Şatoya geri dönmüştük ve hyunjin halkını savaşa hazırlıyordu. Doğal olarak bana çok kızgınlardı ve bende ne yapacağımı şaşırmıştım sadece çok korkuyordum. Geri dönmek geçiyordu içimden. Ne cesaretim vardı ne de bu savaşı engelleyebilecek gücüm. Hyunjin'i takip ediyordum sadece. Şatonun bodrum katına gelmiştik ve onca savaş aletleri arasında küçük bir el arabasına mızrakları, silahları , kalkanları dolduruyordu. Dışarıdan çok ses geliyordu her an üstümüze bomba düşecek gibi hareket ediyorduk herkes çok korkuyordu.
Yukarı çıktık sonra. Etrafımdan insanlar biryerlere koşuyordu ellerindeki savaş aletleriyle. Hyunjin'i daha önce hiç bu kadar gergin görmemiştim arada ellerini başının arasına alıyor duraklıyordu. Hızlı hızlı soluklarının arasında halkına yapmaları gerekenleri söylüyordu. Hızla bir plan yapmıştı ve elindeki büyük kağıdı geniş tahta masanın üzerine koydu. Tüm insanlar masanın etrafına doluşup hyunjinin anlattıklarını dinliyorlardı.
"Bakın sağ , sol ve arkamız ormanlık yani koruyucularayla gelmeleri daha zor olur ancak saklanmaları kolaylaşır. Bu nedenle ormana dağılacağız bir kısmımız ise şatoyu çevreleyecek."
Eliyle şatonun ve ormanın olduğu haritada bir yeri gösterdi işaret parmağıyla.
"Kral Felix ve halkı bize yardıma buradan gelecek. onlar önümüzü ve sağımızı korurken biz şatoyu,arkamızı ve solumuzu koruyacağız. Daha önceki gibi olmasın sonumuz. Anlaşıldı mı?"
Hep bir ağızdan krallarını onayladıklarında herkes şatodan dışarıya çıkıp hyunjinin söylediği gibi yerlerini aldılar. Hyunjin de çıkacakken tuttum kolunu. Konuşmamız gerekiyordu artık aramız çok garip olmuştu.
"Hyunjin-"
"Jeongin hiçbiri senin suçun değil çıkart şu düşünceyi kafandan."
Gözlerimin içine bakıp bir elini yanağıma koydu. Zihnimi okumuştu resmen ve söyledikleri gram içimi rahatlatmıyordu. Benim yüzümden savaş çıkıyordu işte.
"Sadece seni korumak istiyorum şatoda kal tamam mı? Sakın sakın çıkma"
Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup çıktı şatodan. Bir başıma kalmıştım ve onca insanın benim yüzümden öleceği gerçeğiyle doldu gözlerim. Hyunjine birşey olma düşüncesi dönüp duruyordu beynimde. Ellerimi saçlarımdan geçirdim gergince. Ağlayamıyordum bile korkudan. Kalbim yerinden çıkmak ister gibi atarken dışarıdan gelen sesler yükseldi. Geniş salondaki camların önüne gittim ne olup bittiğini anlamak için.
Şatoya doğru uçan yaratıklar ve üzerlerinde mızraklı krallar..
Atlara binmiş insanlar ellerindeki okları insanlara fırlatıyorlardı. Dört kişi saymıştım. bir saniyede dört kişiyi öldürmüşlerdi. Felix'i ve hyunjini arıyordu gözlerim. Korkudan çarpan kalbime götürdüm elimi. Çok ağrıyordu nefes alamıyorum sanki. Sonra bir sallantı hissettim. Cam tavana baktım korkarak. Hydra şatoyu koruyordu. Üstünde de hyunjin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cruel | Hyunin ✓
FanficJeongin arkadaşlarıyla oynamaması gereken bir oyun oynar ve kendini bambaşka bir dünyada, o dünyanın kralına aşık olurken bulur...