4

977 58 12
                                    

Medya'nın bölümle bir alakası yok.Yani daha çok saçma sapan ruh halimle ilgili.


Neyse iyi okumalar...

Parmaklarım keyifle piyanomun üzerinde dolanırken tebessüm ettim.Kulağıma dolan notalarla daha da mutlu oluyordum.Yeni evimdeki üçüncü günümdü ve kendimi ilk güne kıyasla daha iyi hissediyor gibiydim.Evdekiler aklıma gelince yüzümü buruşturdum hafifçe.Onlarla kovalamaca oynuyorduk sanki.Benden kaçıyor gibiydiler.İlk günkü gibi sinir bozucu değillerdi mesela.En azından onları kale almıyordum ve bu yüzden mutluydum.

Nakarat kısmı gelince dudaklarımı araladım ve söylemeye başladım

Fikrimin ince gülü

Kalbimin şen bülbülü

O gün ki gördüm seni

Yaktın ah yaktın beni

O gün ki gördüm seni

Yaktın ah yaktın beni

Çalmaya devam ederken keyifle gülümsedim.Bu annemin en sevdiği şarkıydı.Hep odama gelir ve bu şarkıyı çalıp söylememi isterdi benden.

Arkamdan gelen tıkırtılarla irkilerek oraya döndüm.Yeşim Hanım gülümseyerek duvara yaslanmış beni izliyordu.Ve bir de Çağatay vardı.O ise makyaj masamın üstündeki kremleri ve parfümleri inceliyordu dikkatle.Kulağıma gelen tıkırtı sesi de krem kutumu devirdiği için olmalıydı.Devirdiği kutuyu alıp tekrar yerine koydu ve gergince bana baktı.Kaşlarımı kaldırdım.Göz göze geldiğimizde ise gözlerini kaçırmıştı.Yeşim Hanım oğluna dönüp "Oğlum kurcalama ablanın eşyalarını." demiş ve sonra bana doğru gelmişti.

Kocaman gülümsemişti."Ne kadar güzel çaldın öyle yavrum.Sesin de çok güzel.Bana çekmişsin." Ellerini yanaklarıma koyunca nezaketen güldüm sadece "Teşekkür ederim."

Yeşim Hanım bakışlarını camdan dışarı çevirmiş ve dalgın bir şekilde dışarıyı izlemişti bir süre."Fikrimin ince gülü benim en sevdiğim şarkıdır."

Ben ona kaşlarımı kaldırmış bakarken o derin bir nefes aldı."Çok kötü anıları var ama olsun.Kötü insanların varlığı böyle şarkıların güzelliğini gölgeleyemez."

O hala düşünceli bir şekilde konuşurken ben yutkundum.Ne demeye çalışmıştı ki şimdi?Hem tesadüf mü değil mi bilmiyorum ama annemle bir ortak özellikleri olduğunu öğrenmiştim az önce.

"Çok güzeldi Helin."

Çağatay konuşunca ona döndüm şaşkınca.Elini ensesine atıp utançla konuştu."Yani çok güzel çaldın.Sesin de öyle...çok güzeldi."

İçimdeki kahkaha atmak istesem de sadece kafamı salladım."Sağol."

Yeşim Hanım gülerek bize bakarken içinde bulunduğum durumun saçmalığına lanet ettim bir an.Çağatay denen velet yani öz kardeşim bana karşı yumuşamıştı anlaşılan.Omuz silktim.Eve geldiğim ilk gün kendimi inanılmaz dışlanmış ve sığıntı gibi hissetmiştim.Normalde çok kindar bir insan olarak bana böyle davranan insanların burnundan getirirdim.

Ama Arslan ailesine.Yani aileme.Çok büyük bir tepki ya da nefret gösteremiyordum.Evet bana çok yersiz davranmışlardı ve beni sinirlendirmişlerdi.Belki de biraz kırılmıştım.Ama onlara yapabileceğim en fazla şey umursamamak ya da iğneleyici laflar söylemekti.Aramıza büyük mesafeler koyuyorduk ve belki de farkında bile değildik.

HELİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin