2.Bölüm: Tanışma

248 61 10
                                    

"TANIŞMA"

🌸🦋

Bölüm Şarkısı: Taylor Swift - Blank Space

Ekin bir süre sessiz kaldı, psikologun gözlerinin içine bakıyordu. Konuşmak istiyordum ama Aydan'ın söylediklerine bakılırsa fikirleri önemsenen Ekin'di. Sessiz kalıp ben de beklemeye başladım, sonuçta her şeyi kabul ediyordum ben değil mi? Kendi düşüncelerim sonucunda elimle ağzımı kapatıp hafif güldüm. Ağlanacak halime gülme tarzı bir şeydi bu. En sonunda sessizlik bozuldu ve Ekin söze girdi. Ne diyeceğini ben de merak ediyordum.

"Buraya gelmek için tüm rutinimi bıraktım ve bir saat boyunca İstanbul'un bu trafiğini çektim. Hepsi bunun için miydi?" dediğinde şok olmuştum. Şaşkın ve kaşlarım havada bir şekilde Ekin'e bakıyordum. Bu adam beni dikkate dahi almıyordu. Bakışlarımı ondan çekip Aydan'a bakmaya başladım.

"Ben bu terapiyi kabul etmiyorum, sizin düşündüğünüz gibi kabul etmek zorunda da değilim. İzniniz olursa çıkabilir miyim?" dediğimde Aydan bakışlarını bana doğru çevirdi.

"Seninle konuşmamız böyle değildi Masal. Buraya gelmeyi bırakabilirsin ama mutlaka tedavine devam etmen gerekiyor. Eğer benimle devam etmek istemiyorsan arkadaşımın numarası sekreterimde var. Ondan alabilirsin." Tepkisiz bir şekilde Aydan'ın yüzüne baktım. Kadın resmen gitmemi istiyordu. Oturduğum yerden hızlı bir şekilde kalktım ve şu Allahın cezası yerden kurtulmak için acele bir şekilde hareket ettim. Odadan çıkar çıkmaz sekreter Ahu bana bakmaya başladı.

"Sorun ne Masal?" diye sorduğunda onu geçiştirmek amaçlı kısa konuşmaya çalıştım.

"Artık buraya gelmeyeceğim, kurtuldum yani," dediğimde kaşlarını hafif çatıp "Anlamadım," dedi. Gülümsedim ve onu umursamadan kliniğin olduğu binanın çıkış merdivenlerine doğru koşmaya başladım. Artık şu haftalık seanslar yoktu. Kurtulmuştum. Peki ya anneme ne diyecektim? İşte gerçeklerin zihnimde yankılanışı tam bu noktada olmuştu. Anneme ne diyeceğim?

Cebimden telefonumu çıkardım, annemi aramalı mıydım? Arasam ne diyecektim ki? Hemen Aydan'ı arardı buna o kadar emindim ki. En iyisi yüz yüze konuşmaktı. Telefonu cebime sıkıştırıp ana caddeye doğru yola koyuldum. Evime giden otobüse bir an önce  binsem iyi olacaktı. En azından Aydan, annemi aramadan evde olmalıydım.

&

On beş dakika gibi bir sürenin sonunda evime giden otobüs durağa yaklaştı, binmek için durak oturaklarından kalktığımda cebimdeki telefon titremeye başladı. Seansa gireceğim için en son titreme modunda bırakmıştım telefonu. Ekrana baktığımda psikologun numarasını gördüm. Beni niye arıyordu ki? Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim Aydan Hanım."

"Masal, seninle konuşacaklarım tam olarak bitmemişti. Ekin Bey'in yanında da söyleyemedim. Bu seansı kabul etmen gerekiyor."

"O neden?" diye sordum. Sinir katsayım gittikçe yükseliyordu.

"Ekin Bey şu son günlerde hiç iyi şeyler yaşamıyor ve çevresinde hiç kimse kalmadı. Demek istediğimi anlıyorsun değil mi? Senin gibi bir arkadaş ona da iyi gelecektir. Beni kırmanı istemiyorum. Bu iyi bir araştırma konusu," dediğinde gözlerimi devirdim. İşte psikologun esas isteği de buydu. Araştırmasının yarım kalmaması.

Bazı iş insanları para için çalışırlar, bazıları tanınmak için. Aydan Hanım ise tamamen araştırma için çalışıyordu. Tüm hayatı bundan ibaretti.

"İşinize karışmak gibi olmasın ama bu araştırma konunuz gerçekten çok saçma. Kocaman adam, ben daha üniversite sınavına hazırlanan on sekiz yaşında çocuk sayılabilecek biriyim. Benim ona nasıl yardımım dokunabilir?" dedim.

Kelebeğin RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin