↬bastard and prince.

892 57 12
                                    

piç ve prens.

Undine, annesinin görünüşünü almıştı. Siyah saçları, iri siyah gözleri ve bembeyaz bir teni vardı. Kalbi ise henüz küçücük bir çocukken bile en cesur işlere hevesliydi. Kent sokakları onun oyun alanı sayılırdı. En pis yerlerde, annesi sayesinde en güvenli şekilde büyümüştü. Ama Undine, güvende olmakla pek ilgilenmezdi. Yabancı ile yüz yüze gelse, herkesin korktuğu tanrıya güler ve hatta ona tükürürdü. Arsızdı. Fahişelerin odalarını gözetler, tüccarların değerli mallarını çalardı. Hızlı koştuğu için henüz onu muhafızların yakaladığı olmamıştı. Bazen bilerek yakalanırdı, sırf eğlence olsun diye. Ama asla ceza almazdı. Çünkü kalın kafalı şehir muhafızlarını kandırmakta başarılı bir kurnazlığa sahipti.

Her şeyi duyardı.

Her dedikoduyu bilirdi.

O bir ulaktı.

Bazen de bir fısıltı.

Beyaz Solucan lakaplı Mysaria'nın tek çocuğu olan Undine, başkentte ismi en çok bilinen piçlerdendi. Çünkü babası Prens Daemon Targaryen idi.

Ejderha Kayası'nda annesinin rahmine düşmüş, Lys'a giden bir gemide dünyaya gözlerini açmıştı. Mysaria onu doğurduğunda, fırtına yüzünden batmak üzere olan gemi dalgalara karşı savaşıyordu. Çok geçmeden alabora olmuştu. Ama Mysaria ve henüz yeni doğurduğu kızı Undine denizde sürüklenerek bir karaya ulaşmayı başarmışlardı. Lys'a.

İlk kez denizin tuzlu suyu ile temizlenen yeni doğmuş bebeğine Undine adını vermişti Mysaria.

Suyun ruhu, Undine.

Lys'da üç yaşına kadar yaşayan Undine, annesinin başkentteki işine yeniden dönmek istemesiyle birlikte Westeros topraklarındaki hayatına başlamıştı. Aslında bir dansçı ve fahişe olan, aynı zamanda Daemon Targaryen'in eski metresi olan annesi Mysaria ise artık farklı bir kadındı.

Mysaria kentteki en büyük muhbir ağına sahip gizli bir iş kurduğunda, artık ne zengin adamları hoş tutan bir fahişeydi ne de kimseye muhtaçtı.

Fareleri şehrin kuytularında gezer, haberleri taşır ve Mysaria'ya para kazandırırlardı.

Undine annesinin varlıklı ve güçlü döneminde büyümüştü. Haylazlığı, hırsızlığı, muhbirliği, yalanları ve kendini savunmayı öğrenmişti.

Babasını biliyordu. Basamaktaşı'nın savaş kahramanı olan Şehrin Prensi Daemon Targaryen'in kızı olmaktan herhangi bir rahatsızlık duyduğu olmamıştı ancak onu seviyor muydu? Hayır. Adamın varlığı, Undine'in aklına bile gelmezdi. Bir babaya ihtiyacı yoktu. Annesi, kerhane salonlarında dans eden arkadaşları, peşinde koşan muhafızları, hayranları ve şu safir gözlü prens ona yeterliydi.

On altı yaşındaki Undine, arkadaşı olan bir fahişenin odasını gizlice izlerken görmüştü Prens Aemond Targaryen'i.

"Gözünü kaybetmiş ama geriye kalan her şeyi sağlam görünüyor." deyip o gece ona eşlik eden arkadaşlarını da güldürmüştü.

Müstehcen tanışmalarından sadece Undine haberdardı. Prens Aemond henüz onunla tanışmamıştı.

[undine, beyaz piç

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[undine, beyaz piç.]

[aemond, safir prens

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[aemond, safir prens.]

aemond targaryen fanfiction.
©larathecult

white bastard | aemond targaryenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin