Ayaz Şimşek:
Hayatım, yaşadığım süre boyunca hiç heyecanlı ya da kalbimi son derece hızlandıracak bir olay yaşamamıştım. Ta ki Buse'nin "abi sonuçlar açıklandı." Diyene kadar.
Ya abisi değilsem? Onun bu uçsuz bucaksız karanlık bir hayatta yaşamasına izin veremezdim. En önemlisi tek başına.
Ailesi hakkında tüm gerçekleri öğrenmişti.
Ya yoluna devam edemezse?
Buse'nin " açıklayım mı?" Sözüle derin düşünce havuzundan uyandım. "Poyraz, Alya'yı uyandıralım mı?" Bir kaç saniye bekledikten sonra "narkozun etkisi geçer mi Buse?" Buse kafası ile onayladı.
Poyraz yerinden kalkıp, sedyeye oturdu. "Alya uyan." Derken Alya'yı sarsıyordu ama Alya uyanmak nedir bilmiyordu.
Poyraz, şu şişesini açtı ve yüzüne soğuk olduğundan emin olduğum soğuk suyu üzerine boşalttı.
Alya öksürerek doğruldu. "Hangi biri benim uykumdan uyandırmaya cesaret edebilir?! Hangi şeref yoksunu?!" Öksürdü ve devam etti. "Onun emdiği sütü burnundan getiricem. O kim bana bulaşmak ki-" derken Poyraz'ı sonunda gördü. Poyraz onun aksine sırıtıyordu. Alya'nın öksürmesi daha da şiddetlendi. "Ben rüya da değil miydim?" Dedi ve tekardan sedyeye yattı ve açık kahverengi gözlerinden kristal tanesi gibi damlalar dökülmeye başladı.
Cenin pozisyonuna girdi. " Ben niye bu kadar şansızım." Bu sefer gözyaşlarını silmiş, gülmeye başlamıştı. Bu kız delirmiş miydi?
Sedyeden doğruldu. Son kez o eşsiz gözyaşlarını sildi. "Tamam, bu kadar ağlamak yeter. Ben kimin kızıyım?" Dediğinde etraf ölümcül bir sessizliğe bulanmıştı.
Bu sessizliği kesen Buse'nin öksürerek konuşmaya başlaması oldu. "Kan değerlerine baktığımızda anlayamadık. Yakın zamanda kan almışsın ama saç telinden aldığımız örneğe bakarsak %99,99 Halit Şimşek ve Nuran Şimşek'in çoçuğusun."
Herkes tepkisini görmek Alya'ya bakıyordu ama Alya kesinlikle kendini ele vermiyordu.
İçinde kesinlikle binlerce düşünce geçiyordu. Bunu ara sıra çatılan daha sonra düzelen kaşlarından anlayabilirdiniz.
Gözlerini bizim üzerimizde gezdirdi. "Siz misiniz onlar?" Dedi. Babam yutkundu "Evet, biziz kızım." Babam ilk kez konuşuyordu. Heyecanlıydı. Yıllar sonra 6. çocuğunu bulmuştu.
Derin bir nefes verdi."İçim rahatladı." Oturduğum yerden aniden kalktım. "Nasıl yani? Bize bağırıp çağırmayacak mısın?" Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Gülmeye başladı. Gerçekten bu kafayı yemişti.
"Size niye bağırıp çağırıyım? En azından aşağılık bir adamın çocuğu değilim. Kendimden iğrenirdim yoksa. Hem de benim gözümü açtınız. Sağ olun." Ayaklandı. Bir an duraksadı. "Bir dakika şimdi hepiniz benim abim misiniz?" Annemle babamı göstererek "siz yemediniz, içmediniz bir de çocuk mu yaptınız?" Poyraz dediklerini karşısında öksürürken Alya devam etti. "Bir şey dicem. Siz iki kişi 7 kişilik yani ben o zaman yoktum. Nasıl geçindirdiniz? Ev falan soyduysanız, anne baba falan dinlemem ters kelepçeyi takarım." Hepimiz birden gülmeye başladık. Doruk güçlükle.
"Kızım, bir an duygusal bir an ciddi bir an aptal sarışınlar gibi oluyorsun. Senin ortan yok mu?" Doruğun üstüne doğru yürüdü. " Hiç komik değil. Hem ben sarışın değilim." Diyerek odadan çıktı. Geriye sadece şaşkın 7 kişi bıraktı.
Alya Mertoğlu (Şimşek)
Ben sadece 2 dakika önce hayatımı değiştirecek bir şey öğrenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkusuz Asker
Teen Fiction"Üstlerinin adı ne, Binbaşı?!" derken kızgın demiri kolarıma bastırdı. Ne bir tepki veriyor ne de bir mimik oynatıyordum. Dik olan başımı daha da yukarı kaldırdım. " Söylemezsem ne yaparsın, korku?" yüzüme tokat attı. Ağzıma kanın metalik tadı geldi...