29.BÖLÜM(Sıçtık!)

94 6 1
                                    

Utangaçlığım her geçen saniye biraz daha azalıyor,bir bukelemunmuşçasına orada bulunan herkesin ağzından çıkan tek kelimesinde renk değiştiriyordum.Birşey dediklerinden değil,pot kırarım diye.Malum sevilmemiş ve yalnızlığa mahkum edilmiş bir kız vardı karşılarında.Haberleri olmadan,oturtmuşlardı belkide karşılarına.Ailesi olmayan birinin,sevgilisinin ailesini kendini sevdirme çabaları vol 1 diyordum kendi kendime..

Servisi Bora'nın Babaannesi yapmaya kalkışıyor.''Yardım etmemi istermisiniz?'' dediğimdeyse tatlı tatlı kızarak yandan bir bakış atıyor.Babası hemen lafa girişiyor.

-Boşa zahmet etme kızım.O iş kaç yıldır annemde.Bir türlü bıraktıramadık.Kaç yaşına geldin kendini yorma dikkat et biraz dedikçe nismeten yapıyor.

-Aaa delinin zoruna bak,Karın yemek yapmayı biliyorda benmi zorla giriyorum.

-Anne,evlendiğimizden bu yana başına kakmayı bırakmadın.Yemeği yaptıracak kadar param var,ee o zaman neden karımı yorayım.Bu hayata bir kere geliyoruz.Yaşadığı her şey kar.

-Karına kıyamamak değil bu yavrum,para israfı.Ayrıca o parayla binlerce sevap işleyebilirsin,Rabbim o kadar parayı sizi sınamak için verdi belkide.Ama siz o parayı kendi çıkarlarınız lüksleriniz için harcıyorsunuz.Başkalarının ihtiyacı varken siz lüks düşkünü oldunuz.Baban bu günlerinizi görse inan bana çok kızardı.

-Anne bu benim için lüks değil,Ben küçüklüğümden beri buna alıştım.Ayrıca,eşim yemek yapmayı bile bilmiyor.Ben ona kıyamam.

-Bak çocuğum,istediğin kadar paran olabilir.Zamanında dedende bana kıyamazdı,Ama kadın dediğinin eş dediğinin görevidir kocasını doyurmak.Yuvayı dişi kuş yapar.Kadın için mutfaktır yuva.Bi evi ev yapan yemek kokusudur.

Evin hanımını hanım yapan,işten gelen kocası için mutfakta yemek hazırlarken eşinin arkasından sarılmasıdır.Anneyi anne yapan şey o mutfakta çocuklarının gelip ''Anne daha hazır değilmi çok açım'' dediğinde beklettiğindeki gülümsemedir.Sen yemek yapmazsın sadece,çocuğuna sabretmeyi aşılarsın,bişey pişmeden lezzetli hale gelmeyeceğini aşılarsın,hayattada bu böyledir.Bazı şeyler çocuklara söylenmeden uygulayarak beynine yerleştirilir.

   O kadar güzel konuşmuştuki,nutkum tutulmuştu.Ben şu yaşıma kadar evlenen ama aşkı tarif edebilen,o duyguyu böylesine nitelendirebilen  tek kişi görmemiştim.Bu nasıl ince bir düşünce nasıl naif bir konuşmaydı.Hepsi samimiyetsiz geliyordu anlattıklarıyla.Ama şu an o bilmediğim anne duygusunu,evlilik duygusunu öylesine güzel anlattıki.Buydu.Tamda bu.Ev sıradan bir nesnedir,sığınacak bir yerden ibaret.Fakat işin içine evlilik giriyorsa,biraz mutluluk bi tutam huzur,belki birazda gülümseme...Birbirini sevende iki insan varsa samanlık seyran olur derler.Ama ben diyorumki,samanlık seyran değil,o tuğla parçası ev yuvaya dönüşür yuvaya.Derken birden Bora'nın babası ani bir giriş yaptı.

-Eşle ne alakası var  o zaman sultanım bunun?

-Ah yavrum..Eşine seni izleme fırsatı verirsin.Gözlem sevgiyi artırır.kafa dağıtırsın terapidir,sinirlendinmi kocana,satırı vuruver dana etine.Uyuzmu oldun,kafasını kesiver salatalığın.Hala uzuyormu,kavga etme çocuğun yanında ''Mutfakk!'' Bu demek oluyorki alarm çalıyor.Tartışılacak konuşulacak.Eyvah eyvah.Baban,mekanı cennet olsun öyle iyi adamdıki,eğlenceli.Ne zaman kavga etsek mutfakta alırdık soluğu size yansıtmamak için,Ben deli gibi bağırırdım siz yoksanız varsanız kısık sesle ağır ağır konuşurdum,Babanız umursamazdı..

Limona tikim var benim,İlk nişanlandığımız zamanlarda bana cep aynası almış,Kapağında limon vardı,İlk sevindim tabi ağzım kulaklarımda,Limonu görünce refleksle elimden atıverdim.Ayna kırıldı.Gözümden iki damla yaş süzülüverdi.Hala o aynanın kırıkları sandığımda durur..Açıkladım durumu,oda özür diledi nerden bilsin garibim..

3 HARFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin