Hava soğumaya başlayınca hala şaşkınlıktan titreyen ellerimi montumun cebine yerleştirdim.Sınanıyor olmalıydım ki her şey üst üste gelmişti.Ya da ben cenabettim.Kartal Bey ve sevgilisi çoktan arabaya binip uzaklaşmışlardı ama ben ne yapacağımı bilemeden öylece kalmıştım.Gerçekten ne yapacaktım?
Öz babam evinde çocuklarının doğum günü partisi varken resmen kuytu bir köşede sevgilisiyle buluşup gitmişti.Aklıma Yeşim Hanım geldiğinde gözlerimi yumdum.
Hiç bir kadın bu hakareti haketmez evet.Ama Yeşim Hanım yani annem sevdiklerinden yeterince kazık yemiş biriydi.Bunu öğrendiğinde kaldırabilecek miydi emin değilim.Öğrenmeli miydi peki?
Kesinlikle öğrenmeliydi.Böyle hassas bir konuyu ondan saklayamazdım.Suratına nasıl bakardım sonra?
Daha fazla kandırılmaya devam edemezdi.Bu yüzden kendime ne kadar şaşırsamda ikisi tam dudak dudağayken fotoğraf çekmiştim.Esen rüzgarla titrerken elimdeki telefonu daha da sıktım.Bir an önce eve gitmem gerekiyordu yoksa zatürre olacaktım.
Yavaşça arkama döndüğümde gördüğüm kişiyle şaşkınlığım artıyordu.Bartu birkaç adım ötemde durmuş sakinlikle beni izliyordu.Gözlerinde belirgin bir sinir dalgası geçtiğine şahit olduğumda elindeki sigarasından derin bir nefes çekti.Ben kocaman gözlerle ona bakarken hiç mimik oynatmadan konuşmaya başladı.
"Aldığın en kötü doğum günü hediyesiydi galiba."
Rahatlıkla konuştuğunda şüpheyle gözlerimi kıstım.Çok değil,5 dakika önce yaşanan olayı onun da görmüş olma ihtimali çok yüksekti.Bu durumda mağdur olan taraf ikimizin de öz annesiydi evet ama benim henüz yeni tanıdığım biriyken onu ise büyütüp yetiştiren kişiydi.Açıkçası ondan daha büyük tepki beklemiştim.
Şaşkınlığımı gizlemeye çalışarak konuştum."Sen-"
"Gördüm." dedi hala aynı sakinlikle.
Sinirle saçlarımı karıştırdım."Neden bu kadar rahatsın?" dedim hala soğuktan titrerken.Telaşla yanıma yaklaştığında birkaç adım geri giderek mesafeyi bozmadım."Helin hava soğuk,hadi eve gidelim."
"Baban anneni aldatıyor.Nedir bu gamsızlık?" hayretle sorduğum soruyla gülümsedi.
"Biliyordum zaten."
Duyduklarıma inanamıyordum.Ben şaşkınca ona bakmaya devam ederken o suratımı inceliyordu."Şimdi eve gidelim.Titriyorsun."
"Bunu nasıl annenden saklayabildin?" Onu tam anlamıyla tanımıyordum evet ama bu kadarını da beklemiyordum.Babasına çekmiş diye geçirdim içimden.Elindeki sigarasından son nefesini de çekip yere attı ve ayağıyla ezdi.Yere çöp atılmasından nefret ediyordum ama onu yargılamayı sonraya bıraktım.
"Babam 3 senedir o kadınla beraber.Ama ben bunu 4 ay önce öğrendim."
Kafamı iki yana salladım."Neden annen-"
"Söyleyemedim!" dedi çaresizlikle."Yapamadım işte."
Sol tarafıma baktığımda bir park olduğunu gördüm ve Bartu'nun kolundan tutup oraya doğru yönlendirdim.İkimiz boş bir banka oturunca rahat bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.
"Annemin çok ciddi psikolojik sorunları var.Bizim çocukluğumuzdan beri devam ediyor,hala daha.Normalde haftada iki kez terapiye gitmesi gerekiyor ama gitmek istemiyor.Düzenli ilaçlar ve antidepresan kullanıyor.Ama gerçekten Kartal'ın dediği gibi düzenli kullanıyor mu yoksa geçiştiriyor mu emin değiliz."
Babasına ismiyle hitap ediyordu.Göz ucuyla bana bakıp tekrar önüne döndü.
"Bildiğim kadarıyla üç kez intihar girişiminde bulundu.Karan bebekken alkolle birlikte ilaç içmiş ama son anda kurtarmışlar,bir kere de Yankı doğduğunda depresyona girmişti ve bileklerini kesmişti."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HELİN
Teen FictionHastanede karışan bebekler klasiğinden daha fazlası. Canından çok sevdiği üvey ailesi ve biyolojik ailesi arasında pinpon topu gibi olan 15 yaşındaki bir genç kız.