26

61 10 3
                                    

Hyunjin
Oglum ya
Jeongin çok kötü
Aklıma da hiçbir şey gelmiyor
beynim durdu sanki
Ne yapmaliyim

Changbin
Noldu lan

Hyunjin
Annesiyle konuşmuş işte benden bahsetmiş
Homofobikmiş aileside
Baya bir şey söylemişler kötü hissediyor
Şimdi rahatsız hissediyorum diyip duşa girdi

Minho
Kafasını dağıtacak şeyler yapın
Teselli etmeye çalışmak yerine
unutturmaya çalış
Dışarı falan çıkabilirsiniz
Evde durursanız yemek yapın birlikte
Ne bileyim dağıt kafasını

Hyunjin
Hayır bir insan nasıl oğluna saygı duymaz anlamıyorum senin çocuğun o ya
Çok sinirlendim ailesine bize hastalıklı demiş senin zihniyetin hastalıklı asıl

Chan
Sinirlenme
Belli de etme

Hyunjin
Yok yok belli etmem
Çıktı duştan
Hadi gorusuruz

__

Jeongin ıslak saçları ile salona girdiğinda Hyunjin ona gülümsedi. "Tatlı sevgilim." Diyerek kalkıp yanaklarını sevmeye başladığında Jeongin gülüyordu.

"Gel saçlarını kurutalım, kurutmadığında hasta oluyorsun." Jeongin sevgilisine döndü. "Nerden biliyorsun?"

"Vloglarının birinde söylemiştin." Jeongin gülümsedi. "Bu kadar dikkatli izliyorsun demek?"

"Her hâline o kadar bağımlıyım ki bir vlog attığında yenisi gelene kadar o vlogunu izliyorum." Jeongin gülerek kollarını Hyunjin'e sardı. "Bana çok iyi hissettiriyorsun Hyunjin."

"Seni çok seviyorum bebeğim." Hyunjin sevgilisinin kulağına fısıldayıp orayı öptüğünde Jeongin titremişti resmen. Hyunjin anlayarak geri çekilmiş ve elini tutarak yatak odasına çıkartmıştı.

Jeongin yatağa otururken masanın üstünde duran kurutma makinasını alıp çalıştırmıştı.
Yanına gelip saçlarını kurutmaya başladığında Jeongin annesinin söylediği şeyleri düşünüyordu.

Hissettiği şeyler bir hastalık olsaydı böyle güzel hissettirebilir miydi? Böyle huzur verebilir miydi? Annesi bilmiyordu, bilemezdi.

Sonunda saçları kuruduğunda Hyunjin makinayı kapatmış ve elleri ile Jeongin'in saçlarına şekil vermeye çalışmıştı.

"Hyunjin saçlarımı boyarsam bana yakışır mı?" Hyunjin makinayı bırakarak yanına oturdu. "Her şey yakışır sana, hangi renk istiyorsun?"

"Bilmem, sadece boyamak istiyorum. Sarı olabilir ama mavi de olabilir ama kendi rengimi de seviyorum. Bilmiyorum." Demişti "u" harfini uzatarak.

Hyunjin onu gülerek izliyordu. "Mavi çok akıyor, sarı yapalım mı?"

"Olur!" Demişti heyecanla Hyunjin uzanarak yanağını sıkıca öptü. "Ne zaman yapalım, istersen hemen yaparız." Dudaklarını büktü Jeongin "Yok, şimdi başka bir şey yapalım."

"Ne yapalım?" Diye ilgiyle sormuştu.

"Bilmiyorum, ne yapsak?"

"Aç mısın güzelim?" Jeongin biraz durdu ve elini karnına koydu. "Açım sanırım." Hyunjin bunu duyması ile kalkmış ve sevgilisinin de elinden tutarak kaldırmıştı.

İkisi mutfağa girdiğinde Hyunjin dolabı açmış ve rastgele şeyler çıkartmaya başlamıştı. "Ne yapacağız?"

"Doğaçlama bebeğim." Jeongin gülerek elindeki domatesleri yıkayan sevgilisine arkadan sarılmış başını sırtına yaslamıştı boy farkından dolayı. "Bana yemek mi yapacaksın?"

"Hmm, eğer motive etmek istersen bir öpücük her şeyi çözebilir." Jeongin gülerek kollarını çektiğinde Hyunjin ona dönmüş ve belinden tutarak kendisine çekmişti.

Jeongin'in elleri ensesine çıkarken dudaklarını önündeki dudaklara bastırmıştı. Bununla birlikte kafaları aynı anda farklı yöne eğilerek dudaklarını aralamalarına yardımcı olmuştu.

Jeongin, Hyunjin'in ensesindeki saçlar ile oynarken Hyunjin'in elleri de sevgilisinin tişörtünü hafif yukarı kaldırmış ve çıplak belini sarmıştı. Jeongin irkilse de öpüşüne devam etmişti.

Ayrıldıklarında alınları birbirine yaslanmıştı. "Çok güzelsin Jeongin, aklımın alamayacağı bir güzelliktesin, her bir zerren özenle çizilmiş gibi." Hyunjin bir kez daha öpüp geri çekildiğinde Jeongin utanarak başını eğmişti.

"Urandın mı sen?" Hyunjin kıkırdayarak sevgilisini kendine çekmiş ve sarılmıştı.

Öpüşüp ayrılmalarının ardından Jeongin mutfak masasının üzerinde oturuyor, Hyunjin'de yemek yapıyordu.

Arkadan müzik açmışlar ve sohbet ederek yaklaşık bir buçuk saat mutfakta durmuşlardı. Jeongin'in bozulan moralinden eser yoktu şimdi. Hyunjin yanında olduğu için mutluydu.

"Dünyanın en iyi yemeğini yemeye hazır ol." Hyunjin sahte egosuyla yemeklerini tabağa oyarak masaya koymuştu.

"Sen kendine fazla güveniyorsun sanki ha?" Jeongin gülerek sandalyeye oturmuş ve yemeği önüne çekmişti. Hyunjin'de karşısı yerine yanına oturmuştu. Sevgilisiyle ilgilenmek istiyordu.

"Yang Jeongin adında dünyanın en güzel insanıyla sevgili olunca tabii ki, her konuda kendime güveniyorum." Jeongin utanarak "Sus." Demiş ve kaşığı eline almıştı.

Hyunjin ondan önce davranarak Jeongin'in elindeki kaşığı almış ve yemekten alarak kendi elleri ile sevgilisine uzatmıştı.

"Hyun ne yapıyorsun, kendim yiyebilirim." Utandığı için böyle söylüyordu ama fena etkileniyordu Jeongin.

"Ben yedirmek istiyorum." Hyunjin usulca yanaşmış yanağına tüy gibi bir öpücük kondurduktan sonra kaşığı dudaklarına getirmişti.

Birkaç kaşıktan sonra Jeongin artık gülerek kendisi almıştı eline, ama yemek yerine tabağa koymuş ve bir anda yanındaki bedene sarılmıştı.

Hyunjin sevgilisini göğsüne yaslarken kollarını sarmış ve bir eli ile saçlarını okşamaya başlamıştı. "Güzelim, iyi misin?"

"Seni çok seviyorum Hyunjin."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hug me || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin