17.BÖLÜM(Bayılma)

767 39 16
                                    

Merhaba 3 harf okuyucuları ^^

Hiç beklemediğim bi olayla karşılaştığım için 2 haftadır yazamadım, bu yüzden yeni bölüm bekleyen herkesten özür diliyorum.Telafi olarakta bu bölümü uzun tutmaya çalıştım.Ayrıca 5.600 okumada parmağı olan herkese teşekkürler...



O anda burnum akıyor,ağlamaktandır diye koluma siliyorum.Su içmek için bardağa uzandığımda farkediyorum,ellerimin kana bulandığını.Korkudan gidip aynaya bakıyorum.Ağzım burnum kan içinde.. Korkudan donup kalıyorum çenem titriyor şaşkınlıktan,gözlerim doluyor yüzüme bakarken bir anda ellerime deviriyorum gözlerimi.Gidip ağzımı burnumu yıkıyorum,kanları siliyorum durmuyor.Burnum çeşme gibi kanamaya devam ediyor durmuyor..Elime geçirdiğim havluyu bastırıyorum burnuma.Olmuyor.1 saat sonra durabiliyor ancak kanaması.Uyumaya çalışıyorum kısa bir süre sonra uykuya dalıyorum.Sabah sucuk ve çay kokularıyla uyanıyorum.Salona yönelip kokuları takip ederek kahvaltı masasını buluyorum.Makbuş sultan şölenine hoşgeldiniz temalı sofrada buluyorum kendimi aniden,Domatesler,salatalıklar,peynirler,zeytinler,envai çeşit reçeller,sucuklar,salamlar,börekler...Dilinede dolamış Ferdi Tayfur'un susadım çeşmeye şarkısını...Gelip yanağımdan öpüyor sarılıp çayımı dolduruyor ardından gülüştükten sonra,Ben doldurayım diye elinden almaya çalışırken çay dökülüyor bir anda.Makbuş bez almak için banyoyo yöneldiğinde çığlık kıyamet kopuyor aniden.Yerimden nasıl fırladığımı bilmiyorum.Yanına gidip noldu Makbuş sultan diyorum.Telaşlı telaşlı ''Kızım bu havlu ne! Beyaz havlu kırmızıya dönmüş bir yerinde bişeymi var noldu?'' Korktuğu her halinden belli yok bişey sultanım bak sapasağlamım sadece dün gece su içmeye kalktım bardak kırıldı elimi kestim diyerek geçiştiriyorum,bakayım derinmi deyince yok sultanım gözükmüyo zaten bak damara geldi heralde ondan çok kan aktı diye geçiştiriyorum.Şimdide buna üzülmesini istemiyorum.Kötü bir niyetim yok.Biz banyoda tartışırken telefonum çalıyor,koşuyorum telefonu açıyorum,Arayan Bora.



-Efendim Bora?

-Günaydın çingene, 12ye kadar hazırlan 12de alırım seni kapıdan.

-Nereye gidicezki?

-Orasıda süpriz 3 saattin var.

Deyip kapatıyor telefonu.Yüzümde güller açıyor bir anda..Bir yandanda yağlı ballı ekmeğimi ısırıyorum.Makbuş hayırdır manasında göz kırpıyor,Aman Makbuş arkadaşım işte diyorum..

-O nasıl arkadaşmış öyle komadan çıkana kadar,1 saniye yanından ayrılmadı.Pansumanını her gün sıkılmadan yaptı.Kocaman bir ayıcık almış üstelik yüzündede güller açtırıyor...

Utanarak mahçup bir gülümsemeyle anlatmaya başlıyorum olanı biteni.Sanki bir arkadaşımla dertleşiyormuşum gibi..Sonrada fikrini söyledi..

-Aman kızım dikkatli ol,İyi bir çocuk her halinden belli çokta saygılı ben beğendim gözüm tuttu kısacası duyarlı sevecen sıcakkanlı durdun durdun zurnayı gözünden vurdun Mira'm kendin gibi temiz bir çocuk yanınada yakışıyor ama erkek milleti güvenme kırılırsın kuzum..

Fikirlerinin ve düşüncelerinin olumlu yönde olduğunu olumlu öğrenmek hoşuma gidiyor doğal olarak..İyidir sultanım diyorum sen kadar olmasada..Ellerini kavrıyorum.Kimseye değişmem Makbuş'u kimse yokken o vardı yanımda bide Ceren artık bide Bora var. Annem oldu o benim olmayan annem.Yeri geldi babam oldu yeri geldi ablam..



Konuştuktan sonra hemen bir duş alıyorum.Ve giyinmeye çalışıyorum.Rahat ve şıklığı bir anda toplamaya çalışınca haliyle zorlanıyor insan.Saçlarımı düz tarayıp açıyorum,Grinin tok bir tonuyla krem yazılı salaş bir bluzun 'birleşmiş halini bulup geçiriveriyorum üstüme.Boyfriend denilen bol hafif şekilde yırtıklı yamalı pontolonumunda paçasını kıvırıveriyorum iki üç kez.Siyah stiletto siyah pabuçlarımı ayna gözlük denilen gözlüklerle tamamlıyorum makyajımı yapıyorum parfümümü sıkıp beklemeye başlıyorum.Ve çok sürmeden Bora kornayı çalıyor,ggülümseyerek perdeyi aralayıp camın arkasından Bora'Ya bakıp gülümsüyorum hemen Makbuş'un yanına gidip izin alıyorum.Makbuş'a arabaya binip el salladıktan sonra emniyet kemerimi bağlıyorum.Gençlik işte içim kıpr kıpır Makbuş'un deyişiyle.Bi anda lunaparkta buluveriyorum kendimi.Çarpışan arabalara biniyoruz,gondola ardından asansör ve makasa..Çocukluğumdan kareler gibi yaşıyorum o anları,ben hiç yaşamadımki,ben hiç çocuk olamadımki..Ardından gülerek kahkaha atarak yürümeye başlıyoruz lunaparkın o ışıklı yolunu.Tam o anda atlı karıncaya binmek için bilet alan bir anne ve kız görüyorum,gözlerim doluyor,Bora hadi binelim diye ısrar etsede hayır diyorum.

3 HARFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin