Lavaboya vardığımızda beni sertçe duvara yaslamıştı.Onun dudakları yakından çok güzel görünüyordu.O da benim dudaklarıma bakıyordu."Anlatacağım sana güzelim"dedi. Dudakları dudaklarıma kapanacakken biri girmişti içeri.Sesini duyunca onun kim olduğunu anlamıştım.
"Pardon sizi bölüyorum ama benim Bay Jung'la konuşmam gerek"demişti.Taehyung sesi duyar duymaz yavaşça geri çekilmişti.Bay Min ise elimi tutup kapıdan çıkacakken Taehyung durdurmuştu bizi."Elini tutmadan da konuşabilirsin"sinirli bir tonla söylemişti bunu."Ben onun patronuyum,ne yapacağıma karışamazsın"dedi. Elimi sertçe elinin tutuşundan kurtarmıştım."Patronum olman,bana dokunabileceğin anlamına gelmiyor"demiş ve lavabodan onları yalnız bırakarak çıkmıştım.Kim olursa olsun herkes haddini bilecekti. Buna patronum Bay Min de dahildi.
Kendi yerime dönerek işimi yapmaya devam etmiştim. Bay Min lavabodan çıktığında siniri yüzünden okunuyordu.Allah bilir Taehyung ona ne demişti?Taehyung da geldiğinde bana gurur duyuyormuş gibi bir bakış atmıştı.Ben bu bakışa eriyip gitmiştim. Kendimi toparlamayı zar zor başararak işime devam ettim.
Taehyung çıkacağı zaman yanıma gelmişti."Numaranı verir misin?Seni daha yakından tanımak isterim"dedi."Siz bütün erkekler aynısınız.Hep karşı taraftan numara beklersiniz bir kere de kendiniz vermezsiniz"dedim.O benim dediğime kıkırdamıştı.
Sonra kendi numarasını bana vermişti."Tamam güzelim kızlara da aynı taktiği uygulardım.Ama sende işe yaramadı.Bidahakine kızlara yaptığımı sana yapmam"dedi.Beni kıskandırmak için yapıyordu.Ama maalesef içim kıskançlıkla dolmuştu.Yinede duruşumu bozmadım."O zaman o kızlarla beni aynı kefeye koyma.Zararlı çıkarsın"demiştim.Ve işime geri dönmüştüm.
"Kıskandığında çok tatlı oluyorsun,bebeğim"diyip çıkmıştı. Beni bir ter basmıştı.Daha ikinci günde güzelim,lavinia'm,bebeğim bu söylemlerle bayılacaktım.Bu kendimi kaçıncı toparlayışım diye düşünmeye başlamışken omzuma dokunulmasıyla kendime geldim."Hoseok hyung,o gitti mi?"dedi."Korkma Jungkook gitti.Bu arada saat kaç?"dedim."Saat 19.30 olmuş,Hoseok hyung"dedi."Jungkook gel hazır kimse yokken sohbet edelim"dedim."Tamam hyung zaten müşteri yok gibi"dedi.Terasa çıktık. İkimizde serin havanın tadını çıkarmıştık. Sessizdik bu sefer sessizliği bozan ben olmuştum.
"Jungkook daha önce hayatımı kimseyle konuşmamıştım.Ama şimdi seninle konuşmak istiyorum.
Benim ailem bir araba kazasında öldü.Ve ben bunu onları aradığımda öğrendim.Travma olmuştu bende arabaya binemezdim,bindiğimde ise ellerim titrer,nefes alamazdım.İçki ve sigaraya bağımlı olmuştum. Okulu bırakmıştım.Amcam koreye dönmeseydi nolurdu bana Allah bilir".Bunları söylerken gözlerim dolmuş ama konuşmaya devam etmiştim."Şimdi ise bir ailem var.İçki ve sigarayı bıraktım.Okula geri döndüm.İkinci babam ve ikinci annemle çok iyi anlaşıyoruz. Onların bir tane oğlu var. Adı Jimin.Onunla sürekli atışıyor olsakda onu çok seviyorum.Bir gün seni onunla tanıştırmak istiyorum"demiş.Konuyu kapatmıştım.Jungkook dediklerime ağlamış sonra ise gülümseyerek ağlamıştı.Jungkook ağlarken bile nasıl güzel olabilirdi dedim kendi kendime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher love // Vhope
Fanfic29 yaşındaki Kim Taehyung 18 yaşındaki öğrencisi Jung Hoseok'u deliler gibi arzulamaya başlar. "Ihhm bekle güzelim ilk önce kendine dokunmanı istiyorum. Seçtiğim kıyafetlerle çok seksi olacaksın. Acı çekmeni zevkle izleyeceğim"