4

905 179 147
                                    

Bölümü okurken medyadaki şarkıyı dinlemeniz şiddetle tavsiye edilir!!🤍


Gökyüzü yerle bir olacakmış gibi gürlüyordu. Yeryüzüne düşen her bir damla onların günahları temizlemek içindi sanki. Bugün her zamankinden daha kasvetliydi. Daha gürültülüydü.

Belki de Tanrı kızmıştı. Çünkü çocuğu dün gece büyük bir günaha karışmıştı. Asıl mesele ise bu günahtan hoşlandığıydı.





"Hâlâ hazırlanmadın mı?"

Öyle dalgındım ki odama giren arkadaşımı fark etmemiştim bile. Pencerenin kenarında oturmuş kasvetli gökyüzünü izliyordum.

"Saatin farkında değildim." Hızlıca ayaklanıp dolabıma yöneldiğimde bana bakan meraklı bakışları hissedebiliyordum.

"Farkında değildin? Sen?"

"Evet Lix. Ne olmuş yani?" Diye geçiştirerek hızlıca ayin kıyafetlerimi giydim.

Çok fazla zaman kaybetmeden hızlıca Saray'ın hemen arkasındaki Kilise'ye gittik. Her gün olduğu gibi son çan sesinin ardından içeriye girdik. Kral ve Kraliçe her zamanki yerlerini almış, benim içeri girmemi izliyorlardı. Onlara küçük bir baş selamı verdikten sonra benim için ayrılan özel bölüme geçip oturdum.

Dualar ve marşın ardından ensemde hissettiğim tanıdık nefesle irkildim. Aynı anda içimi dolduran garip his ile dün olduğu gibi gözlerimi Kilise'nin en köşesinde oturan yabancıya çevirdim.

"Yine mi?" Diye fısıldadığımda Felix yanımda bir şeyler mırıldandı ancak onu duymadım.

Gözlerimi siyahlar içindeki yabancıdan bir türlü ayıramıyordum. Peçemin ardındaki gözlerimle buluşan gözleri oldukça yabancı ama bir o kadar da tanıdıktı.

"Han!" Kolumun dürtülmesiyle bir anda gözlerimi yabancıdan çekip yanımdaki sarışın arkadaşıma çevirdim.

"Ah, ne? Seni duymadım."

"Başladı!"

Dünkü uyarısını tekrarladığında gözlerimi yabancının oturduğu köşeye tekrar çevirdim ancak orada kimseyi göremedim. Hafifçe nefes verip ayaklandım ve Kilise Başkanına doğru yürüdüm. Bana uzattığı Kutsal Kaseyi elime aldığımda kulağıma çalınan sözlerle derin düşüncelere dalıp gittim.

He watches over like a God
Makes you hurt again, so you can heal and say; "Amen"
We will change for you
We will cry for you
We will pay for you
Give our lives to you
End our lives for you






Kulağımı dolduran kemanın büyüleyici sesi Felix'in çalmayı bırakmasıyla son buldu. Dakikalar sonra yatağıma oturdu ve bana dik dik bakmaya başladı.

"Son iki gündür sende bir şeyler var." Felix kısık gözleriyle bana bakıp dururken ve sürekli bir şeyler mırıldanırken elimdeki kitaba odaklanmam imkansızdı.

"Çalmaya devam eder misin?"

"Lafı değiştirme." Diyen Felix gözlerini üstüme dikerken kemanını bir kenara bıraktı.

"Zamanı geldiği için heyecanlıyım, hepsi bu. Beni rahatsız etmeyi bırakır mısın?"

"Sen öyle diyorsan.."

Okuduğum kitabı kenara koyarken sıkıntıyla iç geçirdim. Felix yatağımda oturmuş bir şeyler atıştırırken ben pencerenin hemen yanındaki koltukta oturuyordum.

chained soul |Minsung|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin