldim!" Mutlulukla içeri girip bana sıkıca sarıldığında gülümsedim ve bende sarıldım.

Alışmıştım bu hallerine.

"Hoşgeldin."

"Yeriz diye bir sürü yemek aldım, yeriz dimi?" Elinde iki poşet vardı. "Yeriz."

İçeriye geçerken elindeki poşetleri almış ve mutfağa girmiştim ama Hyunjin peşimden geliyordu.

"Otursana içeride niye peşimden geliyorsun?"

"Seni daha çok görmek için." Güldüm. "Kafayı yedin sen cidden." İçimden gelerek uzanıp yanağını öptüğümde yüzünde kocaman bir gülümseme ile bakıyordu.

"Yicem seni gerçekten." Bir anda üzerime gelip yanaklarımdan tutmuş ve yüzümü mıncırmaya başladığında kahkaha attım.

"Çok tatlısın." Elleri yanaklarımda gözlerime bakarken ne diyeceğimi bilemedim.

Kalbim ona doğru akıyordu ve buna engel olmak istemiyordum.

Hyunjin her hâli ile iyi kalpliydi, düşünceliydi ve sanırım gerçekten beni seviyordu.

Gözlerinin içine bakarken eğildiğinde dudaklarımdan öpeceğini sandım ama o iki yanağımı da öpmüş ve "Gerçekten çok tatlısın." Demişti.

"Şunu söyleyip durma, utanıyorum." Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. "Ama tatlısın."

"Hyunjin! Hadi içeri git, bir şeyler alıp geliyorum." Zorla sırtından itekleyerek onu mutfaktan çıkartmış ve elimi kalbime götürmüştüm. Küçük büyük fark etmeden bütün temasları kalbimi tekletiyordu resmen.

Dolaptan içecek bir şeyler çıkartıp Hyunjin'in getirdiği poşetlerden de yiyecekler çıkarttıktan sonra tabaklara koyup içeri geçmiştim.

Hyunjin ayakta evi inceliyordu "Beğendin mi evimi? Bende kendi istediğim renge boyamıştım."

"Gerçekten beğendim, seni yansıtıyor."

"Çok seviyorum kendime ait evimin olmasını, ne kadar aileni sevsen de bazen aile evi boğuyor ve kurtulmak istiyorsun o yüzden burda yaşamayı seviyorum. Bu arada senin ailen nerde?" Koltuğa yan yana otururken sordum.

"Farklı şehirdeler, bende senin gibi yalnız kalmayı seviyorum, tatillerde gitmek çok güzel ama sürekli... Sıkıyor."

"Kardeşin var mı Hyunjin?" Bir anda aklıma gelmişti, onu tanımak istiyordum.

"Hmm bir kız kardeşim var, senin?"

"Abim var benim, çalışıyor pek anlaşamıyoruz."

"Neden?"

"Çocukluktan beri pek iyi anlaşamadık." Hyunjin birden uzanıp yanağımı öpmüştü, şaşkınlıkla öne döndüm. "Ne içindi bu?"

"İçimden geldi." Omuz silkerken dudaklarını bükmüştü, bana tatlı diyordu ama çekimler dışında ne kadar tatlı göründüğünü bilmiyordu.

Biraz saçma sapan şeylerden sohbet ettik, öylesine bir film açıp izledik ama yarısında sıkıldık, en sonunda atıştırmalıklarımız bitince kafamı öylece yanımda oturan Hyunjin'in omzuna yasladım.

"Hyunjin."

"Bebeğim." Bunu her söylediğinde eriyip gidiyordum resmen. Bebeğim bir insanın ağzına ancak bu kadar yakışabilirdi.

"Ne oldu konuşmayacak mısın?" Söylediği kelimeye kalbim erirken konuşmayı unutmuştum. "Unuttum diyeceğimi..." Ufak bir kahkaha attığında omzundan kafamı kaldırdım ve ellerimle yüzümü kapattım.

"Bu kadar salak olmak yoruyor."

"Bebeğime salak diyemezsin." Hyunjin yüzümü kapattığım ellerimi tutup indirmiş ama elimi bırakmamıştı.

"Jeongin... Nasıl söyleyeceğim bilmiyorum çünkü daha önce böyle hissederek yapmadım bunu hiç..." Bir anda gerilmişti ve nedenini merak ettim, umarım bitsin falan demeyecekti çünkü fazlasıyla alışmıştım ona.

"Ne?"

"Biliyorsun, yani herkes biliyor ama sen en iyi biliyorsun- TOPARLAYAMIYORUM." Kendi kendine sinirlendiğinde gülmeden edemedim, komik ve tatlı görünüyordu.

"Sakince anlat."

"Sana deli gibi aşığım, eğer sende beni seviyorsan sevgilim olur musun?" Bir anda bunu söyleyip gözlerini kapattığında yüzüne gülümseyerek baktım.

Bir tepki bekliyordu, reddedeceğimden korktuğu açıktı.

Ellerimi ellerinden çektim ve Hyunjin'in kapalı gözlerine rağmen yüzünde ki huzursuz ifadeyi fark ettim. Çektiğim ellerimle yüzünü avuçlarım arasına aldım.

"Hyunjin... Seni seviyorum." Gözlerini açtığında yüzündeki huzursuz ifade kaybolmuştu, resmen parlıyordu.

"Yemin et." Bir cesaret patlaması ile yüzünü kendime çektim, dudaklarım dudaklarıyla temas ettiğinde gerçekten onunla sevgili olmak istediğimi fark ettim. Ben Hyunjin'i gerçekten seviyordum.

Ellerim yüzünden ensesine inerken onun elleri de benim yüzümü kavramıştı.

Sanırım bu öpücük çok fazla şey değiştirecekti.

Hug me || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin