Benim adım Hoseok. 18 yaşıma girmiştim. Ama ben sevinemiyordum. Boşlukta bir dipsiz kuyunun içinde gibiydim. Ne sevinebiliyordum,ne üzülebiliyordum. Ailemin yokluğu üstüme bir çığ gibi düşmüştü. Ve ben kalkmayı denedikçe o bataklığa tekrar saplanıyordum.
Ailemin vefat ettiği gün benim doğum günümden 1 hafta sonra gerçekleşmişti. Annem ile babam bir gün gezintiye çıkmışlardı. Bensiz çıktılar diye çok sinirlenmiştim ama sonra başbaşa vakit geçirmek istediklerini anlayınca içten içe gülümsemiştim.Sonra ise onları aramış,günlerinin nasıl geçtiğini soracaktım. Annem telefonu açmış ve bir süre sonra bir ses gelmişti telefondan. İlk anlamamıştım ama sonradan onun hangi ses olduğunu çözebilmiştim. Annemin bana telefonda hayata gözlerini yumacağı sırada bana söylediği son sözcük "hobi" idi.
O günden sonra hiçbir şey yolunda gitmemişti. Depresyona girmiş, hayata küsmüştüm. Okula gitmiyordum, ya evde takılırdım ya da bara giderdim. Sigara ve içkiye bağımlı olmuştum. Açıkçası insanlığımı kaybediyordum. Bu 2 ay böyle devam etti. Tabi ev sahibi kirayı istiyordu. Bende ya kaçıyor ya da saklanıyordum. Çünkü gidecek yerim yoktu. Sokakta kalamazdım.
Ama bu amcam yurt dışından koreye gelene kadar devam etti sonra o benim bu halimi görünce beni kendi yanına almıştı. O benim elimi sıcak sudan soğuk suya sokmamıştı. Amcamın karısı ve bir tane oğlu vardı. Oğlunun adı Jimin idi. Jimin ile çok iyi anlaşıyorduk ama o bana hobi dediğinde sinirlenişimin sebebini anlamazdı. Belki bir gün anlatırdım ona.
O beni ortamlara sokmaya çalışırdı. Ben ise içedönük olduğumdan dolayı rahatsız olurdum ortamlarda. Niyeyse Jimin benim aksime dışadönük,sıcakkanlı,tatlı biriydi. Onunla sevgili olan çocuk çok şanslıydı. Ben ise dengesiz,hayata küsmüş bir erkektim. Değersiz biriydim umarım kimse bana değer vermezdi.
Bugün amcam taşınma kararı almış ve bize söylemişti. Ben her ne kadar okula gitmek istemesemde amcam gitmemin zorunlu olduğunu söylemişti. O gerçekten benim babam gibiydi. Onun hakkını ödeyemezdim. Gece yarısı uyuduğumdan emin olup kahverengi saçlarıma öpücük kondurup gece rahat uyumamı sağlayan, kabus gördüğümde "geçti canım" diyen ona o kadar çok şey borçluyumki. Sigara ve içkiyi onun sayesinde bırakmıştım. Ama ona diyordum sen niye bırakmıyorsun o da diyorduki 'Dediğimi yap,yaptığımı yapma' derdi. Bende kıkırdardım onun dediğine.
Neyse konudan iyice saptık bugün taşınıyoruz diye annem ile babamın mezarına gitmeye karar verdim. Amcamdan izin alıp Jimin'le mezarlığa gittik. Jimin beni yalnız bıraktıktan sonra hayatımın ailem olmadan bir hiç olduğunu o gün anlamıştım.Annemin kokusunu çok özlemiştim. Özlem giderdikten sonra eve gittik.
Artık Gwangju'ya taşınıyorduk. Arabada arka koltuğa oturmuştum amcama arabayı dikkatli sürmesi gerektiğini söylemiş, yerime geçmiştim. Tabi ellerim titriyordu birşey olacak diye amcam durumumu bildiği için Jimin'i tembihlemişti. O bana sarılıyordu bende azıcık rahatlamıştım. Gwangju'ya vardığımızda kendimi direkt dışarı attım,nefes alamıyordum. Jimin bana su getirmişti.
Amcam"İyimisin Hoseok?" diye sordu bende "İyiyim amcacığım,sorun yok. Hadi gidelim" demiştim. Jimin de bana aynı şeyi sorunca "İyiyim Jimin hadi gidelim"diyip onun koluna sarılmıştım.Yengem ise bana endişeli bakışlar atmıştı. Onu boşvererek Jimin'le eve doğru yöneldim. Ama orda hayatımın değişeceğini bilemeyerek eve doğru yol aldım.
Arkadaşlar bu benim ilk ficim. Umarım beğenmişsinizdir. Okuyup yorum atmayı ve oylamayı unutmayın. Diğer bölümde görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher love // Vhope
Fiksi Penggemar29 yaşındaki Kim Taehyung 18 yaşındaki öğrencisi Jung Hoseok'u deliler gibi arzulamaya başlar. "Ihhm bekle güzelim ilk önce kendine dokunmanı istiyorum. Seçtiğim kıyafetlerle çok seksi olacaksın. Acı çekmeni zevkle izleyeceğim"