14.Bölüm: Bir Kaşık Sevdada Boğulmak

132 42 9
                                    

"BİR KAŞIK SEVDADA BOĞULMAK"

🌸🦋

Bölüm Şarkısı: Aydilge - Aşk Paylaşılmaz

"Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık "sevda"da boğulur. - Cemal Süreya"

Ne söyleyeceğimi bilemez bir halde Ekin'in yüzüne bakmakla yetindim. Neyse ki kısa bir süre sonra Aydan seans odasına girdi ve beni bu durumun içinden kurtardı. Aydan'ı gördüğüme daha önce hiç bu kadar sevinmemiştim. Masasına yavaş bir şekilde yerleştikten sonra ikimize bakmaya başladı. Hasta-Doktor gizliliği Aydan ile benim aramda pek olmadığı için Ekin'e seansa neden erken geldiğimi anlatabileceğini düşündüm ama beni şaşırtarak bu konuya ucundan bile değinmedi.

"Sizi yan yana görmek ne güzel. Geçen hafta olduğu gibi garip bakmıyorsunuz birbirinize. Geride bıraktığımız hafta nasıl geçti sizler için merak ediyorum. Ekin Bey, sizden başlamak isterim," Aydan, Ekin'den bahsedince oturduğu tekerlekli sandalyede kıpırdanan Ekin boğazını temizleyerek söze girdi.

"Sıradan bir haftaydı benim için. Normal rutinlerimin dışında lise son sınıf ve mezun öğrenciler arasında düzenliğim bir yarışma oldu. Beni çok şaşırtan bir yetenekle karşılaştım, gençlerimizin bu denli yetenekli olmaları onore edici. Bilirsiniz sanata çok önem veririm. Bunun dışında Masal ile tanıştık, yüzeysel bir tanışma olsa da başlangıç için fena sayılmazdı."

Ekin'in söylediklerini dinlerken karnımda minik kelebeklerin adeta uçuştuğunu hissettim. Söylediklerinin hepsi benim içindi sadece o bunu henüz bilmiyordu hepsi bu. Neşe'nin hiçbir yeteneği olmadığını anladığında kazanan ben olacaktım.

"Gayet güzel bir hafta geçirdiğinizi düşünüyorum. Her yıl düzenli olarak bu yarışmayı yapıyorsunuz sizi ilk defa böyle heyecanlı gördüm."

"Evet yıllardır yapıyorum ama bazı mücevherler ortaya çıkmak için kendi vaktini kolluyor Aydan Hanım, benim bulduğum mücevher de bunlardan biri," diyen Ekin'in yüzüne baktım. Gerçekten mutlu görünüyordu, bu lafları hak eden kişi Neşe değildi, bendim.

"Çok sevindim buna. Hem yarışmayı kazananla hem de eseriyle tanışmak isterim. Sahi yarışmayı kazanan kim? Tanıdık mı?" diye soran Aydan karşısında alt dudağımı kemirmeye başladım. Aydan, Neşe'yi biliyordu.

"Tabi ki sizleri tanıştırmayı çok isterim. Mücevherin adı Neşe, Neşe Özgüden. Mezun bir öğrenci ama konuşması, hareketleri, yaptığı çizim yaşından çok çok büyük." Ekin'in tüm bunları söylerken otuz iki dişini de gösteriyor olması canımı iyice sıkıyordu. Neşe onu bu kadar mutlu mu ediyordu?

Kendi düşüncelerim arasında dolanırken bir an Aydan ile göz göze geldim. Şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Onun bana niye öyle baktığını anlamadan Aydan söze girdi. "Neşe ile Masal arkadaşlar, Masal hiç bu yarışmayı Neşe'nin kazandığından bahsetmemişti."

Aydan'ın tamamladığı cümle karşısında başımdan aşağı kaynar suların aktığını hissettim. Aferin zeki Masal! Adam Neşe Özgüden diyor. Aydan tabi ki de söyleyecek! Bir kaş göz de mi yapamıyorsun kadına?

Ekin'in sorgulayıcı bakışlarını görmesem de üzerimde olduklarını hissediyordum. "Neşe ile karşılaştılar atölyemde. İkisi de tanıştıklarını söylemedi," diyen Ekin karşısında artık tüm gözler bendeydi. Ayıkla pirincin taşını Masal!

"Yani arkadaşım değil Neşe, aynı okuldaydık ama sadece isim olarak biliyorum. Yakın değiliz, yüz yüze de tanışma fırsatımız olmamıştı." Bunları söylerken Aydan ile bakışıyordum. Aydan söylediklerim karşısında söze girmek istedi ama kaşlarımı kaldırdım. Benim o halime bakıp sustu.

Kelebeğin RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin